12. Ceza Dairesi 2015/4792 E. , 2016/8760 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
Hüküm : CMK"nın 223/2-a. maddesi gereğince beraat
2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanık hakkında verilen beraat kararına ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Kültür ve Turizm Bakanlığı adına katılma kararı verildiği halde, gerekçeli karar başlığında ..."nün katılan olarak gösterilmesi, mahallinde düzeltilebilir yazım yanlışlığı olarak değerlendirilmiştir.
Anayasa Mahkemesi"nin 13/10/2012 tarih, 28440 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan 2011/18 Esas, 2012/53 sayılı kararı ile 08/10/2013 tarih ve 6498 sayılı Kanun ile 2863 sayılı Kanun"da yapılan değişiklikler değerlendirildiğinde; Yüksek Mahkemece “mülkiyet hakkı ihlali” iddiasının kabul edilmediği, ancak, hukuk devletinin temel ilkelerinden olan “belirlilik ilkesi” ne göre, kişilerin maliki bulundukları taşınmazların korunması gerekli kültür ve tabiat varlığı niteliğiyle tescilli olduğunu ya da sit alanı içerisinde kaldığını öğrenmeleri gerektiği hususunun vurgulandığı, iptal hükmündeki gerekçeler doğrultusunda, 2863 sayılı Kanunun “tespit ve tescil” başlıklı 7. maddesinin 6498 sayılı Kanun ile değiştirildiği, buna göre, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin tescil kararlarının, 7201 sayılı Tebligat Kanunu uyarınca maliklere tebliğ edilmesi; sit alanlarının, tabiat varlıklarının ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin tescil kararlarının da Resmî Gazete’de yayımlanmakla birlikte, Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulması gerektiği; belirtilen değişiklik öncesinde yapılan tescil işlemleri bakımından ise, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin olarak, taşınmaza ait tapu kaydının beyanlar hanesinde tescil şerhi bulunup bulunmadığına; sit alanları, tabiat varlıkları ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin olarak, tescil kararının mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilip edilmediğine bakılacağı; 6498 sayılı Kanun ile getirilen değişikliklerin amacının ilgili kurul kararlarından muhataplarını haberdar etmek olduğu;
Bu açıklamalar ışığında somut olay ele alındığında, ... 1 numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu"nun 01.06.1990 tarih, 1946 sayılı kararıyla belirlenen 1. derece arkeolojik sit alanı ilan edilen bölge içerisinde yer alan ve tapu kaydında sanık ... adına kayıtlı olan ... ili, ... ilçesi, ... köyü, ... mevkii, 274 sayılı parselde bulunan zeytinliğe, ... Gölünden su getirebilmek için sanık tarafından iş makinesi marifetiyle 70 cm genişliğinde, 80 cm derinliğinde ve 200 metre uzunluğunda izinsiz kazının yapılarak, ... Gölünden kendi arazisine su borularının döşendiği, bu tespitler üzerine sanık hakkında soruşturmaya başlandığı ve 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan davanın açıldığı, her ne kadar yapılan yargılama neticesinde, 11.10.2013 tarih ve 28792 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6498 sayılı Kanun gereğince, sit alanı ilanına ilişkin kararların ilgilisine tebliğ edilmesinin zorunlu hale getirildiği, olayda ise tebliğin bulunmadığı gerekçesi gösterilerek, 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın beraatine karar verilmiş ise de;
Davaya konu yer tek yapı ölçeğindeki kültür veya tabiat varlığı olmayıp, 1. derece arkeolojik sit alanı kabul edilen bölge içerisinde yer aldığı, bu nedenle somut olayda sit alanı kabulü kararının ilgililerine tebliği zorunluluğundan bahsedilemeyeceği, sanığın bu yerin sit alanı kabul edilen bölge içerisinde yer aldığını bildiğinin kabul edilebilmesi için taşınmazın tapu kaydında koruma kararına ilişkin şerhin bulunmasının, şerh de yoksa koruma kararının mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilmiş olmasının yeterli olduğu, davaya konu taşınmazın tapu kaydında, taşınmazın arkeolojik sit alanı ilan edilmiş bölge içerisinde yer aldığına dair 04.04.1991 tarihinde konulmuş şerhin bulunduğu, böylece izinsiz uygulamanın yapıldığı yerin sit alanı ilan edilen bölge içerisinde yer aldığının sanık tarafından bilindiğinin kabul edilmesi gerektiği ve mahkemece sanık hakkında kurulan beraat kararı gerekçesinin yerinde olmadığı, olay yerinde yapılan 17.04.2014 tarihli keşfe iştirak eden arkeolog ve fen bilirkişisinden alınan raporlardan anlaşılacağı üzere, 1. derece arkeoojik sit alanı içerisinde yer alan araziye, fiziki müdahale niteliğinde olan 70 cm genişliğinde, 80 cm derinliğinde ve 200 metre uzunluğunda kazının yapılarak su borularının döşendiği ve halen izinsiz uygulamanın sanık tarafından kullanılmakta olduğu, yapılan bu uygulama için ilgili Koruma Kurulu"ndan alınmış bir iznin bulunmadığı, tüm bu nedenlerle sanığın eylemlerine uyan 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan mahkumiyetine karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçeyle beraatine karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince, sanığın beraatine ilişkin hükmün isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 25/05/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.