Abaküs Yazılım
Hukuk Bölümü
Esas No: 2013/1551
Karar No: 2014/2

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2013/1551 Esas 2014/2 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Bölümü         2013/1551 E.  ,  2014/2 K.
  • TÜRK TELEKOM A.Ş.’DE ÇALIŞIRKEN DAVALI KARAYOLLARI GENEL MÜDÜRLÜĞÜNE ATANAN DAVACIYA ILIŞKIN OLARAK DÜZENLENEN MAAŞ NAKIL BELGESINDEN KAYNAKLANAN PARASAL HAKLARIN, FAIZIYLE BIRLIKTE HESAPLANARAK ÖDENMESI ISTEMIYLE, BIR KAMU KURUMU OLAN KARAYOLLARI GENEL MÜDÜRLÜĞÜNE KARŞI AÇILAN DAVANIN, KAMU HUKUKU HÜKÜMLERINE GÖRE, İDARİ YARGI YERİNDE ÇÖZÜMLENMESI
  • UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAKKINDA KANUN (2247) Madde 10

"İçtihat Metni" Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacı     : A.Ç.

Vekil        : Av. H.A.

Davalı      : Karayolları Genel Müdürlüğü

Vekili      : Av. S.A. 

O L A Y : Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin T.TELEKOM A.Ş. bünyesinde çalışmakta iken, 406 sayılı Kanunun ek 29.  ve 4046 sayılı Kanunun 22. maddesi çerçevesinde Karayolları Bölge Müdürlüğü emrine atandığını; 5473 sayılı kanun uyarınca Kamu personeline 01/01/2006 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 40TL., 01/07/2006 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yine aynı şekilde ek ödeme yapılmasının öngörüldüğünü; 08/05/2006 tarih ve 2006/T-17 sayılı Yüksek Planlama Kurulu kararı ile kamu iktisadi teşebbüslerinde çalışan tüm personelin anılan haklardan yararlanmasına karar verildiğini; 15/09/2006 tarih ve 10791 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile, 2006 yılının ilk 6 ayında oluşan enflasyon farkı olarak 01/07/2006 tarihinden itibaren kamu personelinin ücretlerinde 2,32 oranında artış öngörüldüğünü;  aynı şekilde 10/11/2006 tarih ve 2006/T-17 sayılı Yüksek Planlama Kurulu kararı ile kamu iktisadi teşebbüslerinde çalışan tüm personelin anılan haklardan yararlanmasına karar verildiğini;   müvekkilinin göreve atanmış bulunduğu davalı kuruma bildirilen maaş nakil ilmühaberinde zikredilen artışların, DAVA DIŞI TELEKOM A.Ş TARAFINDAN bildirilmediğini, eksik bildirim nedeniyle/ dolayısıyla müvekkiline eksik ödeme durumunun söz konusu olduğunu; müvekkilinin, Türk Telekom A.Ş.ne başvurmuş ise de, yeni maaş nakil ilmühaberinin gönderilemeyeceğinin bildirildiğini;  taraflarından Kayseri İdare Mahkemesine işlemin iptali için dava açıldığını; açılan davada, Kayseri 2.İdare Mahkemesi tarafından Uyuşmazlık Mahkemesinin göreve ilişkin kararına dayanılarak; E/K:2011/80-184 sayı ile görev nedeni davanın reddine karar verildiğini; YARGITAY 9. HD.nin E:2012/4064 ve K:2012/4802 sayılı kararında, bu artışların müvekkiline nakledildiği tarihten itibaren fark ücret alacaklarından yararlandırması gerektiğine karar verildiğini; anılan Bakanlar Kurulu ve YPK kararları uyarınca müvekkilin maaş nakil ilmühaberine eklenmesi gereken alacakların bilirkişi vasıtasıyla hesaplanarak, davalı kuruma atandığı tarihten itibaren alması gereken  fark alacaklarının, tahsili için iş bu davayı açma zorunluluğu doğduğunu ifade ederek; müvekkilinin ücretine 5473 sayılı Kanun uyarınca 01/01/2006 tarihinden itibaren aylık 40TL. ve 01/07/2006 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 40TL. ve 15.9.2006 tarih ve 10971 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile enflasyon farkı olarak 2,32 oranında öngörülen artışların nazara alınarak; müvekkilinin davalı kuruma atandığı tarihten itibaren, bu artışlar nedeniyle doğan ve ödenmeyen fark ücret alacaklarının, müvekkilinin davalı kuruma atandığı tarihten sonra bu alacaklara da verilen ücret zamları da dahil olmak üzere, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla,  şimdilik 100,00.TL.sinin, talep ettikleri alacakların tahakkuk ettiği tarihten itibaren mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi istemiyle 21.12.2012 tarihinde adli yargı yerinde dava açmıştır.

Davalı vekilince birinci savunma dilekçesinde, davanın idari yargının görev alanına girdiği öne sürülerek görev itirazında bulunulmuştur.

KAYSERİ 3.İŞ MAHKEMESİ: 27.6.2013 gün ve E:2012/699 sayı ile, davalı vekilinin  görev itirazının reddine karar vermiştir.

                Davalı vekilince süresi içinde verilen dilekçe ile olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması istemiyle başvuruda bulunulması üzerine dilekçe, dava dosyasının onaylı örneği ile birlikte Danıştay Başsavcılığı’na gönderilmiştir.

DANIŞTAY BAŞSAVCISI; 2577 sayılı İdare Yargılama Usulü Kanununun 2"nci maddesinin 1/a fıkrasında, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davalarının, idari dava türleri arasında sayıldığı; 406 sayılı Yasa"nın 3.7.2005 tarih ve 5398 sayılı Yasa ile değişik Ek-29"uncu maddesinde; "Türk Telekom hisselerinin devri sonucu kamu payının yüzde ellinin altına düşmesi durumunda; Türk Telekom"da Ek-22"nci maddenin (a) bendinin bu Kanun"la yürürlükten kaldırılan hükümleri uyarınca belirlenen asli ve sürekli görevlerde çalışmakta olanlar ile 22.1.1990 günlü, 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararname"ye tabi olarak kadrolu veya sözleşmeli personel statüsünde çalışanlar ve kapsam dışı personel, kamu görevlerinden yüzseksen gün aylıksız izinli sayılır. Bu personel belirtilen süre içinde Türk Telekom"da çalışmaya devam eder ve hisse devir tarihinden nakil için Devlet Personel Başkanlığı"na bildirildikleri tarihe kadarki aylık ücret, harcırah, sağlık giderleri, cenaze giderleri ve ölüm yardımı ile diğer mali ve özlük hakları Türk Telekom tarafından karşılanır. / Bu fıkrada belirtilen süre içinde nakle tabi personelden Türk Telekom tarafından hizmetine ihtiyaç duyulmayanlar tespit edildikleri tarihten, kendi isteği ile nakil talep edenler ise talep tarihinden itibaren en geç doksan (yüzseksen günlük aylıksız izin süresi aşılmamak kaydıyla ve 15 Ocak 2006 tarihindeki üçüncü fıkraya göre hesaplanan ücretleriyle) gün içinde Türk Telekom tarafından Devlet Personel Başkanlığı"na bildirilir ve bunların aylıksız izinleri bu tarih itibariyle sona erer. Hizmetine ihtiyaç duyulmayan personelin tespiti ve kendi isteği ile nakil talebinde bulunma süresi, hisse devir tarihinden itibaren yüzelli günü aşamaz." hükmünün yer aldığı; aynı maddenin üçüncü fıkrasında, birinci fıkra kapsamına giren personelden, sözleşmeli personel statüsünde çalışanlar ve kapsam dışı personel statüsünde çalışanlar hakkında, 4046 sayılı Kanun"un 22"nci maddesinin dördüncü ve beşinci fıkrası hükümlerinin uygulanmasında, Devlet Personel Başkanlığı"na bildirildikleri tarihteki unvanlar esas alınarak Yönetim Kurulu"nca 15.4.2004 tarihi itibariyle bu unvana göre belirlenmiş olan ücret ve diğer mali haklarına, bu tarihten Devlet Personel Başkanlığı"na bildirildikleri tarihteki kadro ve pozisyonlarına ilişkin olarak bildirim tarihine kadar geçen süre içinde kamu görevlilerine yapılacak artış, oran ve/veya miktarları uygulanmak suretiyle bulunacak tutarın dikkate alınacağının belirtilmiş bulunduğu; özelleştirme kapsamında bulunan Türk Telekomünikasyon A.Ş."deki tamamı hazineye ait bulunan hisselerden %55"inin Bakanlar Kurulu"nun 25.7.2005 günlü, 2005/9146 sayılı kararı uyarınca 14.11.2005 tarihli Hisse Satış Sözleşmesi ile O.Telekomünikasyon A.Ş."ye satıldığı, Türk Telekom A.Ş."nin bu tarih itibariyle kamu kuruluşu niteliğinin sona erdiğinin açık olduğu;  ancak kanun koyucunun, 5398 sayılı Yasa ile 406 sayılı Yasa"da değişiklik yaparak yukarıda getirdiği düzenlemelerle Türk Telekom A.Ş."nin özelleştirilmesi sonucunda, nakle tabi personele ilişkin uygulamaların 4046 sayılı Kanun"un 22"nci maddesi ile uyumlu olması amacıyla ve iletişim alanında ulusal ve uluslararası düzeyde oluşabilecek telafisi imkansız aksaklıkların önlenmesi için, işlevsel görevlerde bulunan ve ikamesi kısa sürede imkansız personelin isteklerine bağlı olarak makul bir süre kamu görevlerinden aylıksız izinli sayılarak çalışmalarına olanak sağladığı; Kanun koyucunun amacı göz önünde bulundurulduğunda Ek 29"uncu maddede öngörülen süre içinde yürütülen görevin bir kamu görevi olduğunun kabulünün gerektiği; öte yandan, 1.1.2006 tarihinden enflasyon oranında yapılan artıştan sonra, enflasyonun beklenenden yüksek çıkması nedeniyle 2006 yılının ilk altı ayına ilişkin olarak kamu personeline enflasyon oranında yapılan artış ile gerçekleşen enflasyon oranı arasındaki %2,32"lik farkın esasen 1.1.2006 tarihinden itibaren yapılan maaş artışı sırasında ödenmesi gereken bir ödeme olması karşısında, Ocak ayında yapılması gereken söz konusu artışların, enflasyonun başlangıçta yanlış hesaplanması ve idareden kaynaklı gecikme nedeniyle davacının Devlet Personel Başkanlığına bildirilmesinden sonra ödenmesinin, maaş nakil ilmühaberinin düzeltilmesi talebi tarihi itibariyle davacının kamu görevi yürüten kişi olma statüsünü etkilemesinin söz konusu olmadığı; ayrıca 40+40 YTL. denge tazminatının da 1.1.2006 tarihi itibariyle ödenmesinin öngörülmüş olması karşısında, söz konusu ödemeler ile aynı nitelikteki sonraki ödemelerin davacının Telekomda kamu görevini yürüttüğü döneme ilişkin olduğunun kabulünü gerektirdiği; somut uyuşmazlıkta davacının 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararname"ye tabi olarak Türk Telekom A.Ş. Genel Müdürlüğünde sözleşmeli statüde çalışmakta iken yukarıda belirtilen Ek-29"uncu maddenin birinci fıkrası uyarınca Türk Telekomünikasyon A.Ş. tarafından Devlet Personel Başkanlığı"na bildirildiği ve 09.05.2006 tarihinde ilişiğini keserek, Karayolları 6.Bölge Müdürlüğü emrine göreve başladığı, bu süre içinde bulunduğu statü ve yaptığı görev itibariyle kamu görevi yürüttüğü göz önünde bulundurulduğunda 406 sayılı Yasa"nın 5398 sayılı Yasa ile değişik Ek-29"uncu maddesi uygulamasından doğan bu uyuşmazlığın idari yargıda çözümlenmesinin gerektiği; nitekim, Danıştay Beşinci Dairesinin 17.7.2009 gün ve E:2009/3113, K:2009/4607 sayılı kararında da benzer nitelikteki uyuşmazlığın idari yargıda çözümlenmesi gerektiğinden bahisle, davayı görev yönünden reddeden mahkeme kararının bozulduğu gerekçesiyle; 2247 sayılı Yasa"nın 10"uncu maddesi uyarınca olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ve dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.

                Başkanlıkça, 2247 sayılı Yasa’nın 13. maddesine göre Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’ndan yazılı düşüncesi istenilmiştir.

YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCISI; Özelleştirme kapsamında bulunan Türk Telekomünikasyon A.Ş."deki tamamı Hâzineye ait bulunan hisselerden % 55"inin, Bakanlar Kurulu"nun 25/07/2005 tarih ve 2005/9146 sayılı Türk Telekomünikasyon Anonim Şirketi (Türk Telekom)"nin % 55 oranındaki Hissesinin Blok Olarak Satışına İlişkin Nihai Devir İşlemlerine Dair Kararın Yürürlüğe Konulması Hakkında Karar"ı uyarınca, 14.11.2005 tarihli Hisse Satış Sözleşmesi ile O.Telekomünikasyon A.Ş."ne satılmış olduğu; özelleştirme tarihinden sonra Telekomünikasyon şirketine karşı açılacak davaların özel hukuk hükümlerine tabi olacağı ve davaların adli yargı yerinde görüleceğinde tereddüt bulunmadığı; ancak davacı tarafından maaş ve alacaklarının yeniden hesaplanmasına yönelik husumetin, davacının özelleştirme tarihinden sonra 4046 sayılı yasanın 22 maddesi uyarınca naklinin gerçekleştiği, kamu kurumu niteliğinde bulunan Karayolları Genel Müdürlüğüne yöneltilmiş bulunduğu;  2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu"nun "İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı" başlıklı 2. maddesinin değişik 1 numaralı bendinde: / "a) (Değişik : 8.6.2000-4577/5md) idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, / b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları,/ c) (Değişik: 18.12.1999-4492/6 md.) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar."ın idari dava türleri olarak sayılmış olduğu; kural olarak, idari yargıda ancak Devlete ve kamu tüzel kişilerine karşı açılan davalara bakılabileceği; dolayısıyla, davanın açıldığı tarihte davalı mevkiinde kamu kuruluşunun bulunması karşısında, ortada idari yargı yetkisi kapsamında açılmış bir idari dava bulunduğunun anlaşıldığı; belirtilen tüm bu hususlara göre, davalı ile davalı kamu kurumu arasında maaş ve alacakların yeniden belirlenmesine dair talebin reddine dair olan davacı ile davalı idare arasındaki uyuşmazlık konusu davanın, kamu hukuku hükümlerine göre görüm ve çözümünde idari yargı yerinin görevli bulunduğu gerekçesiyle;   Danıştay Başsavcılığının 2247 sayılı Yasa’nın 10. maddesi gereğince yapmış olduğu başvurunun kabulü ile Kayseri 3. İş Mahkemesinin 2012/699 esas sayılı görevlilik kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği yolunda yazılı düşünce vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE : Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Eyüp Sabri BAYDAR,  Ali ÇOLAK, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Ayhan AKARSU ve Mehmet AKBULUT’un katılımlarıyla yapılan 27.1.2014 günlü toplantısında;

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; davalı vekilinin anılan Yasanın 10/2 maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve 12/1. maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine Danıştay Başsavcısı’nca, 10. maddede öngörülen biçimde olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından, görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK’in, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Mehmet Ali GÜMÜŞ’ün davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, Türk Telekomünikasyon A.Ş. Kayseri İl Telekom Müdürlüğünde görev yapmakta iken, 406 sayılı Yasa"nın Ek-29. maddesi ile 4046 sayılı Yasa"nın 22. maddesine göre diğer kamu kurum ve kuruluşlarına naklinin yapılması için adı Devlet Personel Başkanlığına bildirilen ve 9.5.2006 tarihinde Karayolları 6. Bölge Müdürlüğü emrine atanmış olan davacının;  ücretine 5473 sayılı Kanun uyarınca 01/01/2006 tarihinden itibaren aylık 40TL. ve 01/07/2006 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 40TL. ve 15.9.2006 tarih ve 10971 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile enflasyon farkı olarak 2,32 oranında öngörülen artışların nazara alınarak; davalı kuruma atandığı tarihten itibaren, bu artışlar nedeniyle doğan ve ödenmeyen fark ücret alacaklarının davalı kuruma atandığı tarihten sonra bu alacaklara da verilen ücret zamları da dahil olmak üzere, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla,  şimdilik 100,00.TL.sinin  faizi ile birlikte  davalı Karayolları Genel Müdürlüğünden  tahsili istemiyle açılmıştır.

1953 tarih ve 6145 sayılı Yasa ile, Türkiye Cumhuriyeti Posta, Telgraf ve Telefon İşletmesi kurulmuş; 1924 tarih ve 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanunu’nun 10.6.1994 tarih ve 4000 sayılı Yasa’yla değiştirilen 1. maddesi ile, posta ve telgraf tesis ve işletmesine ilişkin hizmetler, Posta İşletmesi Genel Müdürlüğü’nce (P.İ), telekomünikasyon hizmetleri ise, “Türk Telekomünikasyon Anonim Şirketi (Şirket)” tarafından yürütülecek şekilde yeniden yapılandırılmıştır.

27.1.2000 tarih ve 4502 sayılı Yasa’nın 1. maddesi ile, 406 sayılı Yasa’nın 1. maddesine eklenen dokuzuncu fıkrada, “Türk Telekom, bu Kanun ve özel hukuk hükümlerine tabi bir anonim şirkettir. Kamu İktisadi Teşebbüslerinin kuruluş, teşkilât ve faaliyetleri ile ilgili mevzuat Türk Telekom’a uygulanmaz. Sadece, Türkiye Büyük Millet Meclisi denetimine ilişkin 2.4.1987 tarihli ve 3346 sayılı Kanunun 9 uncu maddesi hükümleri uygulanır” denilmiş; anılan fıkra hükmü, 12.5.2001 tarih ve 4673 sayılı Yasa’nın 1. maddesi ile değiştirilmiş ve “Türk Telekom, bu Kanun ve özel hukuk hükümlerine tabi bir anonim şirkettir. Bu Kanun hükümleri saklı kalmak üzere, kamu iktisadi teşebbüsleri de dahil, sermayesinin yarısından fazlası kamuya ait olan kamu kurum, kuruluş ve ortaklıklarına uygulanan mevzuat Türk Telekom’a uygulanmaz. Sermayesinin yarısından fazlası kamuda kaldığı sürece, Türkiye Büyük Millet Meclisi denetimine ilişkin 2.4.1987 tarihli ve 3346 sayılı Kanunun 9 uncu maddesi hükümleri uygulanır. 16.7.1965 tarihli ve 697 sayılı Kanun ile milli güvenlik ve kamu düzeniyle sıkıyönetim ve seferberlik hallerinde telekomünikasyon hizmetlerinin yürütülmesine ilişkin özel kanunların hükümleri saklıdır”; Ek 29. maddesinin 3.7.2005 gün ve 5398 sayılı Kanun’un 14. maddesi ile değişik birinci fıkrasında, “Türk Telekom hisselerinin devri sonucu kamu payının yüzde ellinin altına düşmesi durumunda; Türk Telekomda ek 22 nci maddenin (a) bendinin bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri uyarınca belirlenen aslî ve sürekli görevlerde çalışmakta olanlar ile 22.1.1990 tarihli ve 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye tâbi olarak kadrolu veya sözleşmeli personel statüsünde çalışanlar ve kapsam dışı personel, kamu görevlerinden yüzseksen gün aylıksız izinli sayılır…” denilmiştir.

Öte yandan; 406 sayılı Yasa’nın 4502 sayılı Yasa ile değişik 2. maddesinin (c) bendinin birinci alt bendinin birinci cümlesinde, “Türk Telekom; telekomünikasyon şebekeleri üzerinden sunulan ulusal ve uluslararası ses iletimini ihtiva eden telefon hizmetlerini, 31.12.2003 tarihine kadar bu Kanun ve görev sözleşmesi çerçevesinde tekel olarak yürütür” denildikten sonra, anılan (c) bendinin birinci alt bendine 12.5.2001 tarih ve 4673 sayılı Yasa ile eklenen üçüncü cümlede, “Ancak, Türk Telekom’daki kamu payı %50’nin altına düştüğünde, Türk Telekom’un tüm tekel hakları 31.12.2003 tarihinden önce de olsa ortadan kalkmış olur” denilmiş; 4502 sayılı Yasa’nın Geçici 3. maddesi ile de Türk Telekomünikasyon A.Ş., 233 sayılı KHK’nin ekindeki “B-Kamu İktisadi Kuruluşları (KİK)” bölümünde yer alan kuruluşlar listesinden çıkarılmıştır.

Bu düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde, telekomünikasyon şebekeleri üzerinden sunulan ulusal ve uluslararası ses iletimini ihtiva eden telefon hizmetlerini 31.12.2003 tarihine kadar “tekel” olarak yürütmekle görevli kılınan ve çoğunluk hisseleri kamuya ait bulunan Türk Telekom’un, tekel kapsamında kamu hizmeti yürüten, ancak kuruluş yasasındaki son düzenlemeler ile kendine özgü statüye sahip olan ve sermayesindeki kamu payı %50’nin altına düşünceye kadar kamu kuruluşu niteliğini taşıyan bir kuruluş olduğu tartışmasızdır.

Özelleştirme kapsamında bulunan Türk Telekomünikasyon A.Ş.’deki tamamı Hazineye ait bulunan hisselerden % 55’i, Bakanlar Kurulu’nun 25.7.2005 tarih ve 2005/9146 sayılı   “Türk Telekomünikasyon Anonim Şirketi (Türk Telekom)’nin % 55 Oranındaki Hissesinin Blok Olarak Satışına İlişkin Nihai Devir İşlemlerine Dair Kararın Yürürlüğe Konulması Hakkında Karar”ı uyarınca, 14.11.2005 tarihli Hisse Satış Sözleşmesi ile (6.550.000.000 USD. bedelle) O.Telekomünikasyon A.Ş.’ne satılmıştır.

Bu sürece paralel olarak Türk Telekom personelinin durumu incelendiğinde:

                Türk Telekom A.Ş., 4502 sayılı Yasa’nın 29.1.2000 tarih ve 23948 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdiği dikkate alındığında, 29.1.2000 tarihi itibariyle 233 sayılı KHK kapsamı dışında kalmış ve anılan KHK eki cetvellerden çıkarılmış olması nedeniyle,  Uyuşmazlık Mahkemesi Genel Kurulu’nun 22.1.1996 gün ve E:1995/1, K:1996/1 sayılı ve özelleştirme kapsamında bulunan kamu iktisadi  teşebbüslerinde sözleşmeli veya kapsam dışı statüde çalışan personelin kurumları ile olan ilişkilerinden doğan anlaşmazlıkların çözüm yerinin idari yargı olduğu yolundaki İlke Kararı kapsamı dışında değerlendirilmesi gerekmektedir.           

Anılan 4502 sayılı Yasa’nın 13. maddesi ile 406 sayılı Yasa’ya eklenen Ek 22. maddenin (a) bendinde, “a) Personelin statüsü: Telekomünikasyon hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevler telekomünikasyon alanında sekiz yıl tecrübeye sahip ve en az dört yıllık yüksek öğrenim görmüş bir genel müdür ile kadro, unvan, derece ve sayıları Yönetim Kurulunun önerisi ve Bakanlığın teklifi üzerine bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren yüzseksen  gün içerisinde Bakanlar Kurulu Kararı ile belirlenen kadrolarda istihdam edilen personel  eliyle  yürütülür.  Bu  personel  hakkında  bu  Kanunda  öngörülen   hükümler   saklı kalmak üzere 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararname hükümleri uygulanır. Bunların dışında kalan personel iş mevzuatı uyarınca istihdam edilir. İş mevzuatına göre istihdam edilenlere ilişkin kayıt ve şartlar Yönetim Kurulu tarafından tayin olunur” hükmüne yer verilmiş; bu bent hükmü, 4673 ve 5189 sayılı Yasalarla yapılan değişiklikler sonucunda; “a) Personelin statüsü: (Ek ibare: 12.5.2001-4673/6. md.) Türk Telekomdaki kamu payı %50’nin altına düşünceye kadar, Türk Telekom Yönetim Kurulu üyeliklerine atanacaklarda Devlet memurluğuna atanabilme genel şartlarına sahip olma ve en az dört yıllık yüksek öğrenim görme şartları aranır.(Mülga ikinci ve üçüncü cümle: 16.6.2004-5189/12 md.) Bunların dışında kalan personel iş mevzuatı uyarınca istihdam edilir. İş mevzuatına göre istihdam edilenlere ilişkin kayıt ve şartlar Yönetim Kurulu tarafından tayin olunur” hükmünü almış; aynı maddenin (b) bendinin ikinci paragrafında da iş mevzuatına tabi olan Türk Telekom çalışanlarının aylık ücretlerinin kendilerini atamaya yetkili olan Yönetim Kurulu tarafından tespit olunacağı kurala bağlanmıştır.

406 sayılı Yasa’nın anılan Ek 22. maddesi uyarınca, Türk Telekom A.Ş. Genel Müdürlüğü’ne ait asli ve sürekli kadrolar belirlenerek 4.4.2000 tarih ve 24010 (Mükerrer) sayılı R.G. de yayımlanan 31.3.2000 tarih ve 2000/331 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ekinde yer alan listede: merkez teşkilatı için 100 ve taşra teşkilatı için 100 (6 Bölge Müdürü, 12 Bölge Müdür Yardımcısı ve 82 İl Telekom Müdürü) kadro ihdas edilmiş; öte yandan, aynı Yasa maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak hazırlanan “Türk Telekomünikasyon A.Ş. Kapsam Dışı Personel Yönetmeliği” adı altındaki düzenleme, Yönetim Kurulunun 31.8.2000 tarih ve 407 sayılı kararıyla kabul edilmek suretiyle yürürlüğe konulmuştur.

Kanunla, Kurumda görev yapan personelden asli ve sürekli görev yapacak olanları kadro unvanı itibariyle belirlemek konusunda Bakanlar Kurulu"na yetki verildiği açıktır. Bu yetki 4502 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 29.1.2000 tarihi ile 5189 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 2.7.2004 tarihleri arasında geçerli olmuştur.

Anayasa’nın 128. maddesinde, “Devletin, kamu iktisadî teşebbüsleri ve diğer kamu tüzelkişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği aslî ve sürekli görevler, memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görülür” denilmiştir.

406 sayılı Yasa’nın Ek 29. maddesinin 3.7.2005 tarih ve 5398 sayılı Kanun’la değişik birinci fıkrasında, “Türk Telekom hisselerinin devri sonucu kamu payının yüzde ellinin altına düşmesi durumunda; Türk Telekomda ek 22 nci maddenin (a) bendinin bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri uyarınca belirlenen asli ve sürekli görevlerde çalışmakta olanlar ile 22.1.1990 tarihli ve 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye tabi olarak kadrolu veya sözleşmeli personel statüsünde çalışanlar ve kapsam dışı personel, kamu görevlerinden yüzseksen gün aylıksız izinli sayılır. Bu personel belirtilen süre içinde Türk Telekomda çalışmaya devam eder ve hisse devir tarihinden nakli için Devlet Personel Başkanlığına bildirildikleri tarihe kadarki aylık ücret, harcırah, sağlık giderleri, cenaze giderleri ve ölüm yardımı ile diğer mali ve özlük hakları Türk Telekom tarafından karşılanır…” denilerek, yasakoyucu tarafından Türk Telekom’da 22.1.1990 tarihli ve 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye tabi olarak sözleşmeli personel statüsünde çalışanlar ile kapsam dışı personel, kamu personeli sayılmıştır.

Olayda, Türk Telekom  A.Ş.nin hisse devir (14.11.2005) tarihinde, Kayseri İl Telekom Müdürlüğünde görev yapmakta iken,  406 sayılı Yasa"nın Ek-29. maddesi ile 4046 sayılı Yasa"nın 22. maddesine göre diğer kamu kurum ve kuruluşlarına naklinin yapılması için adı Devlet Personel Başkanlığına bildirilen ve 9.5.2006 tarihinde  Kayseri/Karayolları 6.Bölge Müdürlüğü emrine atanan davacı tarafından;  ilk olarak 5473 sayılı Kanun ile getirilen parasal hakların maaş nakil ilmühaberine yansıtılmaması nedeniyle eksik ödemelerin tazmini istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali, ek ödemelerden doğan parasal haklarının, işleyecek  yasal faizleriyle birlikte tarafına ödenmesi istemiyle 2.4.2010 tarihinde Türk Telekomünikasyon A.Ş.ne karşı idari yargı yerinde dava açıldığı, davalı vekilince davanın adli yargının görev alanına girdiği öne sürülerek yapılan  görev itirazın   Kayseri 2. İdare Mahkemesince,  12.7.2010 gün ve  E:2010/206 sayı ile reddedilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısınca olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılarak  Uyuşmazlık Mahkemesine başvurulduğu; Mahkememizce, 3.10.2011 gün ve E: 2011/80, K: 2011/184 sayı ile,  iptali istenilen işlemin tesis edildiği tarihte davalı mevkiinde kamu kuruluşu niteliği taşımayan Türk Telekomünikasyon A.Ş."nin olması karşısında, idari yargı yetkisi kapsamında açılmış bir idari dava bulunduğundan söz edilemeyeceğinden;  uyuşmazlığın, özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu gerekçesiyle; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın başvurusunun kabulü ile İdare Mahkemesinin Görevlilik Kararının kaldırılmasına karar verildiği;  bu defa davacı vekili tarafından; müvekkilinin  ücretine 5473 sayılı Kanun uyarınca 01/01/2006 tarihinden itibaren aylık 40TL. ve 01/07/2006 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 40TL. ve 15.9.2006 tarih ve 10971 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile enflasyon farkı olarak 2,32 oranında öngörülen artışların nazara alınarak; Karayolları Genel Müdürlüğüne atandığı tarihten itibaren, bu artışlar nedeniyle doğan ve ödenmeyen fark ücret alacaklarının, atandığı tarihten sonra bu alacaklara da verilen ücret zamları da dahil olmak üzere, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 100,00.TL.sinin  faizi ile birlikte  tahsili istemiyle Karayolları Genel Müdürlüğüne karşı 21.12.2012 tarihinde adli yargı yerinde dava açıldığı anlaşılmıştır.

                2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlıklı 2. maddesinin değişik 1 numaralı bendinde:

                “a) (Değişik : 8.6.2000-4577/5 md.) İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları,

                b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları,

                c) (Değişik : 18.12.1999-4492/6 md.) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar” idari dava türleri olarak sayılmış olup; kural olarak, idari yargıda ancak Devlete ve kamu tüzel kişilerine karşı açılan davalara bakılabilir.

Buna göre,   davanın açıldığı tarihte davalı mevkiinde kamu kuruluşunun bulunması karşısında, ortada idari yargı yetkisi kapsamında açılmış bir idari dava bulunduğu anlaşılmaktadır.

Belirtilen tüm bu hususlara göre,  Türk Telekom A.Ş.’nde çalışırken, davalı Karayolları Genel Müdürlüğüne atanan davacıya ilişkin olarak düzenlenen maaş nakil belgesinden kaynaklanan parasal hakların, faiziyle birlikte hesaplanarak ödenmesi istemiyle,  bir kamu kurumu olan Karayolları Genel Müdürlüğüne karşı açılan davanın, kamu hukuku hükümlerine göre görüm ve çözümünde idari yargı yerinin görevli bulunduğu sonucuna varılmıştır.

Belirtilen nedenlerle, Danıştay Başsavcısı’nın başvurusunun kabulü ile Kayseri 3.İş Mahkemesinin Görevlilik Kararının kaldırılması gerekmiştir. 

SONUÇ   : Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Danıştay Başsavcısı’nın BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile davalı İdarenin GÖREV İTİRAZININ REDDİNE İLİŞKİN Kayseri 3.İş Mahkemesi’nin 27.6.2013 gün ve E:2012/699 sayılı KARARININ KALDIRILMASINA, 27.1.2014 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi