18. Ceza Dairesi 2019/7540 E. , 2020/5795 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Görevi yaptırmamak için direnme, hakaret
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
KARAR
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
A) Sanığa yükletilen hakaret eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,
Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükmü etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır.
Ancak,
1) Sanığın adli sicil kaydında yer alan Balıkesir (kapatılan) 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 14/11/2013 tarihinde kesinleşen 2013/684 Esas ve 2013/1078 karar sayılı ilamı ile verilen hapisten çevrili 3000 TL adli para cezasına ilişkin hükümlülüğü nedeniyle, şartları oluşmasına ve sanığın 14/11/2014 tarihli duruşmada TCK’nın 58. maddesi için ek savunmasının alınmış olmasına karşın, TCK"nın 58. maddesindeki tekerrür hükümlerinin uygulanmaması,
2) TCK"nın 53/1-b maddesinde yer alan hak yoksunluğunun uygulanmasına ilişkin hükmün, Anayasa Mahkemesi"nin 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı kararıyla iptal edilmesi nedeniyle uygulama olanağının ortadan kalkmış olması,
Bozmayı gerektirmiş ve sanık ile O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz nedenleri bu nedenle yerinde ise de, 5320 sayılı Kanunun 8/1. madde ve fıkrası aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddesi uyarınca bu aykırılık, yeniden yargılama yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bulunduğundan, temyiz edilen kararın açıklanan noktasının; tebliğnameye kısmen aykırı olarak,“ Sanığın adli sicil kaydında yer alan Balıkesir (kapatılan) 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 14/11/2013 tarihinde kesinleşen 2013/684 Esas ve 2013/1078 karar sayılı ilamı ile verile hapisten çevrili 3000 TL adli para cezasına ilişkin hükümlülüğü dikkate alınarak hakkında hükmolunan cezanın, 5237 sayılı TCK"nın 58/6. maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına” cümlesinin eklenmesi suretiyle, hükümdeki hak yoksunluğuna ilişkin kısmın ise “TCK’nın 53/1-b maddesinde yer alan hak yoksunluklarının uygulanmasına ilişkin bölümün çıkartılması” biçiminde HÜKMÜN DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
B) Sanık hakkında görevi yaptırmamak için direnme suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesinde ise başkaca nedenler yerinde görülmemiştir. Ancak,
1)Dairemizce de benimsenen Ceza Genel Kurulu"nun 2013/13-293 esas, 2013/297 karar sayılı ve 11/06/2013 tarihli kararında da kabul edildiği üzere TCK"nın 43. maddesinin ikinci fıkrası; "Aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi durumunda da, birinci fıkra hükmü uygulanır" hükmünü içermekte olup, zincirleme suçtan farklı bir müessese olan ve aynı neviden fikri içtima olarak kabul edilen bu durumda, fiil yani hareket tektir ve bu fiille aynı suç birden fazla kişiye karşı işlenmektedir. Burada, hareket tek olduğu için, fail hakkında bir cezaya hükmolunacağı, ancak bu cezanın Kanunun 43/1. maddesine göre artırılacağı öngörülmüştür. Ancak burada kastedilen, fiil ya da hareketin, doğal anlamda değil hukuki anlamda tekliğidir. Hakaret suçunun farklı mağdurlara karşı tek fiille gerçekleştirildiğinden söz edilebilmesi için hakaretin mutlaka ortak söz veya davranışlarla gerçekleştirilmiş olması şart değildir. Her bir mağdura veya mağdurlardan bazılarına özel olarak hitap edilerek hakaret içeren sözler söylenmiş veya davranışlarda bulunmuş olsa bile objektif bir gözlemcinin bakış açısıyla bakıldığında failin hareketlerinin tek bir iradi karara dayalı olduğu, aralarında yer ve zaman bakımından bağlantı bulunduğu, bu nedenle bir bütünlük oluşturduğu sonucuna ulaşılması durumunda, fiilin hukuken tek olduğu kabul edilmelidir.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olayda, sanığın eşinin şikayeti üzerine olay yerine gelen jandarmalara saldırarak basit tıbbı müdahale ile giderilebilecek nitelikte yaralaması şeklinde gerçekleşen eyleminin, bir bütün halinde TCK"nın 265/1. maddesinde düzenlenen görevi yaptırmamak için direnme suçunu oluşturduğu ve bir kez mahkumiyetine karar verilerek cezasından TCK"nın 43. maddesi uyarınca arttırım yapılması gerektiği gözetilmeden, iki kez görevi yaptırmamak için direnme suçundan mahkumiyet kararı verilmesi,
2) Kabule görede,
a) Sanığın adli sicil kaydında yer alan Balıkesir (kapatılan) 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 14/11/2013 tarihinde kesinleşen 2013/684 Esas ve 2013/1078 karar sayılı ilamı ile verilen hapisten çevrili 3000 TL adli para cezasına ilişkin hükümlülüğü nedeniyle, şartları oluşmasına ve 14/11/2014 tarihli duruşmada sanığın ek savunmasının alınmış olmasına karşın, TCK"nın 58. maddesindeki tekerrür hükümlerinin uygulanmaması,
b) TCK"nın 53/1-b maddesinde yer alan hak yoksunluğunun uygulanmasına ilişkin hükmün, Anayasa Mahkemesi"nin, 08/10/2015 tarih ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararıyla, iptal edilmiş olması nedeniyle, uygulanma olanağının ortadan kalkmış olması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ile O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnameye uygun olarak HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 09/03/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.