Abaküs Yazılım
2. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/3373
Karar No: 2021/4763

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2021/3373 Esas 2021/4763 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi tarafından verilen kararda, tedbir nafakası davası ile boşanma davası arasındaki birleştirme talebinin reddedildiği belirtilmiştir. Davacı-davalı kadının kendisi ve ortak çocuklar için yıllık 12.000 TL tutarındaki tedbir nafakası talebi kabul edilmiştir. Temyiz dilekçesi reddedilen davacı-davalı erkeğin kişisel ilişki yönünden istinaf kanun yoluna başvurduğu ancak reddedildiği ifade edilmiştir. İlk derece mahkemesince velâyeti anneye verilen ortak çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki kurulurken ayrı şehir-aynı şehir ayrımına gidilmesinin önemi olmadığı ve daha uygun süreyle kişisel ilişki tesisi gerektiği belirtilmiştir. Kararda yer alan kanun maddeleri ise şöyledir: 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi, miktar veya değeri kırk bin Türk Lirasını (bu tutar dâhil) geçmeyen davalara ilişkin kararların temyiz edilemez olduğunu belirtmektedir. Bu miktarın “78.630,00 TL” olduğu belirtilmiştir. Ek olarak, temyiz parasal sınırlarının Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298. maddesine göre her yıl yeniden değerleme oranında artırılması gerektiği ifade edilmiştir (HMK m. 341, 362).
2. Hukuk Dairesi         2021/3373 E.  ,  2021/4763 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
    DAVA TÜRÜ : Tedbir Nafakası -Boşanma

    Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı erkek tarafından kadının tedbir nafakasının kabulü, tedbir nafakası davasındaki birleştirme talebinin reddi, kusur belirlemesi, reddedilen ve aleyhine hükmedilen tazminatlar, nafakalar, velayet ve kişisel ilişki yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
    1-Davalı-davacı erkeğin kadının tedbir nafakası davasının kabulü ile tedbir nafakası davasındaki birleştirme talebinin reddine yönelik temyiz dilekçesinin incelemesinde;
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 362. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi uyarınca “Miktar veya değeri kırk bin Türk Lirasını (bu tutar dâhil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar” temyiz edilemez. 02.12.2016 tarihli ve 6763 sayılı Kanunun 44. maddesi ile 6100 sayılı Kanuna eklenen Ek madde 1 uyarınca temyiz parasal sınırlarının(HMK m. 341, 362) Vergi Usul Kanununun mükerrer 298. maddesine göre her yıl tespit ve ilan edilecek yeniden değerleme oranında artırılması öngörülmüştür. Karar tarihi itibariyle bu miktar “78.630,00 TL” olarak belirlenmiştir.
    Somut olayda, davacı-davalı kadının kendisi ve ortak çocuklar için yıllık toplam 12.000 TL tutarındaki tedbir nafakası talebinin kabulüne karar verilmiş olup; bölge adliye mahkemesince tedbir nafakası davası ile bu davada erkeğin birleştirme talebinin reddi yönünden verilen karar kesindir. Bu nedenle, davacı-davalı erkeğin tedbir nafakası davası ile bu davadaki birleştirme talebinin reddine yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
    2-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalı-davacı erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
    3-Taraflar arasında görülen boşanma davasının yapılan yargılaması sonucunda, ilk derece mahkemesince boşanma ve ferilerine hükmedilmiş; ortak çocuklar Hilal Nisa ve Esra Bera’nın velâyetleri anneye verilerek baba ile ortak çocuklar arasında kişisel ilişki tesis edilmiştir. Davalı-davacı erkek, hükme karşı diğer nedenlerin yanında kişisel ilişki yönünden de istinaf kanun yoluna başvurmuş ve bölge adliye mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
    İlk derece mahkemesince velâyeti anneye verilen ortak çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki kurulurken çocuklar ile baba arasında “Aynı şehirde oturmaları hali" ve “Farklı şehirde oturmaları hali" için ayrı ayrı kişisel ilişki düzenlenmiştir. Taraflar farklı şehirlerde yaşıyor olsalar bile, günümüzdeki ulaşım olanaklarındaki kolaylık gözetildiğinde, kişisel ilişkiye dair düzenleme yapılırken, taraflar bu hususun dikkate alınmasını açıkça talep etmemişlerse "Ayrı şehir-aynı şehir ayrımına" gidilmesinin önemi bulunmamaktadır. Bu bakımdan, ayrı şehir-aynı şehir ayrımına gidilmeksizin babalık duygularını tatmine elverişli, çocukların da baba sevgisi ve şefkatini tatmasına yeterli, daha uygun süreyle kişisel ilişki tesisi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır. Ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanması gerekmiştir (HMK m. 370/2).
    SONUÇ: Davalı-davacı erkeğin kadının tedbir nafakası davasının kabulü ile tedbir nafakası davasındaki birleştirme talebinin reddine yönelik temyiz dilekçesinin (1.) bentte açıklanan nedenlerle REDDİNE; yukarıda (3.) bentte gösterilen sebeple temyiz olunan bölge adliye mahkemesinin esastan red kararının "Kişisel ilişkiye yönelik kısmının" kaldırılmasına, ilk derece mahkemesinin hüküm fıkrasının çocuk ile baba arasında kişisel ilişkinin düzenlendiği “BİRLEŞEN DAVA YÖNÜNDEN” başlıklı bölümünün 3. bendin tamamen çıkarılmasına, yerine 3. bent olarak “Velayeti anneye verilen ortak çocuklar ... ve ... ile baba arasında, her ayın l. ve 3. haftasonu Cumartesi günü 10:00 ile takip eden Pazar günü 18:00 saatleri arasında, dini bayramların 2. günü 10.00 ile 3. günü 18.00 saatleri arasında, her yıl babalar günü 10.00 ile 18.00 saatleri arasında; sonu tek rakam ile biten yıllarda, çocukların doğum günlerinde saat 10.00 ile 18.00 arasında; yarıyıl tatillerinin ilk günü 10.00 ile takip eden 7. günü saat 18.00 arasında, her yıl 1 Temmuz 10:00 ile 31 Temmuz saat 18:00 arasında kişisel ilişki kurulmasına” cümlesinin yazılmasına, hükmün kişisel ilişki bölümünün bu şekilde DÜZELTİLEREK, diğer bölümlerinin ise yukarıda (2.) bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 14.06.2021 (Pzt.)

















    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi