Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/10258
Karar No: 2016/12442

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2015/10258 Esas 2016/12442 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2015/10258 E.  ,  2016/12442 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi asıl dosya ve birleşen dosya davacıları vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    12.10.1998 tarihinde 3402 sayılı Kanun hükümleri uyarınca yapılan kadastro sırasında ... ilçesi Kürünlü köyü 132 ada 60 parsel sayılı 232 hektar 4.935m2 yüzölçümündeki taşınmaz orman niteliği ile Hazine adına tespit edilmiş, itirazsız edilmediğinden 10.03.1999 tarihinde tapuda tescil işlemi yapılmıştır.
    Davacılar ... ve arkadaşları; ırsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak 132 ada 60 parsel sayılı taşınmazın bir bölümünün adlarına tapuya tescili istemiyle dava açmışlardır.
    Birleştirilen davanın davacısı ...; Ocak 1966 tarih 3 sıra nolu tapu kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak 132 ada 60 parsel sayılı taşınmazın bir kesiminin adına tapuya tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, davalar birleştirildikten sonra 132 ada 60 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişiler ... ... ... tarafından düzenlenen 19.06.2006 tarihli rapor ve krokide (B1) ve (B2) işaretlenen sırasıyla 2.601m2-6.253,88m2 yüzölçümlü kesimlerinin ... ve arkadaşları adlarına, fen bilirkişiler ... ... ... ... tarafından düzenlenen 22.05.2008 tarihli krokili raporda (A) ile işaretlenen 24.019,30m2 yüzölçümlü bölümünün ... adına tapuya tesciline karar verilmiş, hükmün davalı Hazine tarafından temyizi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 19/01/2009 tarih, 2008/15351 E. - 2009/322 K. sayılı kararı ile bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; ""Mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hüküm kurmaya yeterli olmadığı, bu sebeple yörede orman kadastrosunun yapılıp yapılmadığının orman idaresinden sorulup, yöntemine uygun şekilde orman araştırması yapılması, araştırma ve inceleme sonucunda taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğunun belirlenmesi halinde 1980 ve 1990"lı yıllara ait hava fotoğrafları ve memleket haritasının uygulanarak çekişmeli taşınmazın bu tarihlerde ziraat alanı olarak kullanılıp kullanılmadığı, zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi olup olmadığının belirlenmesi, davacılar yararına Medeni Kanunun 713. maddesi, 3402 sayılı Kanunun 14 ve 17. maddelerindeki koşulların oluşup oluşmadığının araştırılması, oluşacak sonuca göre hüküm kurulması...” gerektiği belirtilmiştir.
    Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra; dava edilen yerlerin 1959 ve 1979 tarihli memleket haritalarında ve 1973 tarihli hava fotoğrafında açık alan olarak gözüktükleri, ancak 1973 tarihli hava fotoğrafının stereoskopik incelemesinde tarımsal faaliyet yapılmış bir yer olarak gözükmediği, boş orman bitki örtüsü olmayan açık alan olarak gözüktüğü, imar ihyanın en geç 1979 yılında tamamlanması ve zilyetliğin tespit tarihine kadar devam ettirilmesi gerektiği, 4-5 yıldır ekilip biçilmedikleri, bu durumun zilyetliği terk iradesi olarak yorumlandığı gerekçesi ile asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmiş, hüküm asıl ve birleşen davanın davacıları tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava; 3402 sayılı Kanunun 12/3 maddesi uyarınca 10 yıllık süre içinde açılan orman kadastrosuna itiraz ve tapu iptali ile tescil niteliğindedir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 3402 sayılı Kanunun 4.maddesi hükmüne göre yapılan orman kadastrosu vardır.
    Mahkemece bozma ilamına uyulduğu halde gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Mahkemece verilen ilk kararda fen bilirkişiler ... ... ... ... tarafından ortak düzenlenen 23.06.2006 havale tarihli rapor ve krokide (B1) ve (B2) ile işaretlenen sırasıyla 2.601m2-6.253,88m2 yüzöçümlü taşınmazların ... ve arkadaşları adlarına tesciline karar verilmiş olup, eylemli biçimde orman olduğu gerekçesiyle (A) ile işaretlenen taşınmaz davacılar adlarına tescil edilmemiştir. Anılan kararı davacılar temyiz etmediklerinden (B1) ile işaretlenen 2.601 m2 yüzölçümündeki taşınmazın doğu, kuzey ve güneyinde bulunan (A) ile işaretlenen yerin niteliği orman olarak kesinleşmiş olup, batısında da 132 ada 60 sayılı orman parselinin kesinleşen bölümü bulunmaktadır. Asıl davanın davacıları tapu kaydına dayanmadıklarından (B1) ile işaretlenen taşınmaz 6831 sayılı Kanunun 17/2 maddesi uyarınca orman içi açıklık niteliğindedir. Orman içi açıklıklarda kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla edinilemez. Mahkemece; fen bilirkişiler ... ... ... ... tarafından ortak düzenlenen 23.06.2006 havale tarihli rapor ve krokide (B1) ile işaretlenen 2.601m2 yüzöçümlü taşınmaza ilişkin davanın orman içi açıklık niteliğinde orman sayılan yerlerden olduğu gerekçesiyle reddine, (A) ile işaretlenen taşınmaza yönelik ilk hüküm kesinleştiğinden karar verilmesine yer olmadığına yönünde hüküm kurulması gerekirken fen bilirkişi tarafından düzenlenen 27.10.2014 havale tarihli rapor ve krokide (A) ile işaretlenen 23.751,06m2 yüzöçümlü taşınmazın (ilk kararda hükme dayanak yapılan fen bilirkişiler ... ... ... ... tarafından ortak düzenlenen 23.06.2006 havale tarihli rapor ve krokide (A), (B1) ve (B2) ile işaretlenen taşınmazların) kadastro tespit tarihine kadar nizasız fasılasız malik sıfatıyla kullanıldığının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.
    Diğer taraftan hükme dayanak yapılan ... ... Mühendisi tarafından düzenlenen 01.12.2014 tarihli raporda; 1973 çekim tarihli hava fotoğrafının stereoskop ile yapılan incelemesinde dava edilen yerlerin orman bitki örtüsü ihtiva etmeyen açık alan olan oldukları tarımsal faaliyet yapılmış bir yer olarak gözükmedikleri belirtilmiştir. Yine hükme dayanak yapılan ziraat bilirkişi tarafından düzenlenen 03.11.2014 havale tarihli raporda ise; (A) ile işaretlenen yerin (asıl davaya konu taşınmazın) tarla niteliğinde olduğu, 4-5 yıldır ekilmediği ancak üzerinde bulunan seyrelmiş yonca otunun biçildiği, (B) ile işaretlenen yerin (birleşen davanın) ise nadasa bırakıldığı, tarla niteliğinde bulunduğu, 3. ve 4. sınıf tarım arazisi oldukları açıklanmıştır.
    08.10.2014 tarihinde yapılan keşifte dinlenen tanık ... ... ise; ... ve arkadaşları tarafından dava edilen yerin önceleri babaları ... sonrasında ise çocukları tarafından kullanıldığını, 6 yıl öncede kendisinin icar karşılığında 3 yıl süreyle ekip biçtiğini, son 3 yıldır ekilip biçilmediğini, birleşen davaya konu yerin ise ... ailesine ait olduğunu bildirmiştir. Tanığın beyanından ve ziraat bilirkişi raporunun içeriğinden davacılar ... ve arkadaşlarının dava ettikleri taşınmazın kadastro tespit tarihine kadar kullanıldığı, keşfin yapıldığı tarihten 3-4 yıl önce ekilip biçilmediği anlaşılmaktadır. Birleşen davanın davacısı ..."un dava ettiği yerin ise kullanılmadığına dair tanık anlatımı ve bilirkişi raporu bulunmamaktadır. Kaldı ki ... tapu kaydına dayandığı halde mahkemece dayanak tapu kaydı ilk oluşumundan itibaren tüm gittileriyle birlikte getirtilmemiş, kadastro sırasında revizyon görüp görmediği araştırılmamış, keşifte uygulanmamış, kapsamı belirlenmemiştir.
    Dolayısıyla mahkemenin gerekçesi dosya kapsamı ile örtüşmemektedir. ... ... Mühendisi tarafından düzenlenen raporda 1973 çekim tarihli hava fotoğrafında çekişmeli taşınmazlarda tarım yapıldığına dair bulguların gözükmediği belirtilmiş olup, 1973 tarihi ile kadastro tespit tarihi olan 1999 yılı arasında 26 yıllık süre bulunmaktadır. Bu durumda davacıların çekişmeli taşınmazları ne zaman imar ihya ettiklerinin, zilyetliklerinin hangi tarihte başlayıp ne şekilde devam ettirildiğinin duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi gerekmektedir.
    Hal böyle olunca davacı ..."un dayandığı Ocak 1966 tarih 3 sıra nolu tapu kaydı ilk oluşumundan itibaren tüm gittileriyle birlikte tapu müdürlüğünden getirtilmeli, anılan tapunun kadastro çalışmaları sırasında revizyon görüp görmediği tapu ve kadastro müdürlüklerinden ayrı ayrı sorulmalı, revizyon görmüş ise revizyon gördüğü taşınmazların kadastro tespit tutanakları, kadastro tespit tarihinden 15 - 20 yıl önce ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları ve bu fotoğraflara dayanılarak üretilmiş orijinal renkli memleket haritaları, 1980"li yıllara ait ortofoto haritaları bulundukları yerlerden getirtildikten sonra önceki bilirkişiler dışında bir orman mühendisi, bir ziraat mühendisi ile bir jeodezi ve fotogrametri mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte asıl dava yönünden; 1980"li yıllara ait 1/20000 ve 1/25000 ölçekli stereoskopik hava fotoğrafları, topoğrafik harita ve kadastro paftası ile çakıştırıldıktan sonra mahalline uygulanmalı, stereoskop aletiyle incelenmeli, fen bilirkişiler ... ... ... tarafından ortak düzenlenen 23.06.2006 havale tarihli rapor ve krokide (B2) ile işaretlenen 6.253,88 m2 yüzölçümlü taşınmaz üzerinde tam olarak hangi tarihten itibaren zilyetliğin başladığı belirlenmeli, imar ve ihya yapılmışsa hangi tarihte başlayıp tamamlandığı, kimden kime kaldığı, zilyetliğin ne zaman başlayıp nasıl sürdürüldüğü ve ekonomik amacına uygun olup olmadığı, maddi olaylara dayalı ve ayrıntılı olarak, taşınmaz başında dinlenecek yerel bilirkişiler, kadastro tespit bilirkişileri ile taraf tanıklarından sorulmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin doğruluğu yukarıda belirtilen ve gerçeğin kendisi olan belgelere dayalı olarak düzenlenecek bilirkişi kurulu raporuyla denetlenmeli, keşif sırasında taşınmazın çeşitli yönlerinden hali hazır durumunu gösterir renkli fotoğrafları çektirilip onaylanarak dava dosyası içine konulmalı, fen bilirkişiler ... ... ... tarafından ortak düzenlenen 23.06.2006 havale tarihli rapor ve krokide (B1) ile işaretlenen 2.601 m2 yüzöçümlü taşınmaz yönünden kadastro tespit tarihine kadar asıl davanın davacıları ... ve arkadaşları yararına 3402 sayılı Kanunun 14. ve 17.maddelerinde düzenlenen zilyetlik ve imar ihya yoluyla kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli, birleştirilen dava yönünden ise ; ..."un dayandığı tapu kaydı yöntemince zemine uygulanmalı, bilirkişi ve tanıklardan her bir sınır hakkında ayrıntılı ve inandırıcı bilgi alınmalı, uygulamada komşu parsel tutanak ve dayanaklarından yararlanılmalı, bilinemeyen sınırlar konusunda taraflara tanık dinletme olanağı verilmeli, tapu uygulaması fen bilirkişi tarafından düzenlenecek krokiye yansıtılmalı, tapu kapsamında kalmayan yerin 6831 sayılı Kanunun 17/2 maddesi uyarınca orman içi açıklık niteliğinde orman sayılan yerlerden olacağı gözetilmeli, oluşacak sonucuna göre hüküm kurulmalıdır.
    Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçe ile yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; asıl ve birleşen davanın davacılarının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 21.12.2016 günü oybirliği ile karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi