Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/17378
Karar No: 2017/8966
Karar Tarihi: 11.10.2017

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/17378 Esas 2017/8966 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2016/17378 E.  ,  2017/8966 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın yetkisizlik nedeni ile usulden reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı ...Ş. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacı vekili; müvekkil şirket tarafından ... ait ... plakalı aracın Kasko Poliçesi sigortası ile sigortalandığını, 17/10/2013 tarihinde saat 17:00 sularında davalılardan ... sevk ve idaresindeki, davalılardan ... ait olan ... plakalı aracın ... Mahallesi ayrımında kendi şeridinde seyir halinde olan ... plakalı araca arkadan şiddetli bir biçimde çarptığını ve bu çarpmanın etkisi ile ... idaresindeki aracın önünde bulunan ...sevk ve idaresindeki ... plakalı araca arkadan çarptığını ve daha sonra tüm direksiyon hakimiyetini kaybederek bariyerlere çarptığını ve aracın seyir istikametinin tersine döndüğünü, en arkadan gelen ... sevk ve idaresindesindeki ... plakalı aracın ise ... plakalı araca arkadan çarptığını, kaza sonucu yapılan araştırma sonucunda kazaya karışan araçlardan ... plakalı aracın sürücüsünün %100 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiğini, kaza sonrası ... plakalı araçta oluşan hasarın ekspertiz incelemesi sonucu belirlenmiş olup; sigortalı ..."a müvekkil sigorta şirketi tarafından 27.000,00-TL tazminat ödendiğini, sigortalı araca ilişkin sovtaj bedelinin tahsili sonrasında vekil edeni şirket tarafından 12.700,00 TL. tazminatı kendi sigortalısına halef olarak davalıdan rücuen talep etme hakkını kazandığını, kazada kusurlu ve sorumlu bulunan ... plakalı araç
    sürücüsü ve malikine karşı ... İcra Müdürlüğü"nün ... esas sayılı dosyasıyla ilamsız icra takibi başlatıldığını, ancak borçlular tarafından takibe haksız şekilde itiraz edilerek takibin durdurulduğunu beyan ederek, davalıların .... İcra Müdürlüğü"nün ... esas sayılı dosyasına yapmış oldukları itirazın iptali ile takibin devamına, davalıların alacağın %20"sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı ... vekili; davalının ikametgahı ... ilçe sınırları dahilinde olup, yetkili mahkemenin ... Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, müvekkilin sevk ve idaresinde olan ... plakalı aracın 17/10/2013 tarihinde meydana gelen trafik kazasında kusurun müvekkile ait olmadığını beyan ederek davanın yetki nedeniyle ve esastan reddine karar verilmesine, davacı tarafın %20"den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre; davalı-borçluların ikametgahlarının ....kazanın olduğu yerin ...olduğu, icra takibinin ise bu yerlerin dışında ... İcra Müdürlüğünde yapıldığı, davalı borçlular tarafından usulüne uygun yapılan itiraz dilekçesinde yetkili icra dairesinin ... olduğunu beyan ettikleri, bu durumda davalıların icra takip dosyasında yaptığı yetki itirazının haklı olduğu anlaşıldığından davanın usulden reddine dair, karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava 6102 sayılı TTK"nın 1472. maddesi gereğince sigortalıya ödenmiş olan hasar bedelinin haksız fiil sorumlularından rücuen tazmini istemine ilişkindir.
    Trafik kazası nedeniyle oluşan hasar nedeniyle sigortalısının zararını karşılayan kasko sigortacısının ödediği miktarı davalı işleten ve sürücüden rücuan tazminine yönelik davanın temeli, motorlu araç kazasından dolayı hukuki sorumluluğa dayanmaktadır (YHGK., 25.12.2002 tarih, ... Esas, 2002/1102 Karar).
    TTK"nun 1301. maddesi (6102 sayılı TTK m. 1472) hükmü gereğince kasko sigortacısı, sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren yerine geçer ve bu sebeple sigortalı mal sahibinin hak ve yetkilerine sahip olur. Bu halefiyet ilkesi gereğince, sigortalı zarar sorumlusuna karşı tazminat davasını hangi yer mahkemesinde açması gerekiyor ise, kasko sigortacısının da rücu davasını aynı yer mahkemesinde açması gerekir.
    1086 sayılı HUMK"nın 9. maddesinin 2. fıkrası; "Davalı birden fazla ise, dava bunlardan birisinin ikametgahı mahkemesinde açılır. Şu kadar ki, kanunda dava sebebine göre, davalıların tamamı hakkında ortak yetkiyi taşıyan bir mahkeme kabul edilmiş ise, davaya o mahkemede bakılır. Ancak davanın sırf davalılardan birini kendi mahkemesinden başka bir mahkemeye getirmek amacıyla açıldığı anlaşılırsa mahkeme onun hakkındaki davayı ayırarak yetkisizlik kararı verir" hükmünü içermektedir (6100 sayılı HMK m. 6, 7). Yine aynı Yasa"nın 21. maddesinde ise "Haksız bir fiilden mütevellit dava o fiilin vuku bulduğu mahal mahkemesinde ikame olunabilir" hükmü yer almaktadır (HMK m. 16). Diğer taraftan, 2918 sayılı KTK"nun "Hukuki Sorumluluk ve Sigorta" başlıklı sekizinci kısmının beşinci bölümünde "Ortak Hükümler" ana başlığı altında "Yetkili Mahkeme" alt başlıklı 110. maddesinde ise; "Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi,kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir" ifadesine yer verilmiştir.
    Bilindiği gibi ilke olarak bir davada, davalı sayısı birden fazla ise, dava bunlardan birisinin ikametgahı mahkemesinde açılabileceği gibi (HMK m. 7/I; HUMK"nın m. 9/II.c.1), aynı Kanun"un 16. maddesi uyarınca haksız fiilin vuku bulduğu, zararın meydana geldiği, zararın meydana gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. Bunların yanında ve öncelikle 2918 sayılı KTK"nın 110. maddesi uyarınca, motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, ihtiyari ve zorunlu sorumluluk sigortası yapan şirketler aleyhine de işleten ve sürücü ile birlikte açılması halinde hem bu kanun hemde HUMK"nın 9. maddesi (HMK m. 6) uyarınca bu davalılardan birinin ikametgahı mahkemesinde de açılabilir. KTK"nın 110. madde son cümlesinde yer alan kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de, dava açılabileceği kuralı kesin yetki kuralı olmayıp, davacıya tanınan bir seçimlik haktır. HMK"nin haksız fiillerde yetkiyi düzenleyen 16. maddesinde de esasen HMK"nin 7/I-2. cümlesindeki düzenleme anlamında kesin yetki sözkonusu değildir. Yasa koyucunun maddenin düzenlenmesinde ortaya koyduğu gerekçeden de bu durum anlaşılmaktadır. Adalet Komisyonu Gerekçesinde haksız fiilden doğan davalarda uygulamada ve doktrinde oluşan görüşler dikkate alınarak haksız fiilin işlendiği yer dışında zararın meydana geldiği yer, gelme ihtimalinin bulunduğu yer ve karşılaştırmalı hukuktaki örnekler de dikkate alınarak zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkili olarak kabul edilmiştir.
    Bu anlamda dava sebebi olan haksız fiil halinde dahi HMK"nin 16. maddesi gereğince birden fazla mahkemenin yetkili kılınarak davacıya bir seçimlik hak tanınmış olması gözönüne alındığında bu maddenin amacına aykırı bir yorumla HMK 7/I. maddesi gereğince haksız fiilin vuku bulduğu yerin tüm davalılar için kesin yetkili mahkeme olarak kabul edilmesi ve HMK"nin 6. maddesinde düzenlenen genel yetkili mahkeme yetkisinin kaldırdığı şeklindeki bir yorum mümkün değildir. (H.G.K. 2013/11-2359 E.-2015/1443 K.)
    Bir dava için birden fazla (genel ve özel) yetkili mahkeme varsa, davacı, bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. Davacı, davasının bu genel ve özel yetkili mahkemelerden hiç birisinde açmaz ve yetkisiz bir mahkeme de açar ise, o zaman seçme hakkı davalılara geçer.
    Somut olayda, işleten ve sürücüye yöneltilen davada, davacı ...Ş"nin halefiyet ilkesi gereği icra takibi yapması, sigortalı hangi yetkili icra müdürlüğünde takip yapacaksa, sigorta şirketinin de aynı yetkili icra müdürlüğüne icra takibi başlatabileceği, HMK 16. maddesine göre davacıya seçimlik hak tanınmış olması, sigortalı zarar görenin adresinin ... "da bulunması ve yukarıda açıklanan gerekçelerle yetki itirazının reddiyle işin esasına girilerek tarafların iddia, savunma ve delilleri toplanarak varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde yetkisizlik kararı verilmesi doğru olmamıştır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı ...Ş. vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 11/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi