Esas No: 2021/20033
Karar No: 2022/6348
Karar Tarihi: 17.05.2022
Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2021/20033 Esas 2022/6348 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanığın kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan mahkumiyetine hükmedilmiş. Ancak, mahkeme kararında bazı çelişkiler ve hatalar bulunmuş. Bu nedenle, karar bozulmuş ve yeniden yargılama yapılması kararı verilmiş. Bu dava da, 5237 sayılı TCK’nın 66. maddesinin 1. fıkrasının (e) bendi ve 67. maddesinin 4. fıkrası kapsamında değerlendirilmiş.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 66. maddesinin 1. fıkrasının (e) bendi, uyuşturucu madde ticareti veya uyuşturucu madde kullanılmasını alışkanlık haline getirme suçlarını düzenler.
Aynı kanunun 67. maddesinin 4. fıkrası, uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti suçları için öngörülen ceza süresinin süreleri kapsamında bir yıl uzatılacağını belirtir.
Kararda ayrıca, CMK'nın 231/11. maddesi de bahsedilmiş. Bu maddeye göre, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilen sanığın, denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi halinde, açıklanması geri bırakılan hükümde herhangi bir değişiklik yapılamayacağı belirtilmiş.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
Hüküm : Tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uyulmaması üzerine hükmün açıklanması suretiyle mahkûmiyet
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Suç tarihinden itibaren, temyiz incelemesinin yapıldığı tarihe kadar 5237 sayılı TCK’nın 66. maddesinin 1. fıkrasının (e) bendi ve 67. maddesinin 4. fıkrası nazara alındığında öngörülen 12 yıllık uzatmalı dava zamanaşımı süresinin, tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin kesinleştiği 12/11/2008 tarihi ile tensip tarihi olan 30/12/2010 tarihleri arasındaki süre ile hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği 18/05/2012 tarihi ile ihlal eyleminin gerçekleştiği 01/10/2012 tarihleri arasındaki duran süreler de eklendikten sonra dolmadığı anlaşıldığından tebliğnamenin düşme düşüncesine iştirak edilmemiştir.
Bozmaya uyularak yapılan yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipinin doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1) Kararın gerekçesinde; sanık hakkında 7 ay 15 gün hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine hükmedildiğinin belirtilmesine rağmen hüküm başlığı altında sanık hakkında 10 ay hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine karar verilerek hüküm ile gerekçe arasında çelişki oluşturulması,
2) Tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararına uyulmaması üzerine hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilen ve denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işleyen sanıkla ilgili olarak CMK'nın 231/11. maddesi gereğince, açıklanması geri bırakılan hükümde herhangi bir değişiklik yapma imkanı bulunmadığı hükmün ilk şekliyle açıklanması gerektiği halde, 10 ay olarak hükmolunan cezanın hüküm açıklanırken 6000 TL adli para cezasına çevrilmesi suretiyle CMK'nın 231/11. maddesine aykırı davranılması,
3) Hükmün açıklanmasına neden olan suçun 01/10/2012 tarihinde işlenen kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçu olduğu, 6545 sayılı Yasa ile TCK'nın 191. maddesinde değişiklik yapılması nedeniyle ihbar yapan mahkemece uyarlama yargılaması yapılarak neticesine göre hükmün açıklanıp açıklanmayacağına karar verilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün BOZULMASINA, 5320 sayılı Kanun'un 8/1 ve 1412 sayılı CMUK’un 326/son maddeleri uyarınca sonuç ceza yönünden sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 17/05/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.