17. Hukuk Dairesi 2015/3001 E. , 2017/9070 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-KARAR-
Davacı vekili; davalının ... poliçesi ile sigortacısı olduğu aracın sürücüsü ve davacının eşi olan murisi ..."ın karıştığı kaza neticesinde vefat ettiğini, davacının ... şirketine başvurduğunu ancak ödeme yapılmadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 1.000 TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren reeskont faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili, 24.07.2014 tarihli ıslah dilekçesinde bilirkişi raporu doğrultusunda 87.836,93 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... şirketi vekili; işbölümü itirazlarının kabulü ile dosyanın ... Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesi gerektiğini, müteveffanın kusuru nedeni ile mirasçılarının talepte bulunmayacağını belirterek davanın esastan ve usulden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile 1.000,00 TL"nin dava tarihinden, 86.836,93 TL"nin ıslah tarihi olan 24/07/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, davacının talebinin ölenin mirasçısı sıfatına değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatına dayanması, doğrudan davacı üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki desteğin kusurunun davacıya yansıtılamaması, sürücü desteğin tam kusurlu olmasının onun desteğinden yoksun kalan davacıları etkilemeyecek olması (HGK"nun 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 Esas-411 Karar, HGK"nun 22.2.2012 gün 2011/17-787 Esas- 2012/92 Karar, HGK"nun 16.1.2013 gün ve 2012/17-1491 Esas- 2013/74 Karar sayılı ilamları) nedeniyle davacının tazminat talep hakkı bulunduğunun kabulünde bir usulsüzlük bulunmamasına; HGK"nun 10.10.2001 gün 2001/19-652 E, 2001/705 K. sayılı ilamı- HGK"nun 05.06.2015 gün 2014/17-2198 E, 2015/1495 K. sayılı ilamı- HGK"nun 16.09.2015 gün, 2014/17-116 E, 2015/1771 K. sayılı ilamlarında da belirtildiği üzere, ölenin tam kusuruyla sebep olduğu kaza yönünden de ceza zamanaşımının uygulanabilecek olması ve davaya konu kaza yönünden ceza zamanaşımı süresinin dolmamış olması gözetilerek karar verilmiş olmasında usulsüzlük bulunmamasına göre; davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazası sonucu ölüm nedeniyle, ölenin eşinin destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Destekten yoksun kalma tazminatının belirlenmesinde, ölenin son gelir durumu ile birlikte, muhtemel yaşam süresinin ve bu sürenin ne kadarında aktif çalışma hayatının devam edeceği, ne kadarında pasif dönemde bulunacağının tespiti önem arzetmektedir. Mahkemece hükme esas alınan hukukçu bilirkişi raporunda, desteğin aktif çalışma yaşı sonu 60 olarak kabul edilerek bu yaşa kadar 2,5 yıl aktif, 13,5 yıl pasif dönemi olacağı kabulü ile hesaplama yapılmış olmasına rağmen, desteğin pasif dönemi sayılması gereken dönem için de AGİ dahil edilmiş asgari ücret üzerinden hesaplama yapılmıştır. Anılan bu sebeplerle, benimsenen rapor, yanlış hesaplamaları içerdiğinden hüküm kurmaya elverişli değildir. Eksik inceleme ile karar verilemez.
Bu durumda mahkemece, desteğin 60 yaş sonuna kadar aktif çalışma döneminde olacağı, sonrasında pasif dönemde sayılması gerektiği, 60 yaştan sonraki pasif dönem hesabında ise, bu dönem için esas alınan ücretin, bir çalışmanın karşılığı değil, ekonomik bir değer taşıyan yaşamsal faaliyetlerin sürdürülmesinin karşılığı olduğu, ücretle fiilen çalışanlara uygulanmak için getirilen asgari geçim indiriminin, ücretli bir çalışmanın söz konusu olmadığı pasif dönem (devre) zararının hesaplanmasında dikkate alınamayacağına ilişkin Dairemiz uygulamalarını da gözeten, ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli ek rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 16/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.