Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/3509
Karar No: 2021/4671
Karar Tarihi: 05.04.2021

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2020/3509 Esas 2021/4671 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2020/3509 E.  ,  2021/4671 K.

    "İçtihat Metni"

    Bölge AdliyeMahkemesi : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
    No : 2019/1104-2019/1511
    İlk Derece Mahkemesi : ... İş Mahkemesi
    No : 2015/240-2019/85

    Dava, Kurum işleminin iptali ile hizmet tespiti istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı davacı ve fer"i müdahil Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 10.Hukuk Dairesince davacının istinaf başvurusunun esastan reddine, fer"i müdahil Kurum vekilinin istinaf talebinin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiştir.
    Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi
    I-İSTEM
    Davacı, emekli aylığı almakta iken davalı Kurumun 31.08.2015 tarihli yazısı ile 01.07.2008 - 06,10.2008 tarihleri arasındaki sigortalılığının iptal edildiği gerekçesi ile emekli aylığının kesildiğini, davacının hizmet döküm cetvelinde belirtilen tarihlerde ... ve ..."un işyerlerinde ayrı ayrı çalıştığının görüldüğünü, davacının belirtilen tarihlerde bu kişilerin işyerinde çalışmadığını ve bu kişileri tanımadığını, davacının belirtilen tarihlerde diğer davalı ..."nin tüpçülük üzerine faaliyet gösteren iş yerinde çalıştığını, ancak ...’nin muhasebeciliğini yapan ..."nun davacı ve diğer davalı ..."nin bilgisi ve izni olmadan SGK"dan almış olduğu şifrelerle elektronik ortamda gerçeğe aykırı bildirimde bulunmasından dolayı bu durumla karşılaşıldığını, konuya ilişkin olarak İsparta 1. Ağır Ceza Mahkemesi nin 2015/114 Esas sayılı dosyasının derdest olduğunu, söz konusu işlem ile davacının emekliliğinin iptal edildiğini, 43.358,59 TL borç bildiriminin gönderildiğini, ..."nin SGK"ya vermiş olduğu dilekçe ile davacının belirtilen tarihlerde kendi yanında çalıştığını kabul ettiğini, davalı kurumun 31.08.2015 tarihli, primlerin ve dolayısıyla emekli aylığının iptali yolundaki işleminin iptali ile davacının 01.07.2008-06.10.2008 tarihleri arasında davalı ...’nin yanında sigortalı olarak çalıştığının tespitine ve davacının emekli aylığının tekrar bağlanmasına, kesilen emekli aylığının yasal faiziyle ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
    II-CEVAP
    Davalı ..., davacının 01.07.2008 - 06.10.2008 tarihleri arasında tüpçülük üzerine faaliyet gösterdiği işyerinde yanında işçi sıfatıyla çalıştığını, sigorta primlerinin muhasebe vasıtasıyla ödenip Kuruma bildirim yapıldığını, dava dışı muhasebeci ..."nun kasti olarak haber dahi vermeden yaptığı işlemler sonucu yanında çalışan davacının emekliliğinin iptaline sebep olduğunu, hakkında açılan davanın kusursuz olması sebebi ile reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Fer"i Müdahil Kurum vekili, ... tarafından Bimer"e yazılan şikayet neticesinde; muhasebecisi ... hakkında SGK tarafından yapılan denetimde kurum denetmenlerinden ... tarafından düzenlenen 28.08.2013 ve 20.09.2013 tarihli raporlarda; Defterdarlıkça düzenlenen yoklama tutanaklarının incelenmesinde ..."in 24.04.2006 tarihi itibariyle Yerel Gazete faaliyetine başladığı, 25.02.2008 tarihinde işyerinden ayrıldığı, ... Mahallesi 126. Cad. No:8 İsparta adresinde ... adına herhangi bir inşaat ruhsatı bulunmadığı gibi adı geçen adreste ... adına düzenlenmiş inşaat ruhsatı olduğu, işyerinin hukuken var olmadığı hususlarının belirlendiğini, bunun üzerine sahte sigortalılık durumu oluştuğundan davacının söz konusu işyerinde sigortalılıklarının iptal edildiğini, sonuç itibariyle emekliliğinin iptal edildiğini, sonrasında kurumca muhasebeci ... ve davacının da aralarında bulunduğu sahte sigortalı gösterilen kişilerden şikayetçi olunduğunu, haklarında ... Ağır Ceza Mahkemesi"nin 2015/114 Esas sayılı dosyası ile kamu kurum ve kuruluşları aleyhine dolandırıcılık suçundan dava açıldığını, 5510 sayılı yasanın 4/1/a, 7 ve 92. maddeleri gereğince işçi ve işveren arasında hizmet akdi tesisi olmamış ise veya hizmet akdi tesis olmakla birlikte muvazaa taşıması veya fiilen çalışmaya başlanmaması hallerinde yapılan sigortalılık bildirimlerinin yok hükmünde olduğunu, bu nedenle davacının sigortalılıklarının iptalinin hukuken yerinde olduğunu, kurum denetmenlerince yapılan denetim sonucu ortaya konulan raporun aksinin ancak eşdeğer belge ile kanıtlanabileceğini, iptali talep edilen kurum işleminin yerinde olduğunu, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Dahili davalı ..., davacıyı tanımadığını, kendisinin yerel gazetesi olduğunu, ayrıca elektronik büro makineleri satış ve teknik servisi işyeri olduğunu, davacının bu işyerlerinde hiçbir tarihte çalışmadığını, muhasebecisi ..."nun yaptığı bir takım işlemler doğrultusunda iş yerinde çalışmayan kişilerin çalışıyormuş gibi gösterildiğini, bununla ilgili şikayetinden dolayı Ağır Ceza Mahkemesinde yargılama yapıldığını beyan etmiştir.
    III-MAHKEME KARARI
    A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
    İlk derece mahkemesi tarafından davanın reddine karar verilmiştir.
    B-BAM KARARI
    Antalya Bölge Adliye Mahkemesi; davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK"nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esasdan reddine, davalı Kurum vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına, davanın reddine karar vermiştir.
    IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    Davacı vekili, bilirkişi raporları, kurum tutanakları, tanık ve taraf beyanları, ... 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2016/243 K. sayılı kararı ile tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde; müvekkilinin sigortalılığının iptal edildiği tarihlerde davalı ...’nin işyerinde çalıştığının sabit olduğunu, çalıştığı döneme ilişkin olarak sigortalılığın hangi iş yerinden gösterildiğinin müvekkilce beklenilmesinin müvekkilinden beklenebilecek bir durum olmadığını, bu işlerle ilgilenmesi için her işletmenin muhasebecisinin bulunduğu ve muhasebeci tarafından yapılan işlemlerin işçi tarafından denetlenmesinin mümkün olmadığını, taraflarınca husumet yöneltilen davalı dahi müvekkilinin kendi iş yerinde çalıştığını kabul ettiğini, bu nedenlerle kararın bozulmasını talep etmiştir.
    V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
    İnceleme konusu dosyada; davacının 01.10.1983 - 20.04.1998 ve 01.04.2008 -29.02.2012 tarihleri arasında 4/1-a kapsamında, 21.04.1998-31.12.2007 tarihleri arasında 4/1-b kapsamında sigortalı olduğu, 01.09.2012 tarihinden itibaren 506 sayılı yasanın geçici 81/B-D maddesi gereğince davacıya aylık bağlandığı, 01.04.2008 - 30.04.2008 tarihleri arasında ..., 01.07.2008 - 06.10.2008 tarihleri arasında ... nezdinde geçen çalışmaları nedeniyle kuruma bildirilen sigortalılık sürelerinin fiili çalışmaya dayanmadığının kurum müfettiş raporları ile tespit edilmesi nedeniyle iptal edildiği ve emeklilik şartlarını sağlamadığından bağlandığı tarihten itibaren aylığının da iptal edildiği, davacıya 01.09.2012 - 22.08.2015 dönemine ilişkin yersiz ödeme çıkartıldığı anlaşılmaktadır. Davacı ... ve ... nezdinde çalışmadığını belirterek, sigortalılık süresinin ve emekli aylığının iptali yönündeki kurum işleminin iptali ile 01.07.2008 - 06.10.2008 tarihleri arasında davalı ... nezdinde sigortalı çalıştığının tespitini ve emekli aylığının yeniden bağlanmasını talep etmektedir. Vergi dairesi kayıtlarına göre Davacı 21.04.1998 - 31.12.2007 döneminde davalı ..."nin ortaklığının ortağı olarak ... Mahallesi, 115 Cad. No. 86/B adresinde tüpgaz perakende ticari faaliyetinde bulunmuş olup, bu çalışmasından dolayı da aynı dönemde 4/1-b sigortalılığı bulunmaktadır. Aynı iş yeri daha sonra davalı ... adına 07.10.2008 tarihinde kanun kapsamına alınmış ve iş yerinden 2008/10 dnemde ... igortalı olarak bildirilmiştir. Dosyada tanık olarak dinlenen ...; davacı ile babası olan davalı ..."nin 1997 yılından 2013 yılına kadar ortak olarak tüp bayisi işlettiklerini, bir süre sonra iki şube halinde çalıtıklarını, bu şubelerden birisinin Halıkent Mahallesinde diğerinin Karaağaç Mahallesinde olduğunu, belirttiği tarihler arasındaki ortaklığın kesintisiz devam ettiğini, davacının tüpçülük dışında bir işle uğraşmadığını beyan etmiştir.
    01.10.2008 tarihinden itibaren yürürlüğe giren, 5510 sayılı Kanunun 53’üncü maddesi uyarınca; sigortalının aynı Kanunun 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde yer alan sigortalılık statülerinden birden fazlasına aynı anda tabi olunmasını gerektirecek şekilde çalışması halinde; öncelikle (c) bendi kapsamında, (c) bendi kapsamında sigortalılık yoksa ilk önce başlayan sigortalılık ilişkisi esas alınarak sigortalı sayılacaktır.
    5510 sayılı Kanunun anılan 53’üncü maddesi, 6111 sayılı Kanunun 33’üncü maddesiyle değiştirilmiş; sigortalının 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) ile (c) bendinde yer alan sigortalılık statülerine aynı anda tabi olunmasını gerektirecek şekilde çalışması halinde; öncelikle (c) bendi kapsamında, (a) ile (b) bentlerinde yer alan sigortalılık statülerine tabi olacak şekilde çalışması halinde ise (a) bendi kapsamında sigortalı sayılacağı düzenlemesi getirilmiş; ancak, değişikliğe ilişkin anılan 33’üncü madde de ayrıca söz konusu değişikliğin maddenin yürürlük tarihinden öncesi için uygulanmayacağı hükme bağlanmıştır. 6111 sayılı Kanunun yürürlüğe dair 215/b maddesiyle; “...33... maddesi yayımı takip eden ayın birinci günü yürürlüğe gireceği düzenlenmiştir. 6111 sayılı Kanun 25.02.2011 tarihinde yayımlanmış olup; bu durumda anılan değişiklikler 01.03.2011 tarihinden itibaren uygulanabilecektir. Başka bir deyişle 5510 Sayıllı Kanunun 53. maddesi ve bu maddede yapılan değişikliklerin ancak yürürlüğe girdikleri tarihten itibaren uygulanabilecekleri dikkate alınmalıdır.
    5510 sayılı Kanunun yürürlükte olmadığı 01.10.2008 tarihi öncesine ilişkin olarak bu tür çakışan (ikili) sigortalılığa ilişkin uyuşmazlıkların çözümü için ise, gerçek ve fiili çalışmanın, başka bir anlatımla baskın sigortalılık olgusunun hangi Kurum ve Kanun kapsamında gerçekleştiği belirlenmeli, aynı döneme rastlayan gerçek ve fiili çalışmalardan hangisinin sigortalının hayatında ekonomik olarak baskın çalışma niteliği taşıdığı ortaya konulmalıdır. Şu durumda 506 sayılı (hizmet akdine dayalı olarak işveren/işverenler tarafından çalıştırılma) ve 1479 sayılı (hizmet akdine bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız çalışma) Kanunlar kapsamında veya 5510 sayılı Kanunun 4. maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri çerçevesinde birleşen (çakışan) zorunlu sigortalılık olgusuna ilişkin olarak; 5510 sayılı Kanunun yürürlükte olmadığı 01.10.2008 tarihi öncesi dönem yönünden baskın sigortalılığa üstünlük tanınmalı, 01.10.2008 – 01.03.2011 dönemi yönünden 5510 sayılı Kanunun 53. maddesi gereğince ilk önce başlayan sigortalılık ilişkisi esas alınmalı, 01.03.2011 tarihinden itibaren ise anılan maddede 6111 sayılı Kanunla yapılan değişiklik gözetilerek hizmet akdine dayalı çalışmaya değer verilmelidir.
    Somut dosyada; Mahkemece, ... adına kayıtlı ve 07.10.2008 itibariyle anılan davalı adına kapsama alınan iş yerinin 2008/10.ay bordro tanığı olarak dinlenen ..."ın ifadeleri de dikkate alınarak ve aynı zamanda vergi kayıtları da gözetilmek suretiyle ortaklık adına ne zaman kapsama alındığı belirlenmeli,tanık ..."ın ifadesine göre bu ortaklığın 2013 yılına kadar devam edip etmediği hususu araştırılmalı, ayrıca tüpgaz bayiliği işletmesinin Halkalı ve Karaağaç olmak üzere iki ayrı şubede faaliyet gösterdiği yönündeki beyanlar dikkate alınarak anılan şubelerin bulunup bulunmadığı, varsa bu şubelerin hangisinin davacı hangisinin davalı ... tarafından işletildiği hek kurumdan hem de mahallinden araştırma yapılmak suretiyle belirlenmeli,bu tespitlerin sonucuna göre davaya konu bildirimlerin 5510 sayılı yasanın 53. Maddesinde belirtilen bildirimler niteliğinde olup olmadığı, bu kapsamda geçerli sayılıp sayılamayacağı irdelenmeli, sonucuna göre karar verilmelidir.
    Mahkemece yukarıda belirtilen maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun kabulüne ilişkin kararı bozulmalıdır.
    SONUÇ:Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının yukarıda açıklanan nedenlerle HMK"nın 373/2. maddesi gereği BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 05/04/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi