4. Ceza Dairesi 2018/1844 E. , 2018/5058 K.
"İçtihat Metni"Tehdit suçundan sanık ..."ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 106/1-1. cümlesi uyarınca 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Antalya 25. Asliye Ceza Mahkemesinin 18/01/2017 tarihli ve 2015/783 esas, 2017/18 sayılı kararı, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün 06/02/2018 gün ve 94660652-105-07-13261-2017-KYB sayılı istemleri ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 12/02/2018 gün ve 2018/11254 sayılı bozma düşüncesini içeren ihbarnamesiyle Daireye gönderilmiş olduğu görülmekle, dosya incelendi:
Kanun yararına bozma isteyen ihbarnamede;
02/12/2016 tarihinde 29906 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 253. maddesinin 1. fıkrasına eklenen (b-3) bendi uyarınca tehdit (madde 106/1) suçunun uzlaşma kapsamına alındığı cihetle, somut olayda sanığın üzerine atılı 5237 sayılı Kanun’un 106/1. maddesinde düzenlenen suçun tehdit suçu olduğu ve uzlaşma kapsamında kaldığı gözetilmeksizin uzlaştırma işlemleri yapılmadan yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunduğu anlaşılmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
I-Olay:
Tehdit suçundan sanık ..."ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 106/1-1. cümlesi uyarınca 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Antalya 25. Asliye Ceza Mahkemesinin 18/01/2017 tarihli ve 2015/783 esas, 2017/18 sayılı kararı, 02/12/2016 tarihinde 29906 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 253. maddesinin 1. fıkrasına eklenen (b-3) bendi uyarınca tehdit (madde 106/1) suçunun uzlaşma kapsamına alındığı cihetle, somut olayda sanığın üzerine atılı 5237 sayılı Kanun’un 106/1. maddesinde düzenlenen suçun tehdit suçu olduğu ve uzlaşma kapsamında kaldığı gözetilmeksizin uzlaştırma işlemleri yapılmadan yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle kanun yararına bozmaya konu edildiği anlaşılmıştır.
II-Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
Tehdit suçundan sanık ... hakkında, 6763 sayılı Yasa uyarınca uzlaştırma hükümlerinin uygulanmasının gerekip gerekmediğinin belirlenmesine ilişkindir.
III-Hukuksal Değerlendirme:
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309.maddesinin 1.fıkrasında “Hakim veya mahkeme tarafından verilen ve istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümde hukuka aykırılık bulunması halinde bu maddede düzenlenen olağanüstü yasa yoluna konu olabileceği belirtilmiştir.
YCGK"nun 17.7.2007 gün ve 2007/145-172 sayılı, 27.3.2007 gün ve 2007/73-76 sayılı kararlarında da vurgulandığı üzere hükümdeki diğer yasaya aykırılıklar giderilmeden, uyuşmazlık konusunda karar verilmesi halinde, hukuka aykırılıkları giderme ve ülkede uygulama birliğini hukuka uygunlukla sağlama amacına hizmet için öngörülen "Kanun yararına bozma" kurumu, bünyesinde hukuka aykırılık taşıyan hükümleri onaylama sonucunu doğuracaktır.
Uyuşmazlık konusunda bir karar vermeden önce, kanun yararına bozma istemine konu edilen hükümde başkaca yeni hukuka aykırılıkların bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
Bu bağlamda;
Sanık ... hakkında katılan ..."na yönelik eylemi nedeniyle yapılan yargılama neticesinde, Antalya 25. Asliye Ceza Mahkemesinin 18/01/2017 tarihli ve 2015/783 esas, 2017/18 sayılı kararıyla, hükmün gerekçe kısmında, sanığın, tartışma sırasında katılana hitaben "Beni delllendirmeyin, zaten cezam var, kaybedecek bir şeyim yok, bunun hesabını senden sorarım" dediği kabul edilerek TCK"nın 106/1-2. cümlesi uyarınca takdiren alt sınırdan uzaklaşılarak cezalandırılmasına karar verildiği, ancak hüküm fıkrasında, sanığın, TCK"nun 106/1. maddesinin 1. cümlesi gereğince 3 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına hükmolunduğu, bu suretle de gerekçe ve hüküm kısmında çelişkiye yol açıldığı anlaşılmıştır.
Yargıtay incelemesi sırasında saptanan yukarıda belirtilen yeni hukuka aykırılık nedeni, Kanun yararına bozma konusu yapılmadığından belirtilen Kanun yolunun niteliği gereği resen giderilemeyecektir.
Kanun yararına bozma konusunun bu aşamada sonuçlandırılması, yapılan açıklamalar ışığında olanaklı bulunmamaktadır.
IV- Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1) Kanun yararına bozma isteği hakkında bu aşamada bir KARAR VERMEYE YER OLMADIĞINA,
2) Hükümde saptanan yeni hukuka aykırılık nedeni açısından, Kanun yararına bozma yoluna başvurulup başvurulmayacağının takdiri için, dosyanın Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMEK üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, bu hususun değerlendirilmesinden sonra, diğer kanun yararına bozma isteminin incelenmesine, 16/03/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.