21. Hukuk Dairesi Esas No: 2006/5242 Karar No: 2006/2446 Karar Tarihi: 14.11.2006
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2006/5242 Esas 2006/2446 Karar Sayılı İlamı
21. Hukuk Dairesi 2006/5242 E. , 2006/2446 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi : Niğde İş Mahkemesi Tarih : 10.3.2006 No : 195-31
Davacı ilk işe giriş tarihinin 6.9.1972 olduğunun tesbitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, yetkisizliğine karar vermiştir. Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı kurum vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine 2-Dava, nitelikçe sigortalılık başlangıcının tesbiti istemine ilişkindir. Davalı Kurumun yöntemince, yetki itirazında bulunduğu ve Niğde"de, davalı Genel Müdürlüğün şubesinin olduğu, Kurum avukatlarının Genel Müdürlüğü temsilen şubenin bulunduğu yerde davaya girdikleri uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık, hükmü şahsın şubesinin bulunduğu yerde dava açılabilmesi için, uyuşmazlığın dava açılan şubenin muamelesinden kaynaklanmasının gerekip gerekmeyeceği noktasında toplanmaktadır. Bu yönüyle davanın yasal dayanağı, 5521 sayılı Yasanın yollamada bulunduğu Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 17. maddesidir. Anılan maddede, Hakiki veya hükmi bir şahsın muhtelif mahallerde şubeleri bulunduğu takdirde, o şubenin muamelesinden dolayı, o şubenin bulunduğu mahalde dahi davanın ikame edilebileceği hükmü öngörülmüştür. Maddede, öngörülen şube muamelesinden amaç Genel Müdürlük adına işlem yapmaktır. Başka bir anlatımla, “muamelenin doğrudan şube işleminden kaynaklanması zorunlu olmayıp genel müdürlük adına işlem yapmak üzere dava ikame edilen yerde şubenin bulunması yeterlidir. Zira, Anayasanın 141/son maddesi gereğince hakim en az giderle ve en kısa sürede davayı sonuçlandırmakla yükümlüdür. Esasen, şubenin bulunduğu yerlerde, davalara, Genel Müdürlüğü temsilen Kurum avukatlarının katıldığı da söz götürmez. Hal böyle olunca, davanın yetkili mahkemede açıldığı kabul edilerek, davanın görülmesi gerekirken yetkisizlik kararı verilmesi isabetli değildir. O halde, davacının bu yönü amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 14.11.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.