12. Ceza Dairesi 2016/4535 E. , 2016/8811 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
Hüküm : 8.454,15 TL maddi ve 35.000 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine
Davacı vekilinin 06.02.2013 tarihli dilekçesi ile müvekkili davacının bir suç soruşturması nedeniyle tutuklu kaldığını, yapılan yargılama sonunda üzerine atılı suçtan beraatine hükmedildiğini belirterek CMK’nın 141. ve devamı maddeleri gereğince maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin açılan davanın kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Tazminat davasının dayanağı olan İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesinin, 2009/13 Esas - 2012/33 Karar sayılı ceza dava dosyasının incelenmesinde; sanığın (davacının) uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma veya sağlama suçundan tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, hükmün temyiz edilmeksizin 29.02.2012 tarihinde kesinleştiği, tazminat davasının 06.02.2013 tarihinde, CMK’nın 142/1. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye açıldığı, kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmış, manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun vasıf, mahiyet ve niteliği, gözaltına alınmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre, tazminat davasının kesinleştiği tarihe kadar davacının elde edeceği parasal değer ve benzeri hususlar da gözetilmek suretiyle, hakkaniyet ölçüsünü aşmayacak bir şekilde, hak ve nasafet kurallarına uygun makul bir miktar olarak tayin ve tespit edilmesi nedeniyle tebliğnamenin 2. bendinde yer alan bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir,
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Davacı vekili tarafından dava dilekçesinde ve bozma ilamından önceki duruşmalarda yasal faiz talebinde bulunulmadığının, bozma ilamından sonra ise 22.12.2015 tarihli duruşmada "ıslah" suretiyle tarih belirtmeksizin faiz talebinde bulunulduğunun belirtilerek faiz konusundaki talebini ıslah ettiğinin, dava dilekçesinde faiz talebinde bulunulmaması halinde ıslah suretiyle faiz talebinde bulunulabileceğinin, ancak bu hakkın Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 04.02.1948 gün ve 10-3 sayılı kararına göre bozma ilamından önce kullanılması gerektiğinin anlaşılması karşısında davacı yararına hükmedilen tazminat miktarları için yasal faize hükmedilemeyeceğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin temyiz itirazı bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak; yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden, hükmün 1-a. ve 1-b bentlerinde faize ilişkin kısımlardaki “tutuklama tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte” ibarelerinin hükümden çıkartılması suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 25.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.