12. Ceza Dairesi 2019/8017 E. , 2021/1330 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle yaralama
Hüküm : CMK"nın 223/2-c maddesi gereği beraat
Taksirle yaralama suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Katılan vekilinin 22/02/2016 havale tarihli dilekçesi ile her iki sanık hakkında temyiz talebinde bulunduğu, mahkemece 23/02/2016 tarihinde sanıklardan ... hakkında doğrudan hükmedilen 2240 TL adli para cezasının miktar itibariyle kesin olduğundan bahisle bu sanığa ilişkin temyiz talebinin reddine dair ek karar verildiği, anılan ek kararın tebliği üzerine katılan vekili tarafından sunulan 29/02/2016 havale tarihli dilekçesinde verilen ek karara ilişkin temyiz talebinin bulunmadığı, yalnızca önceki talebi tekrarla, sanıklardan ... hakkında hükmedilen beraat kararının temyizinin istendiği dolayısıyla sanık ..."e dair verilen hükmün temyiz incelemesi yapılmasına yer olmadığı anlaşılmakla, tebliğnamenin 1 numaralı paragrafında bu hususta red öneren görüşüne iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine incelenen dosya kapsamına göre katılan vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine; ancak;
Sanığın atölye şefi olarak çalıştığı Biskot Çikolata ve Bisküvi fabrikasında, üretim faaliyetleri sürmekteyken, yağ tanklarının bulunduğu depoya giden ön hazırlama sorumlusu olarak çalışan katılan ..."in yerin buzlu ve ıslak olmasından ötürü ayağının kayıp düşmesi esnasında, kolunu motor kayışlarına çarpmasıyla, vücudundaki kemik kırıklarının hayat fonksiyonlarını 2.dereceden etkileyecek şekilde yaralandığı olayda; dosyada bulunan bilirkişi raporlarında iş güvenliği hususunda sorumlulara kusur atfedildiği, sanığın çalıştığı pozisyona ilişkin belgelerin dosya içinde mevcut olmadığı ve iş güvenliği hususunda sorumluluğun tespitinin sağlanamadığının anlaşılması karşısında;
1-)Katılanın iş güvenliği konusunda kimin yetkili ve sorumlu olduğu ile varsa kusuru bulunanların belirlenmesi, cezaların şahsiliği prensibi gereği atfedilecek kusurun kime veya kimlere ait olduğunun tespiti bakımından; katılanın sigorta kayıtları ile çalıştığı şirketten diğer kayıtlarının temin edilmesi, katılanın çalıştığı firma bilgilerinin araştırılarak, söz konusu şirkete ait ticaret sicil gazetesi ve imza sirkülerinden şirket yetkilileri ve müdürlerinin araştırılması ile sanığın var ise personel çizelgesi gibi belgelerin getirtirilerek net olarak tespit edilmesi, olaya konu işletmede değinilen işe ilişkin başkaca şantiye şefi, sorumlu mühendis ve benzeri sorumlu bulunup bulunmadığı, olaya konu işe ilişkin görev dağılımına dair herhangi bir düzenleme yapılıp yapılmadığı araştırılarak, varsa bu hususlara ilişkin evrakın temininin sağlanması, katılanın görevlendirmesinin kim tarafından yapıldığı, talimatları kimden aldığının tayini yapıldıktan sonra kusur durumunun mahkemece belirlenmesi için dosyanın üç kişilik a sınıfı iş güvenliği uzmanı bilirkişi heyetine tevdii edilerek bu hususta görüş istenmesi, sanıktan başka şahıs veya şahıslara kusur atfedilmesi halinde suç duyurusunda bulunulması, suç duyurusu neticesinde iddianame tanzim edilmesi halinde incelemeye konu dava dosyası ile birleştirilerek yargılama yapılması, anılan kişiler hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesi durumunda ise dosyanın denetime olanak verecek şekilde işbu dosya arasına alınarak sanığın hukuki durumun takdir ve tayini gerekirken, eksik incelemeye ve yetersiz gerekçeye dayalı olarak yazılı şekilde beraat hükmü kurulması,
Kabule göre de;
2-)Bozma ilamına uyulduğu takdirde, sanığa isnat edilen taksirle yaralama suçu için TCK’nın 89. maddesinin 1-2-3. fıkralarında öngörülen temel ceza miktarı itibariyle, 5271 sayılı CMK’nın, 17.10.2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanunun 24. maddesi ile yeniden düzenlenmiş olan ve 251. maddesinin 1. fıkrasında yer alan “Basit yargılama usulü düzenlemesine tabi olacağı; Anayasa Mahkemesinin 19.08.2020 tarihli ve 31218 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan, 25.06.2020 tarihli ve 2020/16 Esas-2020/33 Karar sayılı iptal kararı ile, kovuşturma evresine geçilmiş olan ve basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden 7188 sayılı Kanunun 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan düzenlemenin iptal edildiği anlaşıldığından; Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararı doğrultusunda CMK’nın 251. maddesi hükümlerinin değerlendirilmesi gerekmesi;
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 09/02/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.