5. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/25005 Karar No: 2015/6377 Karar Tarihi: 30.03.2015
Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 2014/25005 Esas 2015/6377 Karar Sayılı İlamı
5. Hukuk Dairesi 2014/25005 E. , 2015/6377 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili için açılan ilk davada, saklı tutulan bölümün tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi, davacı vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü. - K A R A R - Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili için açılan ilk davada, saklı tutulan bölümün tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, dava konusu taşınmaza fiilen el atılmadığı, bu itibarla davanın idari yargıda tam yargı davası olarak görülmesi gerektiği kabul edilerek yargı yolu bakımından GÖREV yönünden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir. Yapılan yargılama sırasında imar planında çıraklık okulu olarak ayrılan dava konusu taşınmaza idarece fiilen el atılmadığı anlaşılmıştır. 11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Yasanın 21. maddesi ile Kamulaştırma Kanununun geçici 6. maddesinde yapılan değişiklik ile; “Uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmî kurumlara ayrılmak suretiyle veya ilgili kanunların uygulamasıyla tasarrufu kısıtlanan taşınmazlar hakkında, 3/5/1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanununda öngörülen idari başvuru ve işlemler tamamlandıktan sonra idari yargıda dava açılabilir. Bu madde hükümleri karara bağlanmamış veya kararı kesinleşmemiş tüm davalara uygulanır.” hükmü getirilmiştir. Öte yandan Anayasa Mahkemesi’nin 25.09.2013 gün 2013/93 Esas, 2013/101 Karar sayılı ilamında da; “Kamulaştırmasız el atmadan söz edilebilmesi için taşınmaz zilyetliğinin idareye geçmesi ve taşınmazın fiilen kamu hizmetine tahsis edilmiş olması gerektiği; imar kısıtlamalarında taşınmazın zilyetliğinin malikte kalmaya devam etmekte olup, yalnızca malikin tasarruf yetkisinin, ilgili mevzuattan kaynaklanan bazı kısıtlamalara maruz kaldığı, bu nedenle imar kısıtlamalarından kaynaklanan tazminat davalarının idari yargıda açılabileceği” kabul edilmiştir. Açıklanan nedenlerle, yargı yolu bakımından mahkemenin görevsizliği nedeniyle davanın görevden reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak; Görevsizlik hususu yasal değişkiliğinden kaynaklanıdğından davalı idare lehine vekalet ücreti takdir edilmemesi gerektiğinin düşünülmemesi, Doğru değilse de bu yanılgıların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden; Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 3. fıkrasının tümü ile hükümden çıkartılmasına, yerine (Görevsizlik kararı yasal düzenlemeden kaynaklandığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına) cümlesinin yazılmasına, Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan temyiz ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 30.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.