17. Hukuk Dairesi 2015/3366 E. , 2017/9098 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın reddine ilişkin verilen hüküm, davacı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalının trafik sigortacısı olduğu aracın davacı çocuğa çarpmasıyla oluşan kazada davacının ağır biçimde yaralandığını, çocuğun vücudunda pek çok kırık oluştuğunu ve kafa travması geçirdiğini, davacının yaralanmaları nedeniyle işgücü kaybına uğradığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 20.000,00 TL. işgücü kaybı tazminatının kaza tarihinden işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, poliçe limitiyle sınırlı olarak ve sigortalının kusuru oranında zarardan sorumlu olduklarını, maluliyet raporunun ... 3. İhtisas Dairesi"nden alınması ve kaza nedeniyle yapılan ödemelerin tazminattan düşülmesi gerektiğini, ticari faiz isteminin yersiz olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davaya konu kaza nedeniyle davacı çocukta kalıcı maluliyet oluşmadığının alınan raporla saptandığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Sözkonusu belirlemenin ise, Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi"nin, çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü veya Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Somut olayda, kaza neticesinde davacı ..."ın maruz kaldığı yaralanmaya ilişkin olarak alınan, üç kişilik bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 20.10.2014 tarihli rapor mahkemece benimsenmiş olup bu raporda, davacı çocuğun kaza nedeniyle kalıcı maluliyetinin bulunmadığı bildirilmiştir. Ne var ki, anılan bu raporda, yukarıda ifade olunan ve kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan mevzuata uygun olarak maluliyet değerlendirmesinin yapılmadığı, rapor tanziminde Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre belirleme yapılmadığı görülmektedir. Ayrıca, davacı çocuğun kazada başından da yaralandığı, sol frontal bölgede laserayon tespit edildiği tıbbi belgelerle sabit olmasına rağmen, hükme esas alınan raporda sadece ortopedik açıdan değerlendirme yapıldığı; davacı tarafın iddia ve itirazlarına rağmen, kazadaki kafa travması ile psiko motor becerileri etkileyen araz oluşup oluşmadığı konularında herhangi bir inceleme yapılmadığı görülmektedir. Bu yönüyle, maluliyet oranı tespitine ilişkin bu rapor, hükme esas almaya elverişli olmadığından, maluliyetin belirlenmesi konusunda mahkemece yapılan araştırma yetersizdir.
Bu durumda mahkemece, kazayla ilgili eksik kalan tedavi evrakları celbedildikten sonra, yukarıda belirtilen açıklamalar ışığında ve özellikle davacı çocuğun kazada uğradığı kafa travması nedeniyle de arazının ortaya çıktığı yönündeki davacı iddia ve itirazları dikkate alınarak heyet oluşturulmak suretiyle, olay tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği ölçülerine göre, Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi"nden davacının kaza nedeniyle uğradığı çalışma gücü kaybı bulunup bulunmadığı ve varsa oranı konusunda ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 16/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.