20. Hukuk Dairesi 2015/4352 E. , 2016/12348 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili ve katılma yoluyla davacı ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... vekili 05/12/2012 havale tarihli dilekçesiyle; müvekkilinin maliki olduğu 237 ada 1 sayılı parselin kısmen kıyı kenar çizgisi içinde kaldığı gerekçesiyle tapu kaydının 2003 yılında kesinleşen mahkeme kararıyla kısmen iptal edilmesi nedeniyle müvekkilinin uğradığı zarardan TMK’nın 1007. maddesi uyarınca Hazinenin sorumlu olduğunu belirterek şimdilik 50.000,00.-TL maddi tazminatın tapu iptal kararının kesinleşme tarihi olan 10/03/2003 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden tahsiline karar verilmesi isteğiyle dava açmıştır. Daha sonra 20/02/2013 tarihli harçlı ıslah dilekçesiyle tazminat isteğini toplamda 4.000.000,00.-TL’ye yükseltmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne ve 2.469.915,00.-TL tazminatın 10/03/2003 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı Hazineden alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili ve katılma yoluyla davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesi uyarınca tazmini isteğine ilişkindir.
Tazminat isteğine dayanak 237 ada 1 (eski 961) parsel sayılı taşınmaz "Arsa" niteliğiyle ve 9327,59 m² yüzölçümüyle davacı adına tapuda kayıtlı iken, Hazine tarafından açılan tapu iptal ve tescil istemli dava nedeniyle, .... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 16/04/2002 gün ve 1999/276 – 2002/268 sayılı kararı ile 961 (yeni 237 ada 1) sayılı parselin krokide (C) ile gösterilen 3952,44 m² yüzölçümündeki bölümünün kıyı kenar çizgisi içinde kaldığı gerekçesiyle bu bölümün tapu kaydının iptali ile tespit dışı bırakılmasına karar verilmiş ve bu karar Yargıtay denetiminden geçerek 10/03/2003 tarihinde kesinleşmiştir.
Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki, tapu kaydının iptali ile davacı tarafın malvarlığında oluşan gerçek zarara ilişkin tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihi zararın meydana geldiği tapu iptal kararının kesinleştiği 10/03/2003 tarihi olup, bu tarihe göre taşınmazın değeri, değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle tazminat miktarının belirlenmesi gerekirken, hükme dayanak raporu hazırlayan bilirkişiler tarafından taşınmaza dava tarihine göre ve değerlendirme tarihinden sonraki tarihli satış emsal olarak alınarak değer biçildiğinden, bu rapora göre hüküm kurulması mümkün değildir.
Bundan başka, deniz içinde kalan krokide (A) harfi ile gösterilen 1259,82 m² yüzölçümündeki bölümünde tapu kaydı kesinleşen mahkeme kararıyla iptal edildiğinden, bu bölüm yönünden de davacının tazminat hakkı olduğu gözetilerek bu bölüm yönünden de davanın kabulü yerine reddi kararı verilmesi doğru olmamıştır.
O halde sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için, taraflara dava konusu taşınmaza mümkünse aynı beldeden ve değerlendirme tarihi olan 10/03/2003 tarihinden önceki yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınmalı, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmeli, dava konusu taşınmazın değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazların ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulmalı, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, imar planının ölçeği ve onaylama tarihi ile dava konusu taşınmazın emsallere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından re"sen belirlenen emlak vergisine esas metrekare değeri ilgili belediye başkanlığından ayrı ayrı sorularak ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtildikten sonra önceki bilirkişiler dışında yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılıp dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu 3952,44 m² yüzölçümündeki taşınmazın değeri belirlenip oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Hazine vekili ve katılma yoluyla davacı ... vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 19/12/2016 günü oy birliği ile karar verildi.