11. Hukuk Dairesi 2014/11228 E. , 2014/19685 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 22/10/2013 tarih ve 2012/169-2013/189 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin "..." ibaresinin marka olarak tescili için davalı TPE’ye yaptığı başvurunun üçüncü kişilere ait "..." ve "... internet" ibareli markalara dayalı olarak 556 sayılı KHK’nın 7/1-b maddesi uyarınca tümden reddedildiğini, bu karara yaptıkları itirazın YİDK tarafından kısmen kabul edildiğini ve 9.sınıftaki bazı mallar yönünden başvurunun ilanına karar verildiğini, diğer mallar yönünden ise itirazın reddedildiğini, bu kararın yerinde olmadığını, zira müvekkilinin söz konusu ibareyi uzun yıllardır tescilli olarak kullandığını, "..." ibaresi üzerinde müvekkilinin müktesep hakkının bulunduğunu, redde gerekçe gösterilen markalar ile dava konusu başvuru arasında ayniyet ya da ayırt edilemeyecek derecede benzerlik bulunmadığını ileri sürerek, TPE YİDK"nın 2012-M-1783 sayılı kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu başvuru ile redde mesnet markaların aynı mal ve hizmetlere ilişkin oldukları, yine başvuru konusu ibare ile redde mesnet "..." markasının aynı olduğu, redde mesnet yapılan diğer marka ile başvuru konusu ibarenin ayırt edilemeyecek derecede benzer bulunduğu, her ne kadar davacı taraf müktesep hak iddiasında bulunmuş ise de davacının müktesep hak sahibi olduğu emtialar yönünden başvurunun kabul edildiği, reddedilen mal ve hizmetler yönünden ise davacının bir müktesep hakkının bulunmadığı, yine gerçek hak sahipliğinin ya da tanınmışlığın 556 sayılı KHK"nın 7/son maddesi kapsamında davacıya bir hak bahşetmeyeceği, tescil engeli olan markalar hükümden düşmedikçe davacı markasının tescil edilemeyeceği, bu durumda iptali istenen YİDK kararında bir hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, davacıdan temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 12.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.