17. Hukuk Dairesi 2019/4312 E. , 2020/6632 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı vekili; ...,...,... "de bulunan daire ve ticarethane niteliğindeki taşınmazlarını ayrı ayrı zorunlu deprem sigortası kapsamında sigortaladığını, sigorta poliçelerinin devam ettiği sırada 23.10.2011 ve 09.11.2011 tarihlerinde meydana gelen deprem sırasında daire ve ticarethanenin zarar gördüğünü, sigorta şirketi tarafından yapılan ekspertiz çalışması sonucunda daire ve ticarethanesine ayrı ayrı orta hasar raporu verildiğini, zararlarının tazmini için davalı DASK"a başvurduklarını, davalının 3.150,00 TL ödeme yaptığını, daire ve ticarethane niteliğindeki dükkan için % 2 oranında muafiyet indirimi yapıldıktan sonra 66.493,00 TL ödemenin yapılması gerektiğini, ancak davalı tarafından eksik ödeme yapıldığını ileri sürerek dairesi için 20.000,00 TL ve dükkan için 10.000,00 TL olmak üzere 30.000,00 TL"nin en yüksek banka faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davanın kısmen kabulü ile 12.650,00 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte (poliçede belirtilen üst limitle sınırlı olmak üzere) davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş, hükmün davalı vekili tarafından temyizi üzerine Daire’nin 2016/7637 Esas, 2017/10624 Karar sayılı ve
16/11/2017 tarihli ilamı ile “...Sigorta poliçesindeki deprem rizikosunun amacı deprem nedeniyle meydana gelen hasarın giderilmesi olup, sigortalı işyeri ya da konutta deprem nedeni ile meydana gelen hasar dışında sigortalı binanın eskimesine bağlı olarak güçlendirilmesi ya da yenilenmesi değildir. O halde mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporunda binada deprem nedeni ile meydana gelen gerçek zararın belirlenmesi gerekirken binanın deprem yönetmeliğine uygun hale getirilmesi için gerekli olan güçlendirme bedellerinin de zarara dahil edilerek hesaplayan, davalıya ödendiği sabit olunan bedelin de gerçek zarar miktarından mahsup etmeyen hatalı bilirkişi raporuna dayalı olarak hüküm kurulması isabetli değildir.”şeklindeki gerekçesi ile bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde tüm dosya kapsamına göre, dava konusu daire ve dükkanının orta hasarlı olduğu ve hükme esas alınan 17.12.2018 tarihli rapora göre toplam zararın 9.240,14 TL olduğu, davalı tarafından davacıya ödenen 3.158,00 TL mahsup edildikten sonra kalan zararın 6.082,14 TL olduğu anlaşılmakla; davanın kısmen kabulü ile 6.082,14 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte (poliçede belirtilen üst limitle sınırlı olmak üzere) davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiş; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davacı vekilinin yerinde olmayan tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 05/11/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.