Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/786
Karar No: 2021/4661
Karar Tarihi: 05.04.2021

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2021/786 Esas 2021/4661 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2021/786 E.  ,  2021/4661 K.

    "İçtihat Metni"

    Bölge Adliye Mahkemesi : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi
    İlk Derece Mahkemesi : Muratlı Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi

    Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı taraf vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince, davalı vekilinin istinaf isteminin esastan reddine, davacı Kurum vekilinin istinaf isteminin kabul edilmesine, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne verilmiştir.
    İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    I-İSTEM
    Davacı Kurum vekili dava dilekçesinde özetle; Kurum sigortalısı ...’ın 24.09.2008 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucunda sürekli iş göremez hale geldiğini, sigortalının sürekli iş göremezliği nedeniyle Kurum tarafından 147.057,63 TL peşin sermaye değerli gelir bağlandığını, Kurum müfettişi tarafından düzenlenen 30.03.2012 tarihli raporda söz konusu kazada işverenin sorumlu olduğunun tespit edildiğini belirterek, şimdilik 14.705,00 TL’nin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davacı Kurum vekili 06.10.2015 tarihli dilekçesi ile talebini 86.921,21 TL olarak ıslah etmiştir.
    II-CEVAP
    Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle; iş kazasının gerçekleştiği 24.09.2008 tarihinde, iş kazasının olduğu fabrikada ... Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.’nin bulunduğunu, kazalı işçinin de bu firmanın işçisi olduğunu, iş kazasının olduğu tarihte müvekkili şirketin kazanın olduğu adreste faaliyette olmadığını, sigortalının sürekli iş göremezlik oranının tespit edildiği rapora itiraz ettiklerini, Yüksek Sağlık Kurulundan ve Adli Tıp Kurumundan yeniden rapor alınması gerektiğini, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
    III-MAHKEME KARARI
    A-İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
    İlk Derece Mahkemesi tarafından,
    “1- Davanın kabulü ile, kurum zararı olan 86921,21 TL ilk peşin değerli gelirin, 14705,00TL"sinin onay tarihi olan 01/02/2009 tarihinden itibaren, 72216,21 TL"sinin ıslah tarihi olan 20/10/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı kuruma verilmesine,” şeklinde karar verilmiştir.
    B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
    Bölge Adliye Mahkemesi tarafından,
    “… İlk Derece Mahkemesinin dosya kapsamına göre, hesap raporu kapsamına göre davacının bedel arttırım talebinin davalı işverene usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, bedel arttırım talebine karşı beyan ve itirazlarının alındığı, iş kazasının meydana gelmesinde oluşa ve olaya uygun bulunan iş güvenliği uzmanı bilirkişi raporu kapsamına göre davalı ...Ş. %80 oranında, sigortalı ..." ın %20 oranında kusurlu bulunduğu, sigortalı ..."ın %20 oranında kusurlu bulunduğu, bu kusur dağılımına göre davalı ...Ş. %80 oranındaki kusuruna isabet eden miktar yönünden sorumlu olacağı, hesap raporunun da kusur raporuna ve dosya kapsamına uygun olarak hesaplama yapıldığı, İlk Derece Mahkemesinin davanın kabulüne ilişkin kararı sadece faizin başlangıcı dışında usul ve esas yönünden yasaya uygun olduğundan davalı şirket vekilinin istinaf isteminin oy birliğiyle esastan reddine, davacı kurum vekilinin istinaf talebinin oy birliğiyle kabulü ile davacı gerek dava dilekçesinde, gerekse ıslah dilekçesinde kurumca bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değerinin onay tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tahsilini talep etmiş olup, faizin onay tarihinden itibaren başlatılmasının yasa gereği olduğu gözardı edilmek suretiyle bedel artırım talebiyle artırılan bölüm için bedel artırım tarihinden itibaren faize karar verilmesi hatalı ise de, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HMK 353/1-b-2.maddesi gereğince istinaf isteminin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne, onay tarihinden itibaren faize hükmedilmesine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmakla aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.”
    Gerekçesiyle,
    “1-Davalı şirket vekili istinaf isteminin esastan reddine,
    2-Davacı Kurum vekilinin istinaf isteminin kabulü ile Muratlı Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 27/04/2017 tarihli, 2013/211 Esas - 2017/111 sayılı kararının HMK"nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kaldırılmasına,
    Davanın kabülüne,
    Davacı kurum zararı 86.921,21 TL ilk peşin değerli gelirin onay tarihi olan 01/02/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı kuruma verilmesine,” şeklinde hüküm kurulmuştur.
    IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ
    Davalı şirket vekili temyiz dilekçesinde özetle; iş kazasının meydana geldiği işyerinin ... Sanayi ve Tic. Ltd. Şti.’ye ait olduğunu, iş kazasının meydana geldiği adresin “... Köyü ... Mevkii ... Yolu 10. Km” adresi olduğunu, bu adresin ... ..Ltd. Şti’nin şubesine ait olduğunu; müvekkili şirketin adresinin ise ““... Köyü ... Mevkii ... Yolu 4. Km” olduğunu; dava dışı kazalı işçi ...’ın yine İskender Alüminyum ..Ltd. Şti. işçisi olduğunu; müfettiş raporunun gerçeği yansıtmadığını beyanla kararın bozulmasını talep etmiştir.
    V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME
    5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 21. maddesindeki, “iş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir.” düzenlemesi getirilmiş ise de, söz konusu düzenlemenin anılan Kanunda, yürürlüğü öncesinde gerçekleşen olaylardan kaynaklanan rücuan tazminat davalarında uygulanmasına olanak veren bir düzenleme bulunmadığı ve genel olarak Kanunların geriye yürümemesi (geçmişe etkili olmaması) kuralı gereğince, davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 26. maddesidir.
    1- Davalı şirket vekilinin müvekkili şirketin işveren olmadığı yönündeki savunmaları; dosyaya sunulmuş olan 24.12.2008 tarihli Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edilen “... Köyü ... Mevkii ... Yolu 4. Km” adresindeki davalı şirkete ait şubenin 17.12.2008 tarihinde kapanmasına dair alınan karar; 24.09.2008 tarihli Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edilen “... Köyü ... Mevkii ... Yolu 10. Km” adresinde 01.09.2008 tarihinde ihbar olunan . ..Ltd. Şti.’ye ait şube açılmasına dair alınan karar; Kurum müfettiş raporunda iş kazasının geçtiği adresin “... Köyü Mevkii 10. Km” olarak belirtilmesi ve 20.07.2016 tarihli Kurum cevabi yazısında sigortalıya ait işe giriş bildirgesinin 20.12.2010/232 sayılı sosyal güvenlik denetmen raporuna istinaden düzenlendiğinin belirtilmesi karşısında, sigortalının fiili olarak hangi işveren nezdinde çalıştığı, şirketler arasında organik bağ olup olmadığı ve asıl-alt işverenlik durumu tespit edilmeli, elde edilecek sonuç değerlendirilmek suretiyle hüküm kurulmalıdır.
    2- Davalı şirket vekilinin sürekli iş göremezlik oranına itiraz ettiği anlaşılmakta olup, 506 sayılı Kanunun “Raporlar” başlığını taşıyan 109. maddesinde, bu Kanunun uygulanmasında; sigortalıların sürekli iş göremezlik durumlarının saptanmasında, Kurum sağlık tesisleri sağlık kurullarınca verilecek raporlarda belirtilen hastalık ve arızaların esas tutulacağı, raporları yeter görülmeyen ilgililerin Kurumca yeniden muayene ettirilebilecekleri, ilgililerin durumlarının tespitinde son muayene raporunun esas tutulacağı, yukarıda belirtilen raporlar üzerine, Kurumca verilen karara ilgililer tarafından itiraz edilirse, durumun Sosyal Sigortalar Yüksek Sağlık Kurulunca karara bağlanacağı belirtilmiştir.
    Yukarıdaki yasal düzenleme karşısında; davalı şirket vekilinin, sürekli iş göremezlik oranına yönelik itirazı çerçevesinde, 506 sayılı Kanunun 109. maddesinde öngörülen prosedür ile, 28.06.1976 gün ve 6-4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararı da gözetilerek, davacı Kurum yönünden bağlayıcı niteliği bulunan Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu raporuna davalı tarafından itiraz edildiği takdirde, sigortalının meslekte kazanma gücünü hangi oranda yitirdiği, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı veya Tıp Fakültelerinin konuda uzman kürsü başkanlıkları tarafından belirlenmeli, sonrasında, anılan iptal kararı ve sigortalının kesinleşen sürekli iş göremezlik derecesi dikkate alınıp, bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri ile sosyal yardım zammı tutarı açıklıkla saptanarak elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalıdır.
    3- Rücuan tazminat davalarında faizin başlangıç tarihi gelirler yönünden tahsis onay tarihi, masraflar yönünden ise her bir masrafın sarf ve ödeme tarihidir. Eldeki dosyada dava dilekçesinin ekindeki peşin sermaye değer tablosunda, gelir başlangıç tarihinin 01.02.2009 tarihi olduğu ve tahsis onay tarihinin ise sadece yılının 2012 olarak belirgin olduğu, ay ve gün hanelerinin okunamadığı anlaşılmakla, faize, gelir başlangıç tarihi olan 01.02.2009 tarihinden itibaren hükmedilmesi hatalı olmuştur. Sigortalıya bağlanan ilk peşin sermaye değerli gelirin tahsis onay tarihi Kurumdan sorulmak suretiyle tespit edilip sonuca göre hüküm kurulmalıdır.
    Tüm bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O halde, davalı ...Ş. vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun kabulüne ilişkin kararı bozulmalıdır.
    SONUÇ: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi kararının yukarıda açıklanan nedenlerle HMK’nın 373/2 maddesi gereği BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 05.04.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi