8. Hukuk Dairesi 2016/9118 E. , 2019/3548 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVACI (Alacaklı) :
DAVALI (Üçüncü Kişi) : ...
DAVALI (Borçlu) : ...
DAVA TÜRÜ : İstihkak
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı üçüncü kişi vekili ve davalı borçlu vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı alacaklı vekili, borçlu aleyhine yapılan takipte, haciz işlemi sırasında üçüncü şahıs tarafından istihkak iddiasında bulunulduğunu, işyerinde yapılan arama sonucunda borçluya ait faturalara ve bilgisayarda borçlu adına açılmış bir klasöre rastlandığını,bu durumun muvazaalı olarak mal kaçırmak niyetiyle hareket edildiğinin göstergesi olduğunu, borçlunun üçüncü kişi adına gayrimenkul devrinin de açıkça muvazaayı ortaya koyduğunu belirterek, istihkak iddiasının reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı üçüncü kişi vekili; haciz esnasında haciz mahallinde olduğunu, bilgisayarda ..."a ilişkin bir klasör bulunmadığını, haciz tutanağında da buna ilişkin bir açıklama olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; üçüncü şahıs ile borçlunun faaliyet konularının aynı olduğu, üçüncü şahıs ... ile borçlu ..."ın iş yeri değişikliğinden hemen önce 18/12/2013 tarihinde borçluya murisinden kalan taşınmazın ..."a satıldığı, üçüncü şahsın hacze konu işyerinde faaliyete başlamadan önce aynı konuda başka bir adreste faaliyette bulunmadığı, borçlunun kredi kartı hesap özetlerinin Yapı Kredi Bankası Bozüyük Şubesi ile yapılan yazışma sonucunda halen hacze konu adrese gelmeye devam ettiği, adres değişikliğine ilişkin bir bildirimde bulunulmadığı dolayısıyla istihkak iddiasında bulunan üçüncü şahıs ile borçlu arasında muvazaaya dayanan bir devir ilişkisinin mevcut olduğu ve işyeri devri ile ilgili İİK"nin 44, 280 ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 202. maddesi gereğince, işyeri devrine ilişkin yükümlülüklerinin yerine getirilmediği dolayısıyla davalı üçüncü kişinin devraldığı işletmenin borçlarından sorumlu olacağı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı üçüncü kişi ve borçlu tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, alacaklının İİK"nin 99. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasının reddi talebine ilişkindir.
Devredilen işletmede haciz yapılabilmesi, devrin muvazaalı olduğunun iddia ve ispat edilmesine bağlıdır. Muvazaa iddiasının bulunmaması halinde alacaklının, tasarrufun iptali davası açarak alacağına kavuşma imkanı bulunduğu gibi, TBK ve TTK hükümlerine göre açılacak davalarda da devri yargılama konusu yapabilir.
Ayrıca; İİK"nin 44. maddesinde yer alan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi işletmenin devrini sakatlamaz. Anılan hükmün yalnız cezai yaptırımı vardır. (İİK 337/a) Aktiflerin devredenin malvarlığından çıkmamış kabul edilmesini, yani haczedilmesini sağlayacak tek yol, muvazaanın iddia ve ispat edilmesidir.
Mahkemece her ne kadar üçüncü kişi ile borçlu arasında muvazaalı devir bulunduğundan bahisle alacaklının açtığı davanın kabulüne karar verilmiş ise de; 13.08.2015 tarihinde üçüncü kişi adresinde yapılan hacizde haciz adresine ilişkin TAPDK tarafından üçüncü kişi adına ve haciz adresine düzenlenen 17.01.2014 tarihli tütün mamülü perakende satış belgesinin ve 20.12.2013 tarihli vergi levhasının, 09.01.2014 tarihli belediye işyeri açma ve çalışma ruhsatının bulunmuş olması bununla birlikte borçlu adına düzenlenmiş Mayıs ve Temmuz 2014 tarihli hacizden yaklaşık bir yıl öncesine ait kredi kartı ekstresinin bulunması, borçlunun haciz mahallini 20.12.2013 tarihinde terk etmiş olması nedenleriyle İİK"nin 97/a maddesinde düzenlenen mülkiyet karinesinin üçüncü kişi lehine olduğunun kabulü gerekir. Bu yasal karinenin aksinin davacı alacaklı tarafından inandırıcı ve güçlü delillerle ispat edilmesi gerekir.
Davacı alacaklı tarafından borçlunun alacaklılarından mal kaçırmak amaçlı olarak alacağından feragat ettiği Eskişehir 1. İcra Müdürlüğünün 2013/2735 Esas sayılı dosyası, hacizde bulunan borçluya ait güncel olmayan kredi kartı ekstresi, borçlunun üçüncü kişiye sattığı hisseli gayrımenkul satış evrakı borçlu ile üçüncü kişi arasındaki muvazaa iddiasının ispatı için yeterli ve güçlü delil teşkil etmezler ve mülkiyet karinesinin aksini ispata yeterli değildir.
O halde, Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözönüne alınarak, davanın reddi yerine oluşa ve dosya içeriğine uygun düşmeyen gerekçe ile kabulüne yönelik hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı üçüncü kişi ve borçlunun vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün İİK’nin 366 ve HUMK’un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca İİK"nin 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, 02.04.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.