Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/13032
Karar No: 2010/2308

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2009/13032 Esas 2010/2308 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2009/13032 E.  ,  2010/2308 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 08/09/2009
    NUMARASI : 2002/1003-2009/236

    Taraflar arasında görülen davada;  Davacılar, ortak miras bırakanları A.O.G.’in diğer mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla ve muvazaalı olarak taşınmazlarının büyük bir bölümünü davalıların mirasbırakanı F.G.’e satış göstermek suretiyle devrettiğini, bu taşınmazların bir kısmını Fazlı’nın sağlığında 3.şahıslara sattığını, bir kısmının da kamulaştırıldığını ileri sürüp 183, 233, 263 ve 351 parsel sayılı taşınmazların tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tescilini, 146 ve 180 sayılı parsellerin ise 3. şahıslara satılmış olduğundan rayiç değerlerinin, 351 sayılı parselin kamulaştırılan kısmının kamulaştırma bedelinin miras payları oranında davalılardan tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.
     Davalılar, dava konusu taşınmazların miras bırakanları F.’ya satışının gerçek olup bedellerinin ödendiğini bildirerek davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, işlemin danışıklı olmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar davacılar vekili tarafından süresinde duruşmalı temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ....’ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi duruşma isteği değerden reddedilerek gereği görüşülüp düşünüldü.
    Dava , muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali-tescil ve tazminat isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan A.O. G.’in 351 parsel sayılı taşınmazını 19.08.1967 tarihli 233, 263, 183, 146 ve 180 parsel sayılı taşınmazlarını dava dışı başka parsellerle birlikte 27.10.1967 tarihli akitlerle ve satış yoluyla davalıların murisi F. G.’e temlik ettiği, daha sonra taşınmazların bir kısmının paylarının veya tamamının dava dışı 3. kişilere satıldığı, bir kısmının ise kamulaştırıldığı anlaşılmaktadır.
    Davacılar, anılan temliklerin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açmıştır.
    Bilindiği üzere; uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa,niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türü dür. Söz konusu Muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
    Bu durumda  yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarında ve l-4-1974 tarih 1/2 sayılı İnançları Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmeside Medeni Kanunun 706, Borçlar Kanunun 213 ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay  sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tesbitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini herhangi  bir zamanaşımı  veya  hak düşürücü  süreye  tabi  olmaksızın  her zaman isteyebilirler.
    Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmeside büyük önem taşımaktadır. Bunun içinde ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
    Somut olaya gelince; yapılan araştırma ve uygulama sonucu çekişme konusu taşınmazların resmi akitte gösterilen değeri ile o tarihteki gerçek değerleri arasında açık nispetsizlik bulunduğu, murisin varlıklı bir insan olup mal satma ihtiyacının olmadığı, mirasbırakanın malvarlığının büyük çoğunluğunu oluşturan 10 parça taşınmazını aynı anda temlik etmesinin makul ve zorunlu bir sebebinin bulunduğunun  tesbit edilemediği,ayrıca terekesinden para çıkmadığı öte yandan satıldığı halde ölene kadar taşınmazları kendisinin tasarruf ettiği dosya kapsamıyla sabittir.
    Belirlenen bu olgular, yukarıda açıklanan ilkelerle birlikte değerlendirildiğinde dava konusu taşınmazların mirasbırakan tarafından davalıya temlikinin bedelsiz, muvazaalı ve mirasçıdan mal kaçırma amaçlı olduğu sonucuna varılmaktadır.
    Hal böyle olunca, tazminat istekleri de gözetilip, değerlendirilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçelerle yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.
    Davacıların temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle HUMK’nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene  geri  verilmesine, 3.3.2010  tarihinde  oybirliğiyle  karar  verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi