Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2005/14118
Karar No: 2006/4062
Karar Tarihi: 18.04.2006

Çatışan Sigortalılık Durumu - Çifte Sigortalılık - Eksik İnceleme - Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2005/14118 Esas 2006/4062 Karar Sayılı İlamı

 

 

21. Hukuk Dairesi 2005/14118 E., 2006/4062 K.

21. Hukuk Dairesi 2005/14118 E., 2006/4062 K.

  • ÇATIŞAN SİGORTALILIK DURUMU
  • ÇİFTE SİGORTALILIK
  • EKSİK İNCELEME

 

  • 506 S. SOSYAL SİGORTALAR KANUNU(MÜLGA) [ Madde 3 ]
  • 1479 S. ESNAF VE SANATKARLAR VE DİĞER BAĞIMSIZ ÇALIŞANL... [ Madde 24 ]

"İçtihat Metni"

Davacı, 03.09.1998 tarihinden sonra Bağ-Kur sigortalılığının iptali ile 01.07.1997 tarihinden itibaren S.S.K. sigortalısı olduğunun tesbitine karar verilmesini istemiştir.

Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.

Hükmün, davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi B.M…

….. Ş…

…… tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

Dava, 01.07.1997 ile 18.05.2004 tarihleri arası Bağ-Kur"lu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece baskın çalışmanın SSK"lı çalışmalar olduğundan bahisle, 01.07.1997 ile 03.09.1998 tarihleri arasında 506 yasaya tabi zorunlu sigortalı çalışmalarının bulunduğu dönemlerde ile zorunlu SSK lı olarak sürekli çalışmanın başladığı 03.09.1998 tarihinden sonrasındaki dönem için davanın kabulüne karar verilmişse de, bu sonuca eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucunda ulaşılmıştır.

Yapılan incelemede davacının 08.09.1988 tarihi itibariyle vergi kaydına göre Bağ-Kur"a tescilinin yapıldığı, nakliyecilik faaliyeti nedeniyle var olan vergi kaydının 26.03.1991"de sona erdiği, takiben 01.07.1997 tarihinde bakkallık faaliyeti nedeniyle başlayan vergi kaydının kesintisiz olarak devam ettiği dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır.Davacının 08.09.1988 ile 26.03.1991 tarihleri arasında zorunlu Bağ-Kur sigortalısı olduğu uyuşmazlık konusu değildir.Uyuşmazlık 01.07.1997 tarihinden sonraki dönemde 506 ve 1479 sayılı yasalar kapsamındaki çalışmalarından hangisine üstünlük tanınacağı diğer bir deyişle, bir kimsenin bir sosyal güvenlik kurumunda önceden başlayıp devam ede gelen sigortalılığı döneminde başka bir sosyal güvenlik kurumuna tabi çalışmaya başlaması halinde yani "çatışan sigortalılık durumunda" hangi kurumdaki çalışmasının esas alınacağı noktasında toplanmaktadır.

"Çatışan sigortalılık sorununu" gerek 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu ve gerekse 1479 sayılı Bağ-Kur Kanunu birbirlerine paralel düzenlemeler ile, bir sigortalının aynı anda birden fazla sosyal güvenlik kurumuna tabi olmasını yasaklayıp, sigortalının önceden başlayıp devam ede gelen sigortalılığına geçerlik tanıyarak çözüme ulaştırmaya çalışmışlardır. Yasa sistemimize göre bir kimsenin Sosyal Sigortalar Kurumu kapsamına girebilmesi için hizmet akdine tabi bir işte çalışması yanında, başka bir sosyal güvenlik kurumu kapsamında bulunmaması gerekir. Anılan yasanın 3.maddesinin I.(f) bendinde "Kanunla kurulu emekli sandıklarına aidat ödemekte olanların" (K) bendinde "herhangi bir işverene hizmet akdiyle bağlı olmaksızın kendi nam ve hesabına çalışanların sigortalı sayılmayacağı belirtilmiştir. Aynı şekilde 1479 sayılı Bağ-Kur Yasasının 24.maddesinin I ve II.fıkralarında da bir kimsenin Bağ-Kur kapsamına girebilmesi için kendi adına bağımsız çalışıp kazanç sağlaması yanında başkaca sosyal güvenlik kurumu kapsamında bulunmaması koşulu getirilmiştir.

Bütün bu açıklamalardan anlaşılacağı üzere sosyal güvenlik sistemimizde çifte sigortalılık mümkün olmayıp, önceden başlayıp devam ede gelen sigortalılığa geçerlik tanınmaktadır.

Somut olayda davacının, 01.07.1997 tarihinde başlayan ve kesintisiz devam eden vergi kaydı nedeniyle anılan tarihten sonra 1479 sayılı Yasa"nın 24. maddesi gereğince Bağ-Kur sigortalısı olduğu açıktır. 03.09.1988 tarihinden itibaren kesintisiz olarak davacının SSK"lı çalışmalarının bulunduğu anlaşılmakta ise de, 506 sayılı Kanun"un 3. maddesi (k) bendi gereğince kendi nam ve hesabına çalışanların SSK sigortalısı olması mümkün değildir.

Mahkemece SSK"lı çalışmalardan elde edilen kazancın baskın olduğu sonucuna varılmışsa da; 1479 sayılı Kanun"un 24. maddesi, 506 sayılı Kanun"un 3. maddesi (k) bendi ve Yargıtay"ın yerleşmiş içtihatları gereğince; önceden başlayıp kesintisiz olarak devam eden sigortalılık kolundan sonra başka bir sigortalılık kolunun başlaması halinde, önce başlayan ve kesintisiz olarak devam ede gelen sigortalılık kolundaki hizmetlere üstünlük tanınması gerekmektedir. Zira anılan maddeler gereğince sigortalı bir sigorta koluna tabi iken bir başka sigorta koluna giremez. Sistemimizde çifte sigortalılık yoktur. Bu nedenle sonradan girdiği sigortalılığı geçersiz sayılmalıdır.Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 29.06.2005 gün 2005/21-389Esas ve 2005/430 sayılı kararı da bu doğrultudadır.

Mahkemece bu maddi ve hukuki olgulara aykırı biçimde ve özellikle önceden başlayan ve devam ede gelen Bağ-Kur sigortalılığının iptali gerektiği sonucuna varılarak yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 18.04.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.
 

 

 

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi