11. Hukuk Dairesi 2014/13262 E. , 2014/19764 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 02/04/2014 tarih ve 2013/137-2014/84 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin "...”, “...”, “...” ve “..." ibareli tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalının bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki "...+şekil" ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere davalı TPE"ne başvuruda bulunduğunu, 2010/75059 kod numaralı başvurunun Resmî Marka Bülteni"nde ilânı üzerine, itirazda bulunulduğunu ancak, itirazın YİDK tarafından reddedildiğini, oysa başvuru konusu marka ile müvekkilinin tanınmış markalarının benzer olduğunu, başvurunun kötü niyetle yapıldığını ileri sürerek, 2013/M-2186 sayılı YİDK kararının iptalini, tescili halinde markanın hükümsüzlüğü ve sicilden terkinini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili; müvekkili tarafından tescili talep edilen "...+şekil" ibaresinin davacıya ait markalardan farklı olduğunu, karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını, haksız yarar sağlanacağı ve markanın itibarına zarar vereceği iddialarının da dayanaksız olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı ... vekili, davacı markalarının, başvuru konusu marka ile işitsel veya anlamsal düzeyde ilişkilendirilme ihtimali de dahil olmak üzere karıştırılmaya yol açabilecek derecede benzer olmadığını, bu nedenle iptali istenilen kararın hukuka uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davacının markalarının “...” esas ve ayırt edici unsurlu olduğu, davalının 2010/75059 sayılı başvurusunun ise ...+ŞEKİL ibareli olduğu, başvuru kapsamında yer alan 3. Sınıf ürünlerin davacının tescilli markalarının kapsamında aynen yer aldığı, ancak, davalının başvurusunda ilk hece olan ... hecesinin oldukça baskın olduğu, bu bakımdan davacının...bareli markalarıyla davalının ...+ŞEKİL ibareli başvurusu arasında anlamsal ve sescil bir benzerlik bulunmadığı gibi başvuru konusu işaretin yeşil renkli özel ve özgün bir yaprak şekliyle bütünleştirilmiş olduğu,bu durumun şeklin görsel ayırt ediciliğini daha da
güçlendirdiği, işin uzmanı yahut dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan, daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net izleminin tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu 3. sınıf ürünler için ayırdığı satın alım süresi içinde, ...+ŞEKİL ibareli işareti gördüğünde derhâl ve hiç düşünmeden bunun ...ibareli markalardan farklı bir marka olduğunu algılayabileceği, zaten kapsamdaki ürünlerin potansiyel alıcı kitlesinin yetişkinlerden oluştuğu, aynı biçimde satın alınması için gerekli alım süresi gözetildiğinde yanılgının oluşmasının mümkün bulunmadığı, davacının ... ibaresinin tanınmış sayılmasının da sonuca etkili olmayacağı bu haliyle, davalının başvurusunun, davacı markalarının tanınmışlığından haksız yarar sağlaması, şöhretini sömürmesi, itibarına zarar vermesi ya da onun ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurması ihtimalinin bulunmadığı gerekçesiyle, YİDK kararında bir isabetsizlik olmadığından davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 15.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.