11. Hukuk Dairesi 2014/12405 E. , 2014/19708 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki davadan dolayı... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 28/05/2014 gün ve 2013/566-2014/295 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili, dava dışı ..."ın sahibi olduğu A grubu hisseleri temsilen seçilen yönetim kurulu üyelerinin belirtmiş oldukları gündem ile 6103 sayılı TTK"nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun"un 25. maddesi uyarınca olağanüstü genel kurul davetinde bulunamayacağını, kanunun açık hükmü gereği tüzel kişiyi temsilen seçilen yönetim kurulu üyelerinin istifa etmeleri gerektiği, ancak davalı şirket yönetim kurulu ve ..."ın sahibi olduğu A grubu hisseleri temsilen seçilen yönetim kurulu üyelerinin istifa etmediğini ve bu nedenle şirketin yönetim kurulunun söz konusu değişikliklere uyarlanmaması ve yeni yönetim kurulunun oluşturulmamış olması nedeniyle Ekim 2012 tarihi itibariyle ve hali hazırda yok hükmünde olduğunu ileri sürerek, şirket yönetim kurulunun 6103 sayılı Yasanın 25. maddesinin amir hükmü uyarınca yeniden oluşturulmasını teminen TTK"nun 410/2. maddesi uyarınca kendisine izin verilmesini, ..."ın sahibi olduğu A grubu hisseleri temsilen seçilen yönetim kurulu üyelerinin hiçbir şekilde olağanüstü genel kurul toplantı davetinde bulunamayacaklarından 03/09/2013 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısının yapılmasının tedbiren engellenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, şirket yönetim kurulunun geçerliliği ve yetkilerinin halen taraflar arasında devam etmekte olan muhtelif davalarda tartışılmakta olduğunu, yönetim kurul ve genel kurul davetlerinin de usulüne uygun olarak B grubu hissedarlara yapıldığını, davalı şirket yönetim kurulu üyeleri ile şirket ortakları arasında anlaşmazlıkları çözümlemek adına toplantılar yapıldığını, ancak davacının da içinde bulunduğu B grubu hissedarların yönetim kurulu kararlarının geçersiz olduğundan bahisle davetlere katılmadıklarını, şirket toplantılarına ilişkin her türlü prosedüre uyulduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, şirketin halen mevcut yönetim kurulunun bulunduğu, kararların geçerli olup olmadığının tespiti için açılan davaların derdest olduğu, davacının içinde bulunduğu B grubu hissedarların yürürlük kanunundaki maddeyi gerekçe göstererek yönetim kuruluna katılmadıkları, bu sebeple şirketin karar alamadığı, genel kurul davetlerinin yapılamadığı, yönetim kurulunun kararlarının geçerli olup olmadığı söz konusu mahkeme dosyalarının sonuçlanmasından itibaren açıklığa kavuşacak olup, 410/2. maddesi gereğince yönetim kurulunun toplanamamasının davalı şirkete izafe edilecek kusur olmadığı, bizzat davacının yönetim kurulu toplantılarına katılmadığı, kanunda belirtilen yönetim kurulunun "mevcut olmaması" şartlarının ise ancak yukarıda belirtilen dava dosyalarından sonra anlaşılacağı, yine aldığı kararların geçerliliği olup olmadığının da mahkeme incelemesi ile anlaşılacağı, genel kurulun usulüne uygun olarak davet edildiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Davacı taraf genel kurulu toplantıya çağırmaya izin ve tedbir istemiyle bu davayı açmış olup mahkemece yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir. 6102 Sayılı TTK"nun 410/2. maddesi gereğince ortağın genel kurulu toplantıya çağrı izni talebi üzerine verilen karar kesin bulunduğundan ve tedbir istemine ilişkin karar bakımından da 21.02.2014 gün ve 2013/1 E. - 2014/1 K. sayılı içtihadı birleştirme kararına göre bu tür kararların temyizi mümkün olmadığından davacı vekilinin temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin REDDİNE, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 15.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.