15. Hukuk Dairesi 2020/855 E. , 2020/3187 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hüküm davacı ile davalı ... vekillerince temyiz edilmiş, davalı ... vekili tarafından duruşma istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili Avukat...ile davalı ... vekili Avukat ... geldi. Diğer davalılar gelmedi. Temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Asıl dava, arsa sahibi ile yüklenici arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince yükleniciden bağımsız bölüm temlik alan davacının tapu iptâli ve tescili, mümkün değil ise bağımsız bölümün dava tarihi itibariyle tespit edilecek rayiç değeri, birleşen dava ise bağımsız bölümün rayiç değeri hakkındaki alacak istemlerine ilişkindir.
Davacı asıl davada; davalı arsa maliki ... ile davalı yükleniciler ... ve ... arasındaki ... Noterliği 04.06.1997 günlü arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayanarak yüklenicilere bırakılan 479 ada 4 parsel sayılı taşınmazda bina yapımı için davacı ve arkadaşları ile yüklenici arasında Alanya 4. Noterliği’nde 06.04.2001 tarihinde düzenlenen inşaat sözleşmesine dayanarak çekilen kura ile (B) blok 8 numaralı bağımsız bölümün tarafına isabet ettiğini, taşınmazın tapu kaydının dava dışı üçüncü kişiye devredildiğinden yüklenicilere bırakılan (B) blok 17 numaralı bağımsız bölümün adına tescilini veya (B) blok 8 numaralı bağımsız bölümün rayiç değerinden şimdilik 11.000 TL bedelin yüklenicilerden alınmasını; 02.12.2009 günlü dilekçe ile de 17 numaralı bağımsız bölümün sehven yazıldığından 13 numaralı bağımsız bölümün adına tescilini istemiştir. Birleşen davada ise asıl davada tapu iptâl ve tescil isteminin karşılanmadığını, alacak yönünden davanın kabulüne karar verildiğini, işbu davanın asıl davadaki talepler yönünden ek dava niteliğinde olduğunu, 44.000,00 TL alacak talebinin kabulünü istemiştir.
Davalı ..., yüklenicilerin sözleşmeden doğan edimlerini tam olarak yerine getirildiğinde tapunun devredileceğini; davalı ..., davacının 06.04.2001 günlü sözleşme edimlerini yerine getirmediğini, bu sözleşmenin 10. maddesi uyarınca ödediği bedelin yarısını isteyebileceğini belirterek davanın reddini savunmuşlar; davalı ... duruşmadaki beyanında davacıya daire sattığını ancak davalı ...’in bu daireyi başkasına sattığını belirtmiştir.
Mahkemece, asıl davada tapu iptâli ve tescil isteminin reddine, 11.000,00 TL bedelin davalılardan alınmasına, birleşen davanın kabulü ile 33.000,00 TL tazminatın işleyecek yasal faizi ile davalılardan tahsiline karar verilmiştir. Davacı vekili ile davalı ... vekili hükmü ayrı ayrı temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme yapılarak hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve bozmanın şümulü dışında kalarak kesinleşen cihetlere ait temyiz itirazlarının incelenmesi artık mümkün olmamasına göre, özellikle karar başlığında davaya Tüketici Mahkemesi sıfatıyla bakıldığının yazılmamış olması maddi hataya dayalı olup her zaman düzeltilmesi mümkün olduğu anlaşılmasına göre; davacının tüm, davalı ...’in aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Birleşen Alanya 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/100 Esas sayılı dosyasındaki davada 44.000,00 TL alacağın tahsili talep edilmiştir. Mahkemece davanın 33.000,00 TL kısmı kabul edildiğine göre davanın bu miktar üzerinden kısmen kabulüne fazlaya ilişkin istemin reddine ve yargılama giderlerinin birleşen davada haklılık durumuna göre paylaştırılıp reddolunan kısım üzerinden vekille temsil olunan birleşen dosya davalısı yararına vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken, birleşen dava tamamen kabul edilmiş gibi davalısı yararına vekâlet ücreti takdir edilmemesi ve yargılama giderlerinin tamamının birleşen dosya davalılarına yükletilmesi doğru olmamıştır.
Öte yandan birleşen davada kabul edilen alacak ile ilgili olarak dava tarihinden önce davalılar usulen temerrüde düşürülmediği ve kesin vade de bulunmadığından alacağın kabul edilen kısmına birleşen dava tarihinden itibaren faiz uygulanması gerekirken birleşen dava için temerrüde esas teşkil etmeyen asıl dava tarihinden itibaren faiz uygulanması ve birleşen davanın tarafları gösterilmediği gibi hüküm fıkrasında da birleşen davada kimlerden tahsil kararı verildiği yazılmamak suretiyle infazda tereddüt oluşturulacak şekilde hüküm kurulması da usul ve yasaya aykırı olmuştur.
Belirtilen sebeplerle kararın bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte yazılı nedenlerle asıl ve birleşen dava davacısının tüm, asıl ve birleşen dava davalısının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulü ile hükmün asıl ve birleşen dava davalısı ... yararına BOZULMASINA, 3.050,00 TL duruşma vekâlet ücretinin asıl ve birleşen dava davacısından alınarak, asıl ve birleşen dava davalısı ...’e verilmesine, ödenenden 5766 sayılı Kanun"un 11. maddesi ile yapılan değişiklik gereğince Harçlar Kanunu 42/2-d maddesi uyarınca alınması gereken 437,00 TL Yargıtay başvurma harcının mahsup edilerek, varsa fazla alınan temyiz harcının temyiz asıl ve birleşen dava davalısı ..."e iadesine, aşağıda yazılı bakiye 10,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden asıl ve birleşen dava davacısı ..."ndan alınmasına, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 14.12.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.