Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 26.03.2014 gününde verilen dilekçe ile önalım nedeniyle tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın reddine dair verilen 27.01.2015 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 16.06.2015 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar vekili Av. N.. G.. ile karşı taraftan davalı vekili Av. B.. K.. geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, 1.100 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.06.2015 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi. K A R Ş I O Y Davada önalım hakkına dayalı olarak tapu iptali ve tescil istenilmiş; mahkemece paydaşa karşı önalım hakkının kullanılamayacağı gerekçesiyle istemin reddine karar verilmiştir. Kural olarak; paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda, payın üçüncü şahsa satılması halinde, diğer paydaşların satılan payı aynı şartlarla öncelikle geri satın alabilmesi önalım hakkının kullanılması ile mümkündür. Bu hak, mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve o payın üçüncü şahsa satılması ile kullanılabilir hale gelir. Önalım hakkına konu payın üçüncü şahıstan diğer bir şahsa satılması ve hatta payı satana yeniden devredilmesi halinde bile davacı paydaşın ilk satışla doğmuş olan önalım hakkı ortadan kalkmaz. Somut olayda da; pay önce üçüncü şahıs olan Erdoğan"a satılmış, daha sonra Erdoğan elde ettiği payları yine taşınmazda paydaş bulunan Hatice"ye satarak devretmiştir. Davacı taraf ise yasal süre içerisinde önalım hakkına dayalı olarak bu davayı açmıştır. Dolayısı ile son malik"in öncesinde paydaş bulunması davacıların doğmuş bulunan önalım hakkını kullanmalarına engel değildir. Davalının mülkiyet edinimi davacı paydaşların önalım hakkını bertaraf etmeye yönelik kötü niyetli bir tasarruftur. Medeni yasamızda açıkça belirtildiği gibi; herkes haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Hakkın açıkça kötüye kullanılması halinde kötüniyetli davranış hukuki himaye göremez. (TMK m. 2) Bu hukuki gerekçelerle sayın çoğunluğun yerel mahkemenin red kararının onanmasına iştirak edilmemiştir.