20. Hukuk Dairesi 2017/10128 E. , 2019/1324 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı dava dilekçesi ile davalı tarafın, davalı ... içinde 2009 yılı itibariyle ..., ..., ..., ... villalarına ilişkin 2009 yılına ait aidat ödemesini yapmadıklarını bu nedenle davalıya ... 20. Noterliğinden düzenlenen 26/09/2012 tarih ve 16230 yevmiye numaralı ihtarname gönderildiğini, ... ... 19. İcra Müdürlüğünün 2012/20910 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının borca itiraz ettiğini ve takibin durduğunu bu nedenle davanın kabulü ile icra dosyasına yapılan itirazın dava değeri ile sınırlı olarak kaldırılmasına, davalı taraf aleyhine %40"dan az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece davanın görevsizlik nedeniyle reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 18. Hukuk Dairesinin 31/03/2016 tarih ve 2015/8882 Esas - 2016/5410 Karar sayılı ilamı ile "Dosya içindeki bilgi ve belgelerden dava konusu sitenin birden çok parsel üzerinde kurulduğu, burada toplu yapı yönetimine geçilmediği, 3 parselden ibaret sitede dava konusu taşınmazın bulunduğu parselde kat mülkiyetinin kurulmuş olduğu ve site yönetim planındaki düzenlemeye göre her parselin ayrı yönetiminin bulunduğu, bu parsellerin her birinde Kat Mülkiyeti Kanunu hükümlerinin uygulanması imkanının mevcut olduğu, davalının dava konusu 106 parselde bulunan taşınmazda bağımsız bölüm maliki olduğu, davayı açan yönetimin de 106 parsel yönetimi olduğu, bu durumda uyuşmazlığın Kat Mülkiyeti Yasası hükümleri çerçevesinde çözümlenmesi gerektiği anlaşılmaktadır. Kat Mülkiyeti Yasası"nın Ek .... Maddesinde"Bu kanunun uygulanmasından doğacak her türlü anlaşmazlık sulh mahkemelerinde çözümlenir" hükmü yer almaktadır. Buna göre mahkemece davaya bakılıp tüm deliller toplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, Kat Mülkiyeti Kanununun uygulanamayacağı ve genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir." denilmek suretiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra yapılan yargılama sonucu, davanın kısmen kabulü ile davalı borçlunun ... ... 19. İcra Müdürlüğünün 2012/20910 Esas sayılı icra dosyasına itirazının kısmen iptali ile takibin 176.612,28 TL asıl alacak ve 11.075,55 TL işlemiş faiz üzerinden asıl alacağa takip tarihinden itibaren aylık %5 oranında gecikme tazminatı işletilerek devamına, asıl alacak likit olmakla %20 oranında (35.322,46 TL) inkar tazminatının davalıdan tahsiliyle davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı ... Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı A.Ş. ve davalı ... Ltd. Şti. vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkeme kararlarında nelerin yazılacağı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297. maddesinde belirtilmiştir. Hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait her hangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. HMK’nın 294. maddesinin 3. fıkrasında ise “Hükmün tefhimi herhalde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur” hükmüne yer verilmiştir. Sonradan yazılan gerekçeli kararın, tefhim edilen kısa karara uygun olması gerekir. Kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili bulunması, 10.04.1992 gün ve 1991/7-1992/... sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince mutlak bozma nedenidir.
Somut olayda, taraflara tefhim edilen kısa kararda "gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 8 gün içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar usulen okunup anlatıldı" denildiği halde gerekçeli kararda, "davanın kabulü ile davacının nüfus kayıtlarında “gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar usulen okunup anlatıldı" şeklinde karar verilerek başvuralacak kanun yolu ve süresine dair açık hüküm kurulmaması sebebiyle çelişki yaratılmıştır. Bu durumda, yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde usulün öngördüğü anlamda oluşturulmuş bir hüküm bulunmamaktadır.
Mahkemece yapılacak iş; dosya kapsamı dikkate alınarak taraflara yüklenen borç ve tanınan hakkın sıra numarası altında belirtildiği açık, infazda şüphe ve tereddüt uyandırmayacak biçimde, usulün aradığı niteliklere haiz kısa karar ve buna uygun gerekçeli karar oluşturulmasıdır. Yukarıda ayrıntılarıyla açıklanan biçimde usulün öngördüğü niteliklere haiz, kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki oluşturmayacak şekilde bir hüküm kurulmaması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına temyiz harcının istek halinde iadesine 28/02/2019 günü oy birliği ile karar verildi.