20. Hukuk Dairesi 2015/9983 E. , 2016/12454 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda kurulan 28/01/2014 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle, 5. Hukuk Dairesince tayin olunan 18/11/2014 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden davacılar vekili ile aleyhine temyiz olunan Hazine vekili geldi, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı.
2797 sayılı Yargıtay Kanununun 09.02.2011 tarih ve 6110 sayılı Kanunun 8. maddesi ile değişik 14. maddesinin son fıkrası ve aynı Kanuna 6572 sayılı Kanunun 27. maddesi ile eklenen geçici 14. maddesi ile 22.01.2015 tarih ve 29244 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak 02.02.2015 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun işbölümüne ilişkin 19.01.2015 tarih ve 2015/8 sayılı kararı gereğince, temyiz incelemesi yapma görevinin Dairemize ait olduğu anlaşılmakla, dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili esas davada ...köyü 764 parsel sayılı taşınmazın 57 parsel sayılı taşınmazdan ifraz gördüğünü ve .... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2003/54 Esas, 2006/96 Esas sayılı ve .... Kadastro Mahkemesinin 2004/5 Esas ve 2005/7 Karar sayılı kararlarıyla Hazine adına orman olarak tesciline karar verildiğini açıklayarak, uğranılan zarar nedeniyle 15.000,00.-TL"nın davalılardan tahsilini, bu dava ile birleşen 2011/327 Esas sayılı davada ise .... Emirli köyü 57 parsel sayılı taşınmazdan ifraz gören 765 parselin yine .... Kadastro Mahkemesinin 2004/ 5 Esas sayılı kararı ile orman olarak Hazine adına tesciline karar verildiğini açıklayarak ve uğranılan zarar nedeniyle 15.000,00.-TL tazminatın davalılardan tahsilini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucu; esas ve birleşen davada davalı Hazine yönünden davanın reddine, diğer davalı .... İşleri Bakanlığı yönünden de davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, TMK"nın 1007. maddesi gereğince tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece .... Bakanlığı hakkında açılan davanın husumet yokluğu nedeni ile reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak Hazine aleyhine açılan davada, davacıların dayandığı Mayıs 1942 tarih ve 48 numaralı ve 57 parsele revizyon gören tapu kaydının 2510 sayılı İskan Kanununa göre oluşturulduğu ve bu tapuları geçersiz kılan 3402 sayılı Kadastro Kanununun 45. maddesinin ilgili hükmü ile artık iskan tapularına değer verme olanağı kalmadığından bahisle TMK’nın 1007. maddesi kapsamında kusursuz sorumluluk halinden söz edilemeyeceğinden bahisle davanın reddine karar verilmişse de; bu tapuya dayanılarak 1964 yılında yapılan kadastro çalışması sonucunda itirazsız kesinleşerek
davacılar murisi adına yeniden tapu kaydı oluştuğundan, artık dayanak tapunun geçersizliğinden bahsetme olanağı kalmamıştır.
4721 sayılı TMK’nın 1007. maddesinde “Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur. Devlet zararın doğmasında kusuru bulunan görevlilere rücu eder." hükmü yer almakta olup burada, Devletin sorumluluğu kusursuz sorumluluktur. Kusursuz
sorumluluk, tapu siciline bağlı çıkarların ve ayni hakların yanlış tescili sonucu değişmesi ya da yitirilmesi ile bu haklardan yoksun kalınması temeline dayanır. Çünkü, sicillerin doğru tutulması görevini üstelenen ve taahhüt eden Devlet, gerçeye aykırı ve dayanaksız kayıtlardan doğan zararları da ödemekle yükümlüdür. Kusurun varlığı ya da yokluğu, Devletin sorumluluğu için önem taşımayıp sadece Devletin memuruna rücuu sırasındaki iç ilişkide önemlidir.
Bu nedenle, davacıların murisi adına 57 parsel numarası ile tapuya kaydedildikten sonra tapusunun iptaline karar verilen dava konusu ifraz parselleri açısından davacının tapu sicilinin hatalı tutulmasından kaynaklı tazminat talebi yerinde olup, davanın esasına girilerek zarar kapsamının belirlenmesi ve sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi isabetsiz olduğundan, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, dosyanın duruşmalı olarak incelenmesi sebebiyle AAÜT"ne göre duruşma tarihinde yürürlükte bulunan 1.100.-TL"nin davalı Hazineden alınıp davacılara verilmesine, temyiz harcının istek halinde iadesine 22/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.