11. Hukuk Dairesi 2014/12519 E. , 2014/19742 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ANKARA 21. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/11/2012
NUMARASI : 2012/360-2012/392
Taraflar arasında görülen davada Ankara 21. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 06/11/2012 tarih ve 2012/360-2012/392 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin sağ kulağındaki rahatsızlık nedeniyle Keçiören Eğitim ve Araştırma Hastanesi"nde 7.10.2010 tarihinde ameliyat olduğunu, ameliyat sırasında ekibin tedbirsizlik ve meslekte acemiliği nedeniyle yanlış sinirlerin kesilmesi sonucunda müvekkilinin yüz bölgesinde sağ tarafta felç ve felce bağlı rahatsızlıklar oluştuğunu, sorunların halen devam ettiğini, müvekkilinin bu olay nedeniyle büyük acı ve ızdırap çektiğini, davalının ameliyatı gerçekleştiren doktoru tibbi kötü uygulamaya dayalı zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortaladığını ileri sürerek müvekkili yararına 10.000,00 TL maddi, 100.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesi istemiyle Keçiören Eğitim ve Araştırma Hastanesi"ne izafeten Sağlık Bakanlığı, doktor Yasemin Şahin ve davalı sigorta şirketi aleyhine tazminat davası açmış sigorta şirketi yönünden açılan dava diğer davalılar hakkında açılan davalardan tefrik edilmek suretiyle mahkemenin yukarıda belirtilen esasına kaydolunmuştur.
Davalı vekili, müvekkilinin sorumluluğunun ameliyatı gerçekleştiren doktorun kusurlu olması halinde poliçe limitiyle sınırlı olduğunu, davanın ameliyatı gerçekleştiren ekipte yer alan diğer doktorlara da ihbarının gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalı sigorta şirketinin poliçe kapsamında, sigortalının kusurunun bulunması halinde sorumlu olacağı, davacı tarafından, ameliyatı gerçekleştiren doktoru istihdam eden idareye karşı açılacak dava sonucunda, davalının sorumluluğunun belirleneceği, davacı tarafından idari yargıda açılacak davanın sonucunun beklenilmesi mümkün ise de, bu hususta henüz açılan bir davanın bulunmadığı, dava açılsa bile yargılamanın süreç alacağı, bu nedenle, davacının bu aşamada açtığı davada hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle, davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmiştir
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi"nden kaynaklı alacak istemine ilişkin olup, mahkemece yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir.Davacı vekili, 7.10.2010 tarihinde Keçiören Eğitim ve Araştırma Hastanesi"nde gerçekleştirilen ameliyatı gerçekleştiren doktorun kusurlu eylemleri nedeniyle müvekkilinin yüzünde ciddi ve kalıcı arazların meydana geldiğini ileri sürerek davalı sigorta şirketiyle birlikte, ameliyatı yapan doktor, ameliyatın gerçekleştiği hastaneye izafeten Sağlık Bakanlığı aleyhine dava açmış, dava dosyası bu davadan tefrik olunmuştur. Somut olayda davacı vekilince; ameliyatı gerçekleştiren doktorun BK"nın 41, Sağlık Bakanlığı"nın BK"nın 55.
maddeleri, davalı sigorta şirketinin ise sigorta poliçesi ve 1219 Sayılı Yasa"nın ek 12. maddesi uyarınca sorumlu oldukları ileri sürülmüştür. BK"nın 51. maddesi uyarınca, zarar gören, mevcut zararını, haksız fiil, sözleşme ya da yasa nedeniyle sorumlu bulunan kimselerden isteyebilme hakkına sahiptir. Hak sahibi, sorumlulardan birine veya bir kaçına karşı dava açabileceği gibi, zararının tamamı ya da bir bölümü için de talepte bulunabilir. Müteselsilen sorumlu olanların, zararın tümünden sorumlu oldukları, BK"nın 142. maddesinde açıkça hükme bağlanmıştır. Aynı maddenin ikinci bendinde ise, sorumluluğun, borcun tamamının ifasına kadar devam edeceği ifade edilmiştir. Bu sebeple, davacının diğer sorumlular hakkında dava açmamış olması davalı sigorta şirketinin tazminat ödeme yükümlülüğünü ortadan kaldırmayacağı gibi, davacının diğer sorumlulara karşı dava açmaya zorlanması da düşünülemez.O halde mahkemece , davanın dayandırıldığı hukuki sebepler ve yukarıda açıklanan hususlar gözetilerek davalı sigorta şirketi hakkında açılan davanın esasının incelenip, kusur oranı ve gerçek zarar miktarı belirlenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 15/12/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.