Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2016/1322
Karar No: 2018/220

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2016/1322 Esas 2018/220 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu         2016/1322 E.  ,  2018/220 K.

    "İçtihat Metni"


    Mahkemesi :Sulh Ceza

    Kasten yaralama suçundan sanık ..."ın, TCK"nun 86/2, 86/3-a, 62/1 ve 52/2-4. maddeleri uyarınca 3.750 Lira adli para cezası ile cezalandırılmasına ve taksitlendirmeye ilişkin İstanbul Anadolu (Kapatılan) 14. Sulh Ceza Mahkemesince verilen 15.07.2014 gün ve 291-711 sayılı hükmün, sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 3. Ceza Dairesince 14.09.2015 gün ve 9872-25429 sayı ile;
    "28.06.2014 tarihli Resmi Gazetede yayımlanıp aynı tarihte yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 84. maddesi ile 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 6. madde hükmüyle sulh ceza mahkemelerinin kaldırılarak anılan maddenin yürürlüğe girdiği 28.06.2014 tarihi itibarıyla sulh ceza mahkemelerinde görülmekte olan dava dosyalarının bir ay içinde yetkili asliye ceza mahkemelerine devredileceğinin bildirilmesi karşısında, karar tarihinde görevli olmayan İstanbul Anadolu 14. Sulh Ceza Mahkemesince verilen 15.07.2014 gün ve 291-711 sayılı mahkûmiyet kararının hukuken yok hükmünde olduğu belirlenerek yapılan incelemede;
    6545 sayılı Kanunun 84. maddesi ile 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 6. madde uyarınca görevli ve yetkili asliye ceza mahkemesince sanık hakkında açılan kamu davası ile ilgili yargılamaya hüküm öncesi aşamadan devam olunarak bir karar verilmek üzere dosyanın mahalli mahkemesine gönderilmesi için incelenmeksizin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine" karar verilmiştir.
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 10.12.2015 gün ve 375948 sayı ile;
    "... 6545 sayılı Kanun ile 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 6. maddesindeki düzenleme şu şekildedir;
    1- Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte sulh ceza mahkemeleri kaldırılmıştır.
    2- Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren yirmi gün içinde sulh ceza hâkimlikleri kurulur.
    3- Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte, sulh ceza mahkemelerinde görülmekte olan dava dosyaları bir ay içinde yetkili asliye ceza mahkemelerine devredilir.
    4- Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte, kaldırılan sulh ceza mahkemelerinde görülmekte olan işlerden, sulh ceza hâkimliğince bakılması gerekenler, sulh ceza hâkimliklerinin kurulmasından itibaren on beş gün içinde yetkili sulh ceza hâkimliğine devredilir.
    5- Kaldırılan sulh ceza mahkemelerinde görev yapan hâkimler, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca, sulh ceza hâkimliklerinin kurulmasından itibaren on beş gün içinde müktesepleri dikkate alınarak uygun görülecek bir göreve atanır veya yetkilendirilirler.
    6- Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte, sulh ceza mahkemelerince verilen kararlardan Yargıtay incelemesinde olanlar hakkında sadece görev nedeniyle bozma kararı verilemez.
    7- Sulh ceza hâkimlikleri faaliyete geçirilinceye kadar, sulh ceza mahkemelerinin görev alanına giren her türlü kararı vermeye kaldırılan sulh ceza mahkemeleri yetkilidir. Kaldırılan mahkemelerde bulunan ve kesinleşen dosyalara ait arşiv ve emanetler ile diğer evrak ve dokümanlar Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından belirlenecek mahkeme veya mahkemelere ya da hâkimliklere devredilir ve müteakip işlem ve talepler bu mahkemelerce veya hâkimliklerce yerine getirilir veya karara bağlanır.
    Nitekim Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) tarafından 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren maddenin uygulanması ile ilgili yapılan 30.06.2014 tarihli iki duyuru ile geçişin ne şekilde yapılacağı açıklanmış, devrin kendilerinin yapacağı görevlendirme ve açıklamalar ışığında yapılması gerektiği tüm adli teşkilata duyurulmuştur. Buna göre HSYK aynı tarihli 1535 sayılı kararında kendileri tarafından düzenleme yapılıncaya kadar "kaldırılan mahkemelerde bulunan derdest dosya ve kesinleşen dosyalara ait arşiv ve emanetler ile diğer evrak ve dökümanların HSYK tarafından devredilecek mahkemeler belirlenene kadar bekletilmesini" bildirmiş,
    30.06.2014 tarihli diğer kararında da özetle; "Anılan Kanunun öngördüğü bir aylık süre içerisinde, HSYK birinci dairesi tarafından sulh ceza mahkemelerinden devredilecek dosyaların asliye ceza mahkemelerine tevziine ilişkin kriterler belirlenerek tüm teşkilata duyuruluncaya kadar anılan Kanunun 84. maddesinin 7. fıkrasının birinci cümlesi uyarınca sulh ceza mahkemelerinin derdest dava dosyalarını devretmeyerek bu dosyalara (duruşma, keşif, karar verme, iddianamenin iadesi ve kabulü gibi her türlü iş ve işlem gibi) bakmaya devam etmelerinin uygun olacağı düşünülmektedir.",
    HSYK 1. Dairesinin 16.07.2014 tarihinde internet sitesinde yayınladığı 1642 sayılı karar uyarınca hangi sulh ceza mahkemesinin hangi asliye ceza mahkemesine devredileceğini ayrıntılı liste hâlinde yayınlamıştır. Bu liste İstanbul Anadolu 14. Sulh Ceza Mahkemesinin esas dosyaları, talimat dosyaları ve arşiv dosyalarının İstanbul Anadolu 54. Asliye Ceza Mahkemesine devrine ilişkin kararı da kapsamaktadır. HSYK internet sitesinde tüm adli teşkilata duyurulan bu karar ile sulh ceza mahkemelerinin her tür karar verme yetkisi de bu tarih itibarıyla (16.07.2014) ortadan kalkmıştır.
    İtirazımıza konu olan İstanbul Anadolu 14. Sulh Ceza Mahkemesinin karar tarihi 15.07.2014"tür. Anılan mahkeme kararı bir aylık devir süresi içerisinde olduğu gibi, HSYK"nun devir sürecini belirli hale getiren ve sonlandıran 16.07.2014 tarihli kararından da bir gün öncedir. Bu durumda mahkemenin verdiği nihai kararı "yok hükmünde" saymak yasanın özüne ve düzenlemesine açıkça aykırıdır. Yine bu dönemde UYAP"ta sulh ceza mahkemesi ekranından başka bir ekranın bulunmadığı itiraz talep eden mahkeme tarafından ifade edilmektedir.
    5320 sayılı Kanunun geçici 6. maddesinin 7. fıkrası da birinci maddesi ile kaldırdığı sulh ceza mahkemelerine açıkça sulh ceza hâkimlikleri faaliyete geçinceye kadar her türlü kararı vermeye yetki vermektedir. Maddenin şu ifadesi "...sulh ceza mahkemelerinin görev alanına giren her türlü kararı vermeye kaldırılan sulh ceza mahkemeleri yetkilidir" açıkça sulh ceza mahkemelerine kanun tarafından verilen yetkidir. Yüksek Yargıtayın anılan dönemde verilen kararları açık kanun hükmüne rağmen, 5320 sayılı Kanunun geçici 6. maddesinin sadece 1. fıkradan ibaret gibi yorumlaması 7. fıkrayı yok sayması hâlinde durumun açıkça hukuka aykırı olacağı" görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
    5271 sayılı CMK"nun 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 3. Ceza Dairesince 27.09.2016 gün ve 34026-16458 sayı ile, itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
    Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; 28.06.2014 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun ile kaldırılan sulh ceza mahkemelerince, sulh ceza hâkimlikleri faaliyete başlayıncaya kadar verilen kararların yok hükmünde olup olmadığının belirlenmesine ilişkin ise de; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 30 günlük süreden sonra yapılan itirazın sanık lehine mi aleyhine mi olduğunun, buna bağlı olarak da itirazın süresinde olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
    İncelenen dosya kapsamından;
    Özel Daire tevdi kararının 21.10.2015 tarihinde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına teslim edildiği,
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 10.12.2015 tarihinde yerel mahkeme hükmünün onanması gerektiği görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurulduğu,
    Anlaşılmaktadır.
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının itiraz yetkisi, 5271 sayılı CMK"nun olağanüstü kanun yollarının yer aldığı “Altıncı Kitap", "Üçüncü Kısım", "Birinci Bölüm”de 308. maddede düzenlenmiş, maddenin birinci fıkrasında, “Yargıtay ceza dairelerinden birinin kararına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, resen veya istem üzerine, ilamın kendisine verildiği tarihten itibaren otuz gün içinde Ceza Genel Kuruluna itiraz edebilir. Sanığın lehine itirazda süre aranmaz” hükmüne yer verilmiştir.
    Bu düzenleme ile, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının ilamın kendisine verildiği tarihten itibaren 30 gün içinde ceza daireleri kararlarına karşı itiraz kanun yoluna başvurabileceği öngörülmüş, ancak sanık lehine itirazlarda süre aranmayacağı kuralı benimsenmiştir. Buna göre, sanık aleyhine sonuç doğuracak şekilde belirlenen aykırılıklarla ilgili olarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısına tanınan ve olağanüstü bir kanun yolu olan itiraz 30 günlük süre ile sınırlandırılmış olup, bu süre Özel Daire kararının Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına verildiği tarihten itibaren başlayacak, süre geçtikten sonra sanık aleyhine itiraz yoluna gidilemeyecektir.
    Bu açıklamalar ışığında önsoruna ilişkin olarak yapılan değerlendirmede;
    Sanığın kasten yaralama suçundan mahkûmiyetine ilişkin hükmün, sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine inceleme yapan Özel Dairece; 28.06.2014 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunla sulh ceza mahkemelerinin kaldırılarak bu mahkemelerde görülmekte olan davalara ilişkin dosyaların bir ay içinde yetkili asliye ceza mahkemelerine devredileceğinin belirtilmesi karşısında, karar tarihinde görevli olmayan sulh ceza mahkemesince verilen mahkûmiyet kararının hukuken yok hükmünde olduğu ve temyize konu bir hüküm bulunmadığı gerekçesiyle, asliye ceza mahkemesince yargılamaya hüküm öncesi aşamadan devam olunarak bir karar verilmek üzere dosyanın incelenmeksizin tevdiine karar verildiği, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca karar tarihi itibarıyla sulh ceza mahkemelerinin hâlen görevli olduğu ve yerel mahkeme kararının onanması gerektiği görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmaktadır. Özel Daire tevdi kararının yerel mahkemenin mahkûmiyet kararını yok hükmünde sayması, tevdi kararına göre yargılamaya hüküm öncesi aşamadan tekrar başlanacak olması, bu durumun sanığın hukuki güvencesi daha fazla olan üst dereceli mahkemede yargılanmasını sağlayacak olması karşısında, Özel Daire tevdi kararının sanığın lehine olduğu kabul edilmelidir. Özel Dairece yok hükmünde olduğuna karar verilen mahkûmiyet hükmünün onanmasına ilişkin olan ve sanık aleyhine olduğunda tereddüt bulunmayan bu itirazın 5271 sayılı CMK"nun 308. maddesi uyarınca 30 günlük süreye tabi olduğu, dosya içeriğine göre 21.10.2015 tarihinde başlayan itiraz süresinin, 20.11.2015 tarihinde sona erdiği hâlde, itiraz kanun yoluna 10.12.2015 tarihinde başvurulduğu anlaşıldığından, 30 günlük yasal süreden sonra yapılan sanık aleyhindeki itirazın Ceza Genel Kurulunca görüşülmesi mümkün değildir.
    Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının yasal süre içinde yapılmaması nedeniyle reddine karar verilmelidir.
    SONUÇ :
    Açıklanan nedenlerle;
    1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının süre yönünden REDDİNE,
    2- Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 15.05.2018 günü oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi