Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/10627
Karar No: 2016/12477
Karar Tarihi: 22.12.2016

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2015/10627 Esas 2016/12477 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2015/10627 E.  ,  2016/12477 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı 05.09.2013 havale tarihli dava dilekçesinde sınırları yazılı, ... ili, ... ilçesi, ... köyünde bulunan ve kadastro çalışmalarında tespit dışı bırakılan altı adet taşınmazı yıllardır zilyet ve tasarrufunda bulunduğunu belirterek adına tapuya tescilini istemiştir.
    Davalı Hazine vekili, davanın reddi ile taşınmazın Türk Medeni Kanununun 713/6. maddesi gereğince Hazine adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece, davanın kabulü ile fen bilirkişileri tarafından düzenlenen 14/04/2014 tarihli rapor ve ekindeki krokide A, B, C, D, E ve F harfleri ile gösterilen taşınmazların davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, Medeni Kanunun 713. maddesine göre açılan tescil davasıdır.
    Dava konusu taşınmazın bulunduğu yörede genel arazi kadastrosu 24/12/1984 tarihinde kesinleşmiş ve dava konusu taşınmazlar tespit harici bırakılmıştır.
    Mahkemece verilen karar usul ve kanuna aykırı olduğu gibi yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hükme de yeterli değildir. Şöyle ki; 4721 sayılı Medeni Kanunun 713/3. maddesi uyarınca, tescil davaları Hazineye ve ilgili kamu tüzel kişilerine veya varsa tapuda malik gözüken kişinin mirasçılarına karşı açılmalıdır. Dava konusu edilen taşınmazlardan (E) ve (F) harfiyle gösterilen bölümlerin kadastro çalışmalarında orman olarak tespit dışı bırakıldıkları anlaşıldığından ilgili alanlar bakımından Orman Yönetimi davaya dahil edilmeden yokluğunda yargılama yapılıp yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
    Bundan başka, mahkemece yapılan keşfe orman mühendisi bilirkişi götürülmemiş ve orman yönünden yeterli araştırma yapılmamıştır. Çekişmeli taşınmazlar 1984 tarihinde yapılan kadastro sırasında tescil harici bırakılmış olmasına rağmen, ziraat bilirkişi raporunda davacının zilyetliğine yönelik olarak taşınmazların imar ve ihyasının yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise tamamlandığı tarih net olarak belirlenmediğinden yetersizdir. Bilirkişilerin yetersiz raporlarına dayalı hüküm kurulamaz.
    Ayrıca dosya içeriğinden, çekişmeli taşınmazın bulunduğu bölgede daha önce orman kadastrosu yapılıp yapılmadığı anlaşılamamaktadır. Mahkemece, bu hususta araştırma yapılmamıştır. Bu yerde orman kadastrosu yapılmışsa, kural olarak: bir yerin orman olup olmadığı, kesinleşmiş tahdit harita ve tutanaklarının uygulanmasıyla çözümlenir ise de, o yerde köy ya da belde sınırlarının tümünü kapsayan ve 4785 sayılı Kanun hükümleri uygulanarak orman kadastrosunun yapılması halinde sağlıklı çözüme ulaşılır. Çünkü, 3116 sayılı Kanunda sadece Devlet ormanlarının kadastrosunun yapılması öngörülmüştür. Bu nedenle; 4785 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 13.07.1945 tarihinden önce yapılan sınırlandırmalar sonucu kesinleşen tahdit harita ve tutanaklarıyla, sınır dışında kalan taşınmazların orman niteliği ve hukuki durumu saptanamayacağından, çekişmeli taşınmazın orman olup olmadığının 4785, 5658 sayılı kanunlar ile 6831 sayılı Kanunun 5/11/2003 tarihli ve 4999 sayılı Kanunla değişik 7. maddesi hükümlerine göre (19/4/2012 tarihli ve 6292 sayılı Kanunla 7. maddede yapılan ibare değişikliği de nazara alınarak) çözümlenmesi gerekir. 4785 sayılı Kanunun 1. maddesi gereğince, aynı Kanunun 2. maddesinde sayılan istisnalar dışında bütün ormanlar hiçbir işleme lüzum olmaksızın devletleştirilmiştir. Devletleştirilen ormanlardan bazıları sonradan yürürlüğe giren 5658 sayılı Kanun ile iadeye tâbi tutulmuş ve iade koşulları bu Kanunda gösterilmiştir.
    Bu nedenle, mahkemece, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları, 1990-1995 yıllarına ait memleket haritaları, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ile grafik veya fotogometri yöntemiyle kadastro çalışmalarına altlık olarak düzenlenen kadastro paftası ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek bir mühendis ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmazlar ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, eğimi, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; orman kadastrosu yapılmış ise fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle orman kadastrosu ile irtibatlı kroki düzenlettirilmeli, yine taşınmazın konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritası ve hava fotoğraflarının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ve hava fotoğraflarının ölçeğine çevrildikten sonra, haritalar komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine ablike edilmek suretiyle, çekişmeli tüm taşınmazların konumu çevre parsellerle birlikte memleket haritası ve hava fotoğrafları üzerinde gösterilmeli, hava fotoğraflarının stereoskopik aletlerle üç boyutlu incelemesi yapılarak, taşınmazın bu fotoğraflardaki niteliği ile taşınmaz üzerindeki bitki örtüsünün cinsi, sayısı, yaşı, dağılımı, kapalılık oranı ve kullanım sınırının bulunup bulunmadığı, tasarruf edilen yerlerden olup olmadığı, konumu ve yine grafik veya fotogometri yöntemiyle düzenlenen arazi kadastro paftası üzerinde taşınmazın konumu gösterilmeli, bu paftada taşınmazın kullanım durumunun bulunup bulunmadığı belirlenmelidir.
    Ayrıca, taşınmazın öncesinin ne olduğu, imar ihya yapılmışsa hangi tarihte başlanılıp bitirildiği, kimden kime kaldığı, zilyetliğin ne zaman başlayıp nasıl sürdürüldüğü ve ekonomik amacına uygun olup olmadığı, maddi olaylara dayalı ve ayrıntılı olarak, taşınmazın başında dinlenecek yerel bilirkişiler ile taraf tanıklarından sorulmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin doğruluğu yukarda belirtilen ve gerçeğin kendisi olan belgelere dayalı olarak düzenlenecek olan bilirkişi kurulu raporuyla denetlenmelidir.
    3402 sayılı Kanunun 14/1. maddesinde yazılı 40 ve 100 dönüm kısıtlama araştırmasının aynı maddenin 03/07/2005 gün ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanma Kanunu ile değiştirilen 2. fıkrası hükümlerine göre yapılacağı düşünülerek, adına tescil kararı verilecek kişi ya da kişiler ile diğer mirasçılar ve onların miras bırakanları yönünden aynı çalışma alanı içerisinde belgesizden zilyetliğe dayalı olarak tespit ve tescil edilen taşınmaz olup olmadığı, varsa cinsi, parsel numaraları ve miktarı, tapu ve kadastro müdürlüklerinden ve yine, aynı kişiler tarafından açılan tescil davası olup olmadığı hukuk mahkemesi yazı işleri müdürlüklerinden ayrı ayrı sorularak, gerektiğinde tespit tutanak örnekleri ve tapu kayıtları ya da tescil dava dosyaları getirtilip incelenmeli, dava konusu taşınmazın sulu ya da kuru tarım arazisi olup olmadığı konusunda (5403 sayılı Kanunun 3/j maddesi ile Taşınmaz Malların Sınırlandırma Tespit ve Kontrol İşleri Hakkındaki Yönetmeliğin değişik 10. maddesinin ikinci fıkrası hükümlerine göre, sulu tarım arazisi: tarım yapılan bitkilerin büyüme devresinde ihtiyaç duyduğu suyun, su kaynağından alınarak yeterli miktarda ve kontrollü bir şekilde karşılandığı araziler olarak açıklandığından) ziraat mühendisinden yasanın amacına uygun bilimsel verilere dayalı rapor alınmalı, bundan sonra oluşacak sonuca göre karar verilmelidir.
    Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA 22/12/2016 gününde oy birliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi