8. Hukuk Dairesi 2017/13346 E. , 2019/3561 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi ...
DAVA TÜRÜ : Mal Rejiminin Tasfiyesinden Kaynaklanan Alacak
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, bozma sonrası yapılan yargılama neticesinda asıl davanın kabulüne birleşen davanın tefrikine dair karar verilmiş olup, hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtayca incelenmesi davalı-birleşen dosyada davacı ... vekili, duruşmasız olarak davacı-birleşen dosyada davalı ... vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 02.04.2019 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davalı-birleşen dosyada davacı vekili Avukat.....ve karşı taraftan davacı-birleşen dosyada davalı vekili Avukat ... Melik Bayramoğlu geldiler. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Davacı-birleşen dosyada davalı ... vekili, evlilik birliği içinde kadın adına edinilen bir adet taşınmaz yönünden fazlaya dair haklarını saklı tutarak 12.000,00 TL alacağın faiziyle birlikte tahsilini talep etmiştir.
Davalı-birleşen dosyada davacı ... vekili, taşınmazın kişisel mal olduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuştur. Bozmadan sonra açtıkları birleşen dava dosyasında, evlilik birliği içinde erkek adına satın alınan taşınmaz ve araç bulunduğunu açıklayarak, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 12.000,00 TL"nin faiziyle birlikte Bülent"ten tahsilini talep etmiştir.
Mahkemece verilen ilk kararda, tüm dosya kapsamı doğrultusunda, keşif tarihi itibarıyla belirlenen değer üzerinden davacının 1/2"i oranda alacak hakkının olduğu kanaatine varılan bilirkişi raporunda belirlenen keşif değerinin 1/2"si dikkate alınarak davanın kabulüne, karar tarihinden başlayacak yasal faizi ile beraber 12.000,00 TL"nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, davalı vekili tarafından yapılan temyiz itirazı üzerine Dairenin 2015/9122 Esas, 2015/13741 Karar sayılı ilamıyla, taşınmaz alımında davalı kadının 127.291,41 TL kişisel malı kullanıldığından lehine denkleştirme yapılıp sonucuna göre davacı erkeğin katılma alacağı hesaplanması gerektiğine işaret edilerek hüküm bozulmuş, diğer temyiz itirazları ise reddedilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, birleşen ... Anadolu 7. Aile Mahkemesine ait 2016/65 Esas sayılı dava dosyası yönünden, davacısı Bülent olan dava dosyasının yargılama aşaması dikkate alınmak ve usul ekonomisi gözetilmek sureti ile birleşen davanın tefrikine, asıl dava yönünden ise, dava konusu edilen taşınmazda davacı eşin alacak hakkının 76.304,49 TL olduğu fakat davacının dava dilekçesinde 12.000,00 TL talep ettiği, her ne kadar davacı vekilinin bozma sonrasında 04/11/2016 tarihinde ıslah dilekçesi vermiş ise de 6100 sayılı HMK"nin 177/2. maddesinin "ıslah, tahkikatın sona ermesine kadar yapılabilir" emredici hükmü karşısında iş bu talebin dinlenmeyeceği gerekçesiyle, asıl davanın kabulüne, 12.000,00 TL"nin 15/03/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ..."dan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Hüküm, süresi içerisinde her iki taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1.Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve uyulan bozma ilâmında açıklandığı üzere işlem yapılıp sonucu dairesinde hüküm tesis edildiğine göre davacı-birleşen dosyada davalı vekilinin tüm ve davalı-birleşen dosyada davacı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Davalı-birleşen dosyada davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
Davacı-birleşen dosyada davalı ... lehine hükmedilen alacak, katılma alacağı niteliğindedir. TMK"nin 239/son maddesinde; “…aksine anlaşma yoksa tasfiyenin sona ermesinden başlayarak katılma alacağına ve değer artış payına faiz yürütülür…” hüküm altına alınmıştır. Yargıtay"ın ve Dairemizin kökleşmiş uygulamalarına göre tasfiye tarihi karar tarihidir. Mahkemece, karar tarihi olan 16.02.2017 tarihinden itibaren alacağa faiz yürütülmesi gerekirken, boşanma dava tarihinden (15.03.2010) itibaren faiz yürütülmüş olması doğru olmamıştır. Ne var ki, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
SONUÇ: Temyiz olunan hükmün yukarıda (2) nolu bentte gösterilen nedenlerle davalı-birleşen dosyada davacı vekilinin yazılı temyiz itirazları yerinde görüldüğünden, hüküm fıkrasının (1) nolu bendindeki "15/03/2010 tarihinden"" ibaresinin hüküm fıkrasından çıkarılmasına, ibarenin yerine ""karar tarihi olan 16.02.2017 tarihinden"" rakam ve kelimelerinin yazılmasına, HUMK"un 438/7 maddesi uyarınca hükmün düzeltilmiş bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA; davacı-birleşen dosyada davalı vekilinin tüm, davalı-birleşen dosyada davacı vekilinin diğer temyiz yukarıda (1). bentte gösterilen nedenle reddine, Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi hükümleri uyarınca 2.037,00 TL avukatlık ücretinin davacı-birleşen dosyada davalı ..."dan alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan davalı-birleşen dosyada davacı ..."a verilmesine, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine,
peşin harcın istek halinde davalı-birleşen dosyada davacı ..."a iadesine, 31,40 TL peşin harcın da onama harcına mahsubu ile kalan 13,00 TL"nin davacı-birleşen dosyada davalı ..."dan alınmasına, 02.04.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.