23. Hukuk Dairesi 2012/763 E. , 2012/2709 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki genel kurul kararının iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin, davalı kooperatifin ortağı olduğunu, 25.04.2009 tarihli genel kurula katıldığını, bilanço, yıllık çalışma raporu ve denetçi raporları hakkında bilgi sahibi olmaması ve yönetim kurulunun da işin uzmanı kişilerden oluşmaması nedeniyle, oylamalarda muhalefet şerhi koyarak red oyu kullandığını, arsaların parselasyonunu hazırlayan teknik heyete itiraz ettiğini, teknik heyette bir harita mühendisinin bulunmadığını, rapor hazırlanırken arsaların getirim farkları yönünden ticari parsel, konut parseli olup olmadıkları, yola cephe ve yakınlık durumlarının dikkate alınmadığını, kur"a çekilirken konut parsellerinin ayrı değerlendirilmediğini, alınan kararların, yasa, anasözleşme ve iyiniyet kurallarına aykırı olduğunu ileri sürerek, 25.04.2009 tarihli genel kurul kararlarının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, her ne kadar davacı tarafça iş yeri sahibi olmak amacıyla üye olduğu, kooperatifin ana sözleşmesine göre kooperatifin amacının üyelere iş yeri sağlamak olduğu ileri sürülmüşse de, ticaret sicil memurluğunda mevcut kayıtların incelenmesinde, davalı kooperatifin 24.08.2001 tarihinde tescil edilen 20.04.2001 tarihli birleşme sözleşmesi ve tutanağına göre SS ... Esnaf ve Sanatkarlar Arsa ve Konut Yapı kooperatifi tüm aktif ve pasifiyle devraldığı, ... Belediye İmar Ve Şehircilik Müdürlüğü"nün 22.02.2011 tarihli cevabi yazılarında davalı kooperatife ait taşınmazların bulunduğu bölgeye ait nazım imar planının 14.10.1992 de, imar planınında 17.02.1993 de meclis kararıyla onaylandığı, kooperatife alınan taşınmazların imar planında iş yeri ve konut olarak ayrılıp tahsis edilmesi belediye yetki ve görevinde olup, konut olarak gösterilen yerlerin iş yeri olarak tahsis edilmemesinin davalı kooperatif açısından mücbir sebep sayıldığı, belediye imar uygulamasının mücbir sebep sayılması nedeniyle anasözleşmeye ve iyiniyet kurallarına aykırılık olmadığı, dava konusu genel kuruldan önceki genel kurullarda, parselasyon için yönetim kuruluna yetki verildiği ve buna ilişkin kararların kesinleştiği, yönetim kurulunca bu yetkiye dayanılarak teknik heyet oluşturularak parselasyon yapıldığı, arsa değerleri ile fiyat ve rant farkları belirlendiği, bunlara göre iş yeri ve konut arsaları farklı miktarlarda ayrılarak parselasyon yapıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1) Dava, genel kurul kararının iptali istemine ilişkindir. Hukuki uyuşmazlığın çözümü için mahkemece, öncelikle tarafların ileri sürdüğü ve savunduğu hususlar çerçevesinde maddi olayın denetime de elverişli olacak şekilde aydınlatılması ve bundan sonra hukukun somut olaya uygulanması gerekmektedir. Somut olayda, davacı, ... 4. Noterliği"nce düzenlenen 13.03.2009 tarih ve 4954 yevmiye nolu belgeyle teknik heyete ve raporuna itiraz etmektedir. Bu itiraz sonrasında aynı itirazını, iptali istenen 25.04.2009 tarihli genel kurulun 5. maddesinde açıkça belirterek diğer madde itirazlarını bu maddeye atıfla aynı şekilde yapmıştır. Dosya içeriğinden itirazın hangi teknik heyete ve raporuna olduğu itirazda raporun tarih ve sayısı olmadığından net bir şekilde anlaşılamasa da anasözleşmenin 61/1 maddesi kapsamında konutların yeri, yapı durumu ve sair özelliklerine göre kıymet takdiri yapan ve yönetim kurulu kararı ile oluşturulması gereken teknik heyet ve raporu olduğu anlaşılmaktadır. Bu şekilde süresinde yapılan bir itiraz varsa yeni bir kurul marifetiyle tekrar kıymet takdir olunması gerekeceği, bu usul işletilmeden belirtilen raporun genel kurulca onaylanmasının anasözleşmenin 61/2 maddesine aykırı olacağı ve buna göre konut maliyet bedellerinin kesinleşmeyeceği, maliyet bedelleri kesinleşmeden genel kurulca alınacak kur"a kararının anasözleşmenin 62/1 maddesine aykırılık teşkil edeceği gözetilmeden anılan itirazın, anasözleşmenin 61. maddesine göre yapılan şerefiye bedeline itiraz olup olmadığı, bu şekilde yapılan bir itiraz olduğunun tespiti halinde itirazın süresinde yapılıp yapılmadığı, süresinde ise anasözleşmenin 61/2 maddesindeki usulün yerine getirilip getirilmediği tartışılıp değerlendirilmeden, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
2) Bozma nedenine göre, davcı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 09.04.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.