Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/13265
Karar No: 2014/19643
Karar Tarihi: 12.12.2014

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2014/13265 Esas 2014/19643 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2014/13265 E.  ,  2014/19643 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ


    Taraflar arasında görülen davada ... 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 28/05/2014 tarih ve 2013/297-2014/155 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, müvekkilinin ... ibareli 29, 30 ve 32.sınıf ürünleri içeren 12.05.1997/191819; ... ibareli 29.sınıf ürünleri içeren 15.05.1997/19525; ...ibareli 30.sınıf ürünleri içeren 11.09.2006/43777,...ŞEKİL ibareli 29, 30 ve 32.sınıf ürünleri içeren 31.10.2006/51922 sayılı markaların sahibi olduğunu, davalının 28.10.2010 tarihinde "..." ibareli, 30 ve 32. sınıf ürünleri içeren marka tescil başvurusunda bulunduğunu, 2010/69121 kod numarası verilen başvurunun Resmî Marka Bülteni"nde ilân olunduğunu, bunun üzerine iltibas ve kötüniyet vakıasına dayanarak başvuruların reddi istemi ile itirazda bulunduklarını, itirazlarının önce Markalar Dairesi ve nihai olarak YİDK tarafından 2013/M-5234 sayılı kararla reddedildiğini, kararın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, başvurunun tescilinin müvekkilinin ... esas ve ayırt edici unsurlu markaları ile iltibasa sebebiyet vereceğini ileri sürerek, YİDK kararının iptali ile davalı adına tescil edilen markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalılar vekilleri, davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamından, taraf markaları arasında benzerlik bulunmadığı, ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin 30 ve 32. sınıf ürünler için taraf markalarını ayırt edebileceği, başvuru kapsamındaki ürünleri satın alacak kişilerin genel olarak yetişkinlerden oluştuğu, aynı biçimde satın alınması için gerekli alım süresi gözetildiğinden yanılgının oluşmasının mümkün bulunmadığı, başvuru konusu işaret ile davacı markaları arasında işletmesel bağlantılandırmayı tesis eden herhangi bir unsurun bulunmadığı; gerek bütünsel ve gerekse içerisinde bulunan unsurlar itibariyle başvuru konusu işaretin davacı markalarını sunan işletmeyle idarî ve ekonomik anlamda bağlantılı bir işletme tarafından piyasaya sunulduğu biçimde bir algılama oluşturmasının mümkün olmadığı; tescilli bir marka ile iltibas yaratmayan işaretin marka tescil başvurusunda bulunmanın kötüniyetli bir yaklaşım olarak değerlendirilemeyeceği, bu sebeple başkaca bir vakıa ile desteklenmeyen bu yöndeki istemin de kabul olunamayacağı, bir kelimenin marka olarak seçilip tescil ettirilmesinin, anılan kelime üzerinde marka sahibine tekel hakkı vermeyeceği, aksine, anılan kelimenin kullanıldığı mal ve hizmetler bakımından iltibas yaratabilecek derecede benzerlerinin kullanılmasını engelleme hakkını sağlayacağı, yargılama konusu vakıada böyle bir hâlin bulunmadığı, esasen davacı markalarıyla davalıya ait başvuru konusu işaretlerin iltibas yarattığı ve başvuru konusu işaretlerin davacı markalarının bilinirliğinden haksız yarar elde ettiği yahut onun itibar ve ayırt edici karakterine zarar verdiği hususlarının bir mantık muhakemesi, tahlil ve piyasa davranışlarına dayalı bilgilerden elde olunacak veriler kullanılarak davacı tarafından somut ve ikna edici biçimde ispat edilmesinin gerektiği, oysa böyle bir ispatın gerçekleşmemiş bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
    Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, davacıdan temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 12.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.












    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi