Dosya incelenerek gereği düşünüldü: I-Sanık ... hakkında kurulan hükme yönelik temyiz taleplerinin incelenmesinde; Sanık ... müdafiinin, yöntemine uygun olarak 05.05.2015 tarihinde sanığın yüzüne karşı tefhim olunan hükmü, yasal süresinden sonra 21.05.2015 tarihinde temyiz ettiği anlaşılmakla, temyiz isteminin CMUK"nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE, II-Sanık ... hakkında kurulan hükme yönelik temyiz taleplerinin incelenmesinde; Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçunun oluşabilmesi için failin, alt sınırı altı ay veya daha fazla hapis cezasını gerektiren bir suçtan kaynaklanan malvarlığı değerini, yurt dışına çıkarması veya gayrimeşru kaynağını gizlemek veya meşru bir yolla elde edildiği konusunda kanaat uyandırmak maksadıyla çeşitli işlemlere tabi tutması gerektiği; somut olayda öncül suç niteliğindeki "uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma" suçundan sanık ... hakkında kamu davası açılıp yargılama yapıldığı, suç tarihinin 29/03/2004 olduğu, sanığa atılı bulunan suçun suç tarihi itibariyle 4208 sayılı Kara Paranın Aklanmasının
Önlenmesine Dair Kanunun 7. maddesinde düzenlendiği, yine aynı Kanunun 8. maddesinde bu suça ilişkin kovuşturma zamanaşımının 10 yıl olarak belirlendiği, anılan maddede 26.12.2003 tarihinde yürürlüğe giren 5020 sayılı Kanunun 16. maddesi ile yapılan değişiklik üzerine kovuşturma zamanaşımı süresinin 15 yıla çıkartıldığı, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçuna, 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK"nın 282. maddesinde yer verilmesi üzerine 18.10.2006 tarihinde yürürlüğe giren 5549 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkındaki Kanunun 26. maddesi ile 4208 sayılı Kanunun 7 ve 8. maddelerinin yürürlükten kaldırıldığı, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçunun düzenlendiği TCK"nın 282. maddesinin, 26.06.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5918 sayılı Kanunun 5. maddesi ile değiştirilmeden önceki ilk halinde; “cezanın üst haddinin 5 yıl” olarak düzenlendiği ve TCK 66/1. maddesi uyarınca 8 yıllık olağan ve TCK’nın 67. maddelerinde belirlenen 12 yıllık olağanüstü zamanaşımı süresine tabi olduğu, tüm bu yasal düzenlemelerin ayrı ayrı ve bir bütün olarak uygulanması sonucu zamanaşımı bakımından, TCK"nın 282. maddesinin 26.06.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5918 sayılı Kanunun 5. maddesi ile değiştirilmeden önceki ilk halinin sanık lehine olduğunun anlaşılması karşısında anılan Kanunun 66/1-e ve 67. maddelerinde belirlenen dava zamanaşımının suç tarihi ile inceleme tarihi arasında gerçekleştiği anlaşılmakla hükmün BOZULMASINA, CMUK"nın 322. maddesine istinaden sanık hakkındaki kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 04.02.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.