12. Ceza Dairesi 2015/10088 E. , 2016/8865 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Karar tarihi : 13/05/2014
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
Hüküm : 2863 sayılı Kanunun 65/1, 5237 sayılı TCK"nın 62, 52/2, 51/1-3, 53/1. maddeleri uyarınca mahkumiyet, erteleme
2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünce ..."na gönderilen 09/04/2013 tarihli yazıda, Trabzon Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu"nun 04/12/1998 tarih ve 3332 sayılı kararı ile belirlenen 3. derece doğal sit alanı içerisinde yer alıp, 25/12/2003 tarih ve 2003/6692 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile özel çevre koruma alanına dahil edilen bölgedeki taşınmazda izinsiz inşaat yapıldığının belirtildiği, bahse konu yazının ekinde, 08/04/2013 tarihli olay yeri fotoğraflarını içeren cd"nin de yer aldığı, Çaykara Kaymakamlığınca Cumhuriyet Savcılığı"na suç duyurusunda bulunulması üzerine yürütülen soruşturma kapsamında, kolluk kuvvetleri tarafından 08/05/2013 tarihli kaçak yapı tespit tutanağının düzenlendiği, Uzungöl Belediye Başkanlığınca da aynı tarihli yapı tatil zaptı tanzim edilmek suretiyle inşai faaliyetin durdurulduğu, yapının tespit anındaki durumunu gösteren fotoğrafların yine cd içerisinde mevcut olduğu, soruşturma aşamasında, 23/05/2013 tarihi itibariyle yapılan keşif sonrası, inşaat ve ziraat mühendisi bilirkişilerce ortak düzenlenen raporda, 09/04/2013 ve 08/05/2013 tarihleri ile 08/05/2013 ve 23/05/2013 tarihleri arasında ve 23/05/2013 keşif tarihinde dahi inşai faaliyete devam edildiğinin belirtildiği, kovuşturma aşamasında, 24/10/2013 tarihi itibariyle yapılan keşif sonrası aynı bilirkişilerce yine ortak düzenlenen 01/02/2014 tarihli raporda da, 23/05/2013 tarihli keşifteki durum ile karşılaştırıldığında, inşaatın her an devam ettiğinin, özellikle iç mekanda eksik olan imalatların tamamlanmış olduğunun açıklandığı;
Bünyesinde koruma, uygulama ve denetim büroları kurulan idarelerden izin almaksızın veya izne aykırı olarak tamirat ve tadilat yapanlar ile izinsiz inşai ve fiziki müdahale yapanlar veya yaptıranların, 2863 sayılı Kanunun 6498 sayılı Kanun ile değişik 65/4. maddesine göre
./.
cezalandırılacakları, bununla birlikte, anılan büroların, belediye başkanlıkları ve il özel idareleri bünyesinde faaliyet gösterdikleri, özel çevre koruma bölgelerinde ise, ruhsat talepleri ve mevzuata aykırılıklar konusunda Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü"nün yetkili olduğu, adı geçen kurumun bünyesinde de koruma uygulama ve denetim bürosu bulunmadığı anlaşılmakla; tebliğnamedeki bozma görüşüne iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- İki sınır arasında temel ceza belirlenirken suçun işleniş şekli, meydana gelen zararın ağırlığı, sanığın kasta dayalı kusurunun yoğunluğu nazara alınmak suretiyle, adalet ve hakkaniyet kurallarına uygun bir cezaya hükmedilmesi gerektiği, bu kapsamda, yukarıda açıklandığı şekilde sanığın, gerçekleştirdiği inşai müdahale ile ilgili olarak düzenlenen zabıt ve tutanaklara rağmen ve hakkında soruşturma yürütüldüğünü bildiği halde faaliyetini sürdürerek, binayı 24/10/2013 tarihli keşifte gözlemlenen duruma getirdiği, binanın inşa sürecinin, dosya içerisinde mevcut cd"lerdeki fotoğraflardan da açık ve net bir şekilde görüldüğü anlaşılmakla; suç kastının yoğunluğunu ortaya koyan sanık hakkında temel ceza belirlenirken asgari hadden fazlaca uzaklaşılması gerektiği gözetilmeksizin eksik ceza tayini,
2- İnceleme konusu davanın dayanağını oluşturan 15/07/2013 tarihli iddianamede, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü"nün 09/04/2013 tarihli yazı ile ihbarda bulunması üzerine soruşturmaya başlandığı, kolluk kuvvetlerince olay yerine ilişkin görgü tespit tutanağı düzenlendiği, Uzungöl Belediye Başkanlığı tarafından tanzim edilen 08/05/2013 tarihli yapı tatil zaptı ile inşaatın durdurulduğu, 23/05/2013 tarihinde yapılan keşif ile de, inşai faaliyetin sürdüğünün belirlendiği hususlarına yer verildiği anlaşılmakla; bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda, aynı suçu birden fazla işleyen sanığa ek savunma hakkı tanınmak suretiyle, sanık hakkında tayin edilen temel cezada, 5237 sayılı TCK"nın 43/1. maddesi uyarınca arttırım yapılması gerektiği gözetilmeksizin, inşai müdahalenin geçirdiği aşamalar ve bunları tespit eden birden fazla sayıdaki zabıt, tutanak ve raporlar dikkate alınmadan karar verilmesi,
3- 5237 sayılı TCK"nın 51/1. maddesinde düzenlenen erteleme müessesesinin uygulanabilmesi için sanığın, suçu işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işlemeyeceği konusunda mahkemede bir kanaatin oluşması gerektiği, somut olayda ise sanığın, ilk tespit tarihinden sonra düzenlenen zabıt, tutanak ve raporları umursamaz bir tavır sergileyerek faaliyetine devam ettiği, böylece, suç işleme iradesini tekrar tekrar ortaya koyarak, eyleminden pişmanlık duymadığını tereddütsüz bir şekilde gösterdiği, diğer yandan, Uyap sisteminden temin edilen sanığa ait adli sicil kaydının incelenmesinde, sanığın, 2863 sayılı Kanunun Anayasa Mahkemesince iptal edilen 65/b maddesi uyarınca verilip, kesinleşme tarihleri itibariyle tekerrüre esas olmayan iki adet erteli hapis cezası mahkumiyeti bulunduğunun görüldüğü, dolayısıyla, erteleme müessesesinin sanık yönünden cezanın caydırıcı özelliğini ortadan kaldırdığı ve sanığın, lehine yapılan uygulamalara rağmen hukukun gerektirdiği şekilde hareket etme iradesinden yoksun olduğu anlaşılmakla; sanık hakkında tayin edilen hapis cezasının ertelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, hatalı değerlendirme ile aksi yönde hüküm tesisi kanuna aykırı,
4- Sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesi tatbik edilirken, Anayasa Mahkemesi"nin 24/11/2015 günlü Resmi Gazete"de yayımlanan 08/10/2015 tarihli, 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararının gözetilmesinde zorunluluk bulunması,
./.
Bozmayı gerektirmiş olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince hükmün isteme uygun olarak BOZULMASINA, 26/05/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.