Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/2130
Karar No: 2010/2509

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2010/2130 Esas 2010/2509 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2010/2130 E.  ,  2010/2509 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : VAKFIKEBİR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 09/04/2009
    NUMARASI : 2006/252-2009/89

    Taraflar arasında görülen davada;Davacı Hazine, davalılar  adına  kayıtlı  12   parsel  sayılı   taşınmazın  kıyı-kenar  çizgisi  içerisinde  kaldığını, kıyıların devletin  hüküm  ve  tasarrufu  altındaki  yerlerden  olup,  özel  mülke   konu  olamayacağını  ileri   sürerek   tapunun  iptal ve  terkinini  istemiştir.
    Davalılar, karşı  dava ile, çekişmeli  taşınmazın  tapusunun  iptal   edilmesi   halinde  bedelinin  yasal  faizi ile   tahsilini   talep  etmişlerdir.
    Davalılar, karşı  dava  ile, çekişmeli  taşınmazın  tapusunun  iptal  edilmesi  halinde, bedelinin  yasal  faizi   ile   tahsilini   talep  etmişlerdir.
    Mahkemece, 5841 Sayılı  Yasa ile  değişik  3402  Sayılı  Yasanın  12/3  maddesine  göre  hak düşürücü  sürenin  geçtiği  gerekçesiyle  davanın  reddine  karar  verilmiştir.
    Karar, davacı  tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi . .raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
     Dava,  çekişme  konusu  taşınmazın  kıyı  kenar  çizgisine  göre  kıyıda   kaldığı  iddiasına  dayalı  tapu  iptal  ve terkin, karşı  dava  ise, taşınmazın  tapusunun  iptal  edilmesi  halinde   bedelinin  yasal  faizi ile  tahsili  isteğine  ilişkindir.
    Mahkemece, hak düşürücü süre  nedeniyle   asıl davanın  reddine, yargılama  masraflarının  davacı  üzerinde  bırakılmasına  ve  davalı  yararına  maktu  vekalet  ücreti  tayinine , karşı  dava  konusunda  karar  verilmesine  yer  olmadığına  karar  verilmiştir.
    Dosya  içeriği ve  toplanan  delillerden, çekişme  konusu  359  ada  12  parsel  sayılı  taşınmazın   ifrazen  geldiği 662  parsel  sayılı  ana  kadastral parselin  22.01.1988  tarihinde   kesinleşen  kadastro  sonucu  tapuya  tescil  edildiği  görülmektedir.
    Bilindiği üzere; 14.03.2009  tarihli  Resmi Gazete de   yayınlanarak  yürürlüğe giren  5841  Sayılı Yasanın 2. maddesi  ile  3402  sayılı  Kadastro  Yasasının 12.  maddesinin  üçüncü  fıkrasına " bu  hüküm  iddia ve  taşınmazın  niteliğine   yahut  devlet veya  diğer  kamu  tüzel  kişileri  dahil, tarafların   sıfatına  bakılmaksızın  uygulanır"  cümlesi ve   aynı  Yasanın  3. maddesi  ile  de  3402  Sayılı Yasaya  " Bu  Kanunun  12. maddesinin  üçüncü  fıkrası  hükmü  devletin  hüküm ve tasarrufu  altında   olduğu  iddiası ile  yürürlük  tarihinden  önce  açılmış ve henüz  kesin   hükme   bağlanmamış  olan  davalarda  dahi  uygulanır" şeklindeki geçici  10. madde  eklenmiştir.                                                        
    Öte  yandan, 3402  Sayılı  Yasanın  12/3  maddesinde  öngörülen  süre  hak düşürücü  süre  olup  kamu  düzeni  ile  ilgilidir ve mahkemece davanın  her  aşamasında   resen  gözetilmesi  gerekli   olumsuz  dava  şartlarındandır.
    Somut  olayda   kadastro   tespitinin  kesinleştiği  tarihten  itibaren  dava  tarihine  kadar  10 yıllık   hak düşürücü  süre  geçtiğinden  3402 Sayılı Yasanın  12/3   maddesinde  5841  Sayılı  Yasa  ile  yapılan  değişiklik  gözetilmek  suretiyle  davanın  reddine  karar  verilmiş  olmasında  kural  olarak bir isabetsizlik  yoktur.
    İdarece  kıyı  kenar  çizgisi  belirlenmiş  ise  de  taraflara  tebliğ   edilmediğinden  kesinleşmediği, mahkemece  3 Jeoloji Mühendisi, 1  Ziraat  Mühendisi ve 1  Kadastro   Mühendisi   marifetiyle   kıyı  kenar  çizgisinin  belirlenmesine   karar  verildiği  ancak  bu  konuda   tespit ve  inceleme   yapılmadan  hak düşürücü   süreden  dava  reddedilmiştir.
    Bu  durumda, uzman bilirkişiler  aracılığıyla  mahallinde   keşif  yapılarak   kıyı  kenar  çizgisinin  28.11.1997  gün ve  5/3  Sayılı  İnançları  Birleştirme  Kararı  doğrultusunda   belirlenmesi, çekişmeli  taşınmazın  kıyı  kenar   çizgisine  göre  kıyıda  kalıp  kalmadığının  saptanması,  yasal düzenlemeler ve  toplanan  deliller   birlikte   değerlendirilerek  dava  tarihinde   davacı  Hazinenin  davasında  haklı  olup  olmadığının   ortaya  çıkarılması zorunlu  iken  eksik  inceleme  ve  soruşturmayla   yetinilerek  yazılı  şekilde  karar  verilmesi  doğru  değildir.
    Bunun  yanında ; her  davanın  açıldığı  tarihteki  koşullara   bağlı  olduğu;  bir  tarafın   dava  açıldığı   andaki  mevzuat  ve  İçtihada  göre   davasında  haklı  bulunduğu  halde  dava  açıldıktan  sonra  yürürlüğe  giren (geçmişe  etkili)   yeni  bir   yasa  hükmü   ya da   İnançları  Birleştirme  Kararı  nedeniyle   davayı  kaybetmesi  halinde   yargılama  giderlerinden  ve  avukatlık  ücretinden  sorumlu  tutulamayacağı  ilkeleri  karşısında , tarafların  davadaki   haklılık  durumları   dikkate   alınarak   yargılama  giderlerine ve avukatlık  ücretine  hükmedilmesi  gerektiğinin   düşünülmemesi  de   isabetsizdir. 
    Hazinenin temyiz itirazı  açıklanan  nedenlerden   ötürü   yerindedir. Kabulüyle  hükmün  HUMK"nun  428. maddesi  gereğince   BOZULMASINA,8.3.2010  tarihinde  oybirliğiyle  karar  verildi.

     

     

     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi