Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/5694
Karar No: 2016/12347

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2015/5694 Esas 2016/12347 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2015/5694 E.  ,  2016/12347 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacı vekili 17/05/2010 tarihli dilekçesiyle; ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2000/147 Esas -2001/239 Karar sayılı dosyasında Hazinenin açtığı davada, müvekkiline usulünce tebligat yapılmadığı ve yöntemine uygun taraf teşkili sağlanmadığı halde 4531 sayılı parselde adına kayıtlı 1 numaralı bağımsız bölümün tapu kaydının iptaliyle Hazine adına tesciline karar verildiği, tebligat adresi yeterince araştırılmadan, davadan haberdar edilmeden karar verildiği gibi taşınmazın 5663 sayılı Kanunun belirlediği sit alanları dışında kaldığı ve özel mülkiyete konu olabileceği, taşınmazın Hazine tarafından satışa çıkarıldığını belirterek taşınmazın davalı Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tescili, tapu iptali ve tescil taleplerinin yerinde görülmemesi halinde ise, taşınmazın değeri olarak şimdilik 10.000,00-TL’nin davalıdan alınması istekleriyle dava açmıştır.
    Mahkemece yapılan yargılama sonunda; tapu iptali ve tescil isteminin kesin hüküm nedeniyle, tazminata ilişkin talebin ise Borçlar Kanunu’nun 60. maddesindeki 1 yıllık zamanaşımı süresi dolduğundan zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş, davacı vekilinin temyizi üzerine, hüküm Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 26/11/2012 tarih ve 2012/9778 - 2012/13840 sayılı kararı ile bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Somut olayda ileri sürülen bu iddia, 1086 sayılı Kanunun 445/7. maddesi kapsamında değerlendirilebilecek bir istek olup, yargılamanın yenilenmesi nedeni olabilir.
    Bilindiği üzere, gerek 1086 sayılı HUMK"nun 76. maddesi gerekse 6100 sayılı HMK"nun 33. maddesi uyarınca olayları bildirmek taraflara, hukuki nitelendirmeyi yapmak ve uygulanacak yasa maddelerini tayin etmek görevi hakime aittir.
    İddia bu doğrultuda yorumlandığında, davanın yargılamanın yenilenmesi olarak görülerek, önceki davada gerçekten yöntemine uygun biçimde taraf teşkilinin sağlanıp sağlanmadığının belirlenmesi, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken olayda uygulama yeri olmayan kesin hükümden söz edilerek davanın reddi doğru değildir.
    Kabule göre de Hazinece açılan önceki davanın 25.06.2002 tarihinde kesinleştiği gözetildiğinde, taşınmaz mülkiyetinin yitirildiği tarih itibariyle BK"nun 125. (6098 sayılı TBK"nun 146 md.) maddesi uyarınca 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu, 1 yıllık hak düşürücü sürenin uygulanamayacağı, bu nedenle tazminat davasının görülebilir olduğu açıktır. Ne var ki davada öncelikle tapu iptali ve tescil istendiğine göre, anılan isteğin reddi halinde tazminat isteğinin değerlendirileceği kuşkusuzdur.” denilmiştir.
    Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, 6100 sayılı HMK’nun 379/-c ve 379/2 maddesi gereğince yargılanmanın yenilenmesi talebinin reddine, tapu iptal ve tescil ile tazminat talepli davanın ise tefrikine karar verilmiş, verilen bu karar temyiz edilmeksizin 09/12/2014 tarihinde kesinleşmiştir.
    Tapu iptali ve tescil ile tazminat istemli dava mahkemenin 2014/74 Esasına kaydedilerek yapılan yargılama sonunda, tapu iptal ve tescile yönelik talebin reddine, tazminat talebinin kabulüne ve 52.000,00-TL’nin dava tarihi olan 17/05/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, terditli olarak tapu iptali ve tescil istemi, olmadığı takdirde ise 4721 sayılı TMK"nun 1007. maddesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
    Tazminat isteğine dayanak ... Köyü, 4531 parsel sayılı 245,00 m² yüzölçümündeki taşınmaz, tapuda “arsa” vasfıyla 559/4472 hissesi davacı adına ve 1/8 arsa paylı zemin kat 1 nolu meskende lehine kat irtifakı ile kayıtlı iken, Hazine tarafından açılan tapu iptal ve tescil istemli dava nedeniyle ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 30/01/2001 tarih ve 2000/147 – 2001/239 sayılı kararıyla 4531 sayılı parselin davacı ve dava dışı gerçek kişiler adına olan tapu kaydının iptali ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, verilen bu karar temyiz edilmeksizin 25/06/2002 tarihinde kesinleşmiştir.
    Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki, tazminat isteğine dayanak ve 4531 parselde yer alan zemin kat 1 nolu bağımsız bölüm değerinin, değerlendirme tarihi olan 25/06/2002 tarihinden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre, üzerindeki yapılara değerlendirme tarihindeki resmi birim fiyatları ve yapı maliyet hesapları gösterilip yıpranma payı düşülmek suretiyle ve ayrıca bedelin tespitinde etkili olacak diğer objektif ölçüler de dikkate alınarak değerinin belirlenmesi gerekir. Buna göre yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda arsa değeri ve tüm yapının (ortak yerleri içerir biçimde) değeri hesaplandıktan sonra, toplam bedel üzerinden arsa payına düşen miktarına göre bağımsız bölümün karşılığı tespit edilir. Şayet o bağımsız bölüm yapısında değeri etkileyecek özellik ve nitelikte ekstra ilaveler varsa bunları da gözönünde tutmak gerekir. Yukarıda açıklanan esaslar dairesinde sözü edilen bağımsız bölüme değer biçilmesi gerekir. Ancak hükme esas alınan bilirkişi raporunda bu yönteme uyulmadan soyut ifadelerle değer biçildiğinden, bu rapora dayanılarak hüküm kurulamaz.
    Bundan başka, davacı vekili tarafından dava dilekçesinde faiz istenmeden talep edilen tazminat miktarı 10.000,00-TL olduğu ve davacı vekili tarafından ıslah da yapılmadığı halde talep aşılmak suretiyle fazla miktara ve faize hükmedilmesi de doğru olmamıştır.
    Hal böyle olunca, taraflara dava konusu taşınmaza yakın bölgeden, benzer yüzölçümlü ve değerlendirme tarihi olan 25/06/2002 tarihinden önceki yakın tarihli satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde re"sen emsal celbi yoluna gidilmesi ve önceki bilirkişiler dışında yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu ile keşif yapılarak rapor alınması ve değerlendirme tarihi olan 25/06/2002 tarihinde dava konusu taşınmaz ile bilirkişi kurulunca emsal kabul edilecek taşınmazların, Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından belirlenen emlak vergisine esas olan m2 değerleri, ilgili Belediye Başkanlığı Emlak Vergi Dairesinden istenip, dava konusu taşınmazın, emsal taşınmazlara göre üstünlük oranı yönünden bilirkişi kurulu raporu da denetlenerek arsa payının, bayındırlık resmi birim fiyatları esas alınıp, yıpranma payı da düşülmek suretiyle bağımsız bölümünün değeri tespit edilip oluşacak sonuca göre ve taleple bağlı kalınarak bir hüküm kurulmalıdır.
    Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 19/12/2016 günü oy birliği ile karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi