12. Ceza Dairesi 2015/3591 E. , 2016/8859 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Karar Tarihi : 13/05/2014
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
Hüküm : Beraat
2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
2863 sayılı Kanunun 7. maddesinde 6498 sayılı Kanun ile getirilen değişikliğin amacının, korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlığı ya da sit alanı olarak tescil kararlarının, ilgililerince öğrenilmesini sağlamak olduğu, başka bir deyişle, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları yönünden tebliğ; sit alanları yönünden Resmi Gazete"de yayım ve internet üzerinden duyuru kurallarının, kişilerin, sahip oldukları taşınmazların durumunu bilmelerini ve ona göre hareket etmelerini sağlama amacı taşıdığı, belirtilen kuralların, 2863 sayılı Kanunun 65. maddesinde düzenlenen suçun oluşumu için şekil şartı niteliği bulunmayıp, aksi yöndeki kabulün 6498 sayılı Kanunun amacına da ters düşeceği;
Diğer yandan, 6498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanunun 7. maddesinde öngörülen "maliklere tebliğ" usulünün, bölge bazındaki tescil işlemlerinde değil, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarının tescili söz konusu olduğunda uygulanacağı, başka bir deyişle, bir bölgenin sit alanı olarak belirlenip tescil edilmesi halinde, o bölgede yaşayan tüm vatandaşlara tebligat yapılmak suretiyle tescil kararının duyurulması şeklinde bir yöntem izlenmeyeceği, karar Resmi Gazete"de yayımlanıp Bakanlığın internet sayfasında bir ay süre ile duyurularak, bölge halkının sit tescilinden haberdar olmasının sağlanacağı;
Belirtilen değişiklik öncesinde yapılan tescil işlemleri bakımından ise, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin olarak, taşınmaza ait tapu kaydının beyanlar hanesinde tescil şerhi bulunup bulunmadığına; sit alanları, tabiat varlıkları ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin olarak, tescil kararının mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilip edilmediğine bakılması gerektiği;
Bu bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; İstanbul I Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu"nun 07/07/1993 tarih ve 4720 sayılı kararı ile kentsel sit alanı
./.
olarak tescilli bölgede yer alan, anılan Kurul"un 09/02/1998 tarih ve 9247 sayılı kararı ile korunması gerekli kültür varlığı olarak tescil edilen, yine Kurulun 15/09/1999 tarih ve 11164 sayılı kararı ile maili inhidam durumunda olduğundan can ve mal emniyeti açısından yıkılabileceğine, restitüsyon ve restorasyon projesinin sunulmasına karar verilen, kargir ev niteliğinde, iç kısmı çöken taşınmazın izinsiz olarak yeniden yapıldığının, dış cephedeki pencere doğramalarının pvc ile değiştirildiğinin, pencerelerin kapatıldığının tespit edildiği, dosya kapsamında mevcut tapu kaydı incelendiğinde, sanığın taşınmazı 16/06/2005 tarihinde ...."dan satın aldığı, inşaat yüksek mühendisi bilirkişinin 02/01/2013 tarihli raporunda özetle, taşınmazın İstanbul ili, Beyoğlu ilçesi, .. ada, ... parsel sayılı, 30,00 metrekare yüzölçümlü ana gayrimenkul üzerinde yer aldığının, binanın konut-mesken amaçlı kullanıldığının, taşınmazın 1996 yılına ait dış cephe fotoğrafları ile hâlihazırdaki dış cephesi karşılaştırıldığında, bodrum kattaki bir penceresinin duvarla örülerek kapatıldığının, cumbalı 1. ve 2. normal katlarındaki pencerelerin doğrama şeklinin ve açılan kanat türlerinin değiştirilmiş olduğunun, taşınmazın 1996 yılında içten tamamen çöken kısmının betonarme tarzda yeniden inşa edildiğinin, bu işlemin, taşınmazın sanık eline geçtiği 2005 yılından sonraki zaman zarfında yapıldığının kuvvetle muhtemel görüldüğünün, zira taşınmazın hâlihazır durumdaki yapı özellik ve karakteristikleri ile malzeme ve strüktürünün buna işaret ettiğinin belirtildiği, sanığın savunmasında, davaya konu taşınmazı mevcut hali ile satın aldığını, hiçbir müdahalesinin bulunmadığını beyan ettiği, takip eden duruşmada dinlenen tanıklar...i ve ...."in de sanık savunmasını destekler mahiyette beyanda bulundukları, ancak sanığın da hazır bulunduğu 11/09/2012 tarihli ilk duruşmada dinlenen tanık ...."ın beyanında, babasının davaya konu taşınmazı yanmış haliyle yatırım amaçlı olarak satın aldığını, tapunun annesi adına olduğunu, yanmış bir bina olduğundan kendilerinin de kullanmadıklarını, kiraya da vermediklerini, 5-10 sene yanmış haliyle kendilerinde kaldığını, yıkılmak üzereyken sanığa sattıklarını ifade ettiği anlaşılmakla,
Mahkemece, öncelikle davaya konu taşınmaz kaydı dosya arasına alınarak, taşınmazın beyanlar hanesine anılan tescil kararlarının şerh verilip verilmediği araştırılıp, sanığın taşınmazı satın aldığı 16/06/2005 tarihinden önce şerh verilmiş olduğunun belirlenmesi halinde, mahallinde konusunda uzman inşaat mühendisi bilirkişiler refakatinde yeniden keşif icra edilip, taşınmazın hangi tarihte inşa edildiği ve gerektiğinde, taşınmaza bitişik bulunan bina maliklerinden ve davaya konu yerde 2005 yılında görev yapan mahalle muhtarından da sorulmak suretiyle, sanık tarafından inşa edilip edilmediği her türlü şüpheden uzak şekilde belirlenerek, sanık tarafından inşa edildiğinin sabit olması halinde, “izinsiz inşai ve fiziki müdahalede bulunma” suçundan hüküm tesisi ile; davaya konu taşınmazın bulunduğu ilde suç tarihi itibariyle büyükşehir belediyesi veya il özel idaresi bünyesinde koruma, uygulama denetim bürosu kurulup kurulmadığı araştırılıp, eğer kurulmuş ise, taşınmazın bulunduğu yerin koruma, uygulama denetim bürosunun sorumluluk alanı kapsamında olup olmadığı hususu tespit edilerek, hükümden önce 08/10/2013 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanun"un 65. maddesinde yapılan değişiklikler de dikkate alınarak, sanığın hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesi gerektiği gözetilmeksizin, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince beraate ilişkin hükmün isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 26/05/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.