(Kapatılan)22. Hukuk Dairesi 2017/29193 E. , 2020/9193 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ: ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı isteminin özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin 6111 sayılı Kanun gereği davalı Bakanlığa bağlı kuruma nakledildiğini, buna göre ... 3 nolu Acil Sağlık Hizmetleri İstasyonunda ambulans şoförü olarak çalıştığını, davalı Sağlık Bakanlığı’na ait işyerinde yürürlükte olan toplu iş sözleşmesine taraf sendikaya üye olduğu halde söz konusu toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan bir kısım alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek toplu iş sözleşmesi ücret farkı alacağı ile bir kısım diğer işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı cevabının özeti:
Davalı Bakanlık vekili, davacının ... Belediyesinde görev yaparken 6111 sayılı Kanun"un 166. maddesi uyarınca yerel yönetimlerdeki norm kadro fazlası işçilerin diğer kamu kurum ve kuruluşlarına aktarılması çerçevesinde Sağlık Bakanlığı"na nakledildiğini, işçinin ödenmeyen bir alacağının bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme kararının özeti:
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda toplanan delillere göre ve bilirkişi raporu doğrultusunda yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Taraflar arasında 6111 sayılı Kanun ile başka bir kuruma devredilen davacı işçinin, devirden sonra hangi toplu iş sözleşmesi hükümlerine tabi olduğu hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.6111 sayılı Kanun"un 166/6. maddesi “Devredilen işçilerin ücret ile diğer malî ve sosyal hakları; toplu iş sözleşmesi bulunan işçiler bakımından yenileri düzenleninceye kadar devir işleminden önce tabi oldukları toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre, toplu iş sözleşmesi olmayan işçiler bakımından 2010 yılı Kasım ayında geçerli olan bireysel iş sözleşmesi hükümlerine göre belirlenir. Devre konu işçiler bakımından devir tarihinden önce doğmuş ve devir tarihinde ödenmesi gereken borçlardan devralan kurum sorumlu tutulamaz. Kıdem tazminatına ilişkin hükümler saklıdır.” şeklindedir.
İlgili madde bir geçiş düzenlemesi mahiyetindedir. Bu madde uyarınca; devir esnasında yararlandığı bir toplu iş sözleşmesi bulunan devredilen işçinin ücret ile diğer malî ve sosyal haklarının; devrolduğu işyerinde yararlanma hakkına sahip olduğu yeni bir toplu iş sözleşmesi imzalanıncaya kadar, devir öncesinde yürürlüğü devam eden toplu iş sözleşmesi hükümlerine tabi olacağı anlaşılmaktadır. Devreden işyerindeki toplu iş sözleşmesinin süresi bittikten sonra devrolunan işyerinde işçinin yararlanma hakkına sahip olduğu bir toplu iş sözleşmesi imzalanmadığı takdirde; işçi, ücret ve diğer haklar yönünden devredildiği şartlarda bireysel iş sözleşmesi ile çalışmaya devam edecektir. Ancak işçi devreden işyerindeki toplu iş sözleşmesinin tarafı sendikadan kendi istek ve rızası ile istifa etmiş ise, bu takdirde yürürlük süresi devam etse dahi devreden işyerindeki toplu iş sözleşmesinin işçiye uygulanma imkanı kalmaz. Öte yandan; işçiye, ancak devir tarihinden sonra devrolduğu işyerinde imzalanan toplu iş sözleşmesi ve ancak yararlanma koşullarının varlığı halinde uygulanabilir; devir olduğu işyerinde devir tarihinde yürürlükte olan toplu iş sözleşmesinin ise yararlanma koşullarının varlığı halinde dahi uygulanması mümkün değildir. Şu husus da gözden kaçırılmamalıdır ki; işçi devreden işyerinde devir tarihinde mevcut toplu iş sözleşmesinin tarafı sendikadan kendi istek ve rızası ile istifa etmiş ve devrolduğu işyerinde devir tarihinde mevcut toplu iş sözleşmesinin tarafı sendikaya üye olmuş ise, artık istifa nedeniyle devreden işyerinde devir tarihinde mevcut olan toplu iş sözleşmesinden faydalanamayacağı gibi devralan işyerindeki mevcut toplu iş sözleşmesinden de 6111 Sayılı Kanun’un 166. maddesinin 6. bendi uyarınca, bu işyerinde devirden sonra yeni bir toplu iş sözleşmesi bağıtlanıncaya kadar faydalanamayacaktır. Dairemizin yerleşik hale gelen içtihatları bu yöndedir.Az yukarıda belirtilen ilkeler ışığında somut uyuşmazlık incelendiğinde; dava dışı İmamoğlu Belediyesi’nde çalışmakta olan davacının 6111 sayılı Kanun kapsamında davalı Bakanlığa 27.10.2011 tarihinde devredildiği, davacının devirden sonra Türkiye Sağlık İşçileri Sendikasına 05.12.2011 tarihinde üye olduğu, üyeliğin işverene bildirildiği ve davacının üyesi olduğu Türkiye Sağlık İşçileri Sendikası ile davalının üyesi olduğu Türk Ağır Sanayi ve Hizmet Sektörü Kamu İşverenleri Sendikası arasında imzalanan ve davalı işyerinde yürürlükte olan toplu iş sözleşmelerinden 05.12.2011 tarihinden itibaren yararlandırıldığı anlaşılmaktadır.
Öncelikle, davacının devirden önce çalıştığı dava dışı ... Belediyesi’nde yararlanma hakkına sahip olduğu bir Toplu İş Sözleşmesi mevcut olup olmadığı, var ise; bu sözleşmenin yürürlük süresi dosya içeriğinden tespit edilememektedir. Bu nedenle, davacının devirden önce çalıştığı Belediye işyerinde devir tarihinde yürürlükte bulunan bir toplu iş sözleşmesi olup olmadığı var ise; davacının bu TİS’in hükümlerinden yararlanma hakkına sahip olup olmadığı araştırılmalı, yararlanma hakkı var ise; davacının davalı Bakanlık işyerine devrinden sonra düzenlenen 01.01.2013 yürürlük başlangıç tarihli toplu iş sözleşmesine kadar dava dışı belediye ile Hizmet - İş Sendikası arasında bağıtlanan toplu iş sözleşmesi hükümlerinden bu sendikadan kendi isteğiyle istifa etmediği sürece faydalanması gerektiği kabul edilmeli, 01.01.2013 tarihinden önce işçinin devralan davalı işyerindeki TİS’den faydalanmasının mümkün olmadığı gözönünde tutulmalı, buna göre talepler hesaplanmalı; sonucuna göre karar verilmelidir.Davacının devirden önce yararlanma hakkına sahip olduğu bir toplu iş sözleşmesi yok ise, bu takdirde üyeliğinin davalı işverene bildirildiği 05.12.2011 tarihinden itibaren davalı işyerinde bağıtlanan toplu iş sözleşmesinden faydalanmasına engel bulunmamaktadır. Ancak bu takdirde, davacının 27.10.2011 tarihinde davalı işyerine devredildiği, 01.01.2011-31.12.2012 tarihleri arasında davalı işyerinde yürürlükte bulunan TİS’in 17. maddesinin A, B ve C bendlerinin devir tarihinden önce işyerinde çalışan işçilere ilişkin iyileştirme ve ücret zamlarına ilişkin olduğu, davacıya bu TİS hükümlerinin ücret zammına ilişkin düzenlemelerinin en erken 2012 yılından itibaren (Tis’in 17/D maddesinden itibaren) uygulanabileceği gözönünde tutulmamıştır. Dairemizce kabule göre bu husus hatalı bulunmuştur.Öte yandan, hesaplamaların dava tarihine kadar yapıldığı dikkate alındığında; davacının Türkiye Sağlık İşçileri Sendikası’dan 24.07.2014 tarihinde üyeliğinin düştüğü ve 27.09.2014 tarihinde bu sendikaya yeniden üye olduğu, 24.07.2014-27.09.2014 tarihleri arasında Türkiye Sağlık İşçileri Sendikası’nın bağıtladığı TİS’den yararlanma hakkı bulunup bulunmadığı tespit edilmeden bu dönem için de hesaplama yapılması eksik incelemeye dayalıdır.
2-Davalı Sağlık Bakanlığı’nın Harçlar Kanunu"nun 13/j. maddesi uyarınca harçtan muaf olduğu dikkate alınmaksızın karar verilmesi de hatalı olup ayrıca bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, 09.07.2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.