12. Ceza Dairesi Esas No: 2016/3835 Karar No: 2016/8814 Karar Tarihi: 25.05.2016
Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2016/3835 Esas 2016/8814 Karar Sayılı İlamı
12. Ceza Dairesi 2016/3835 E. , 2016/8814 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi Dava : 466 sayılı Kanun gereğince tazminat Hüküm : Davanın reddi
Davacı vekilinin 27.08.2014 tarihli dilekçesi ile müvekkili davacının bir suç soruşturması nedeniyle tutuklu kaldığını, yapılan yargılama sonunda gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle hakkında kamu davasının düşürülmesine karar verildiğini belirterek 466 sayılı Kanun gereğince maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin açılan davanın reddine ilişkin hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü; Yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazının reddine, ancak; Tazminat talebinin dayanağı olan ... Ağır Ceza Mahkemesinin 30.05.2012 tarih, 2001/213 Esas – 2012/96 sayılı kararının incelenmesinde; davacı (sanık) hakkında üzerine atılı silahlı terör örgütüne yardım ve yataklık etme suçundan, 765 sayılı TCK"nın 102/3. maddesinde belirlenen zamanaşımının, sanığın sorgusunun yapıldığı tarih ile hüküm tarihi arasında gerçekleştiğinden bahisle kamu davasının zamanaşımı nedeniyle düşmesine karar verildiği, kararın davacının (sanığın) temyizden feragat etmesi suretiyle 04.07.2012 tarihinde kesinleştiği dikkate alındığında, dosya içeriğine göre dava konusu olay bakımından 466 sayılı Kanunun 1. maddesinin 1-6. fıkralarındaki hallerinin oluşmadığı ancak yargılamanın 11 yıl kadar sürmüş olduğunun anlaşılması karşısında makul sürenin aşıldığının ve adil yargılanma hakkının ihlal edildiğinin kabulü ile bu nedene dayalı olarak davacı lehine sadece makul bir miktar manevi tazminata hükmolunması gerektiğinin gözetilmemesi, Kanuna aykırı olup, davacı vekilinin temyiz itirazı bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebepten 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince, isteme aykırı olarak, BOZULMASINA, 25.05.2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.