2. Hukuk Dairesi 2013/16658 E. , 2014/2930 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Afyonkarahisar 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ :28.03.1996
NUMARASI :Esas no:1996/106 Karar no:1996/106 (Değişik İş)
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dava, 2828 sayılı Kanununa göre alınmış olan korunma kararının kaldırılmasına ilişkindir. Sözü edilen Kanun, korunmaya muhtaç çocukların, ergin oluncaya kadar, bu kanun hükümlerine göre kurulan sosyal hizmet kuruluşlarında bakılıp gözetilmeleri hususundaki tedbirin görevli ve yetkili mahemece alınacağını hükme bağlamış (2828 s.K. m.22/1), görevli ve yetkili mahkemenin hangi mahkeme olduğunu göstermemiştir. Kanunun 24.maddesi de, korunma kararı alınmasını gerektiren şartların ortadan kalkması halinde, kurum yetkililerinin önerisi üzerine mahkemece, çocuk ergin olmadan kaldırılabileceği gibi, ergin olduktan sonra da, çocuğun rızası alınmak şartıyla ve bu maddede gösterilen şartların varlığı halinde korunma kararının devamına karar verilebileceğini hükme bağlamıştır.
9.1.2003 tarihinde kabul edilen ve 18.1.2003 tarihli Resmi Gazete"de yayınlanarak yayımı tarihinde yürürlüğe giren, 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanununun 6. maddesinin 2. fıkrasının (b) bendi ise; görev alanına giren konularda, bedensel ve zihinsel gelişmesi tehlikede bulunan veya manen terk edilmiş halde kalan küçüğü, ana ve babadan alarak bir aile yanına veya resmi ya da özel sağlık kurumuna veya genel veya katma bütçeli daireler ve benzeri yerlere yerleştirmeye ilişkin tedbirin Aile Mahkemelerince alınacağını hükme bağlamıştır. 3.7.2005 tarihinde kabul edilen ve 15.7.2005 tarihli Resmi Gazete"de yayınlanarak yürürlüğe giren 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu, korunma ihtiyacı olan çocuk hakkında, koruyucu ve destekleyici tedbir kararı alma yetkisini çocuk mahkemelerin vermiş (5395 s.K.m.7/7), bu Kanunun Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik de (R.G. 24.12.2006 ve 26386) "mahkemenin", müstakil çocuk mahkemesi bulunmayan yerlerde aile ya da asliye hukuk mahkemeleri ile suça sürüklenen çocuklar yönünden ceza mahkemelerini ifade ettiği belirtilmiştir. (Yönetmelik m.4/e)
Yukarıda belirtilen kanun ve yönetmelik hükümlerine göre, 4787 sayılı Aile Mahkemeleri Kanununun yürürlüğe girmesiyle, 2828 sayılı Kanun uyarınca korunmaya muhtaç çocuklar hakkında korunma kararı alma ve koşullarının varlığı halinde bu kararı kaldırma görevi Aile Mahkemelerinin görevi kapsamına alınmıştır. İşin esasıyla ilgili karar vermek görevi, sonradan yürürlüğe giren yukarıda bahsedilen kanunlarla değiştiğine göre, dava, aile mahkemesinin görevine girmektedir. 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş ve Yargılama Usullerine Dair Kanununun geçici 1. maddesinde; sonuçlanmamış davaların yetkili ve görevli aile mahkemesine devredileceğini hükme bağlamıştır. Davanın görüldüğü yerde karardan sonra Aile Mahkemesi kurulmuş ve faaliyete geçmiştir. Bu sebeple dosyanın Aile Mahkemesine devredilmesi gerektiği yönünden hükmün bozulması gerekmektedir.
2-Kabule göre de;
Koruma Karanının kaldırılması davasında dava ve karar tarihi itibariyle ergin olmayan küçüklerin yasal temsilcileri (veli ya da vasi) davaya dahil edilmeden eksik hasımla yargılamaya devam edilerek yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi de doğru değildir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre temyize konu sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi.17.02.2014(Pzt.)
KARŞI OY YAZISI
Davalı, kendisi hakkındaki koruma kararının ergin olmadan kaldırılmasına ilişkin Afyon 1. Asliye Hukuk Mahkemesince 1996 tarihinde verilen kararı temyiz etmektedir. Kaldırma kararı, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumunun başvurusu üzerine “hasımsız” olarak verilmiştir. Bu karar, “hasımsız” olarak verildiğinden davalı bakımından “kesin hüküm” teşkil etmez ve davalıyı bağlamaz. Davalının kararı temyizle elde etmek istediği sonuç, kamu kurumlarına kurum vasıtasıyla iş başvurusunda bulunma imkanından yararlanmaktır. Çünkü, korunmaya muhtaç çocukların 2828 sayılı Kanuna 3413 sayılı Kanunla ilave edilen Ek 1. madde hükmünden yararlanabilmeleri için, reşit olana kadar kurumda bakılmış ve koruma altında kalmış olmaları gerekir. Davalı, “Korunmaya Muhtaç Çocukların İşe Yerleştirilmelerine İlişkin Tüzük” hükümlerine göre, reşit olana kadar kurumda kaldığını belgelendirememesi halinde, bu hususun tespiti için mahkemeden karar alabilir. (Tüzük m. 7) Başka bir ifade ile davalı, temyizle elde etmek istediği sonucu, tespit davası açmak suretiyle elde edebilir. Bu bakımdan davacının 1996 yılında verilmiş olan bir kararı, uzun bir süre geçtikten sonra temyize taşımakta korunmaya değer hukuki yararı yoktur. Temyiz talebinin açıklanan sebeple reddine karar verilmelidir. Bu sebeple sayın çoğunluğun bozma kararına katılmıyorum.