Esas No: 2016/17481
Karar No: 2020/5304
Karar Tarihi: 08.12.2020
Danıştay 4. Daire 2016/17481 Esas 2020/5304 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/17481
Karar No : 2020/5304
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : … Madencilik Ticaret Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem: Davacı adına, bir kısım hasılatını kayıt ve beyan dışı bıraktığından bahisle 2011 yılının 4-6. dönemi için re'sen tarh edilen vergi ziyaı cezalı stopaj vergisinin kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; 2011 yılının 4-6. dönemine ilişkin stopaj vergisi, 2010 yılı hesapları üzerinden tespit edilen matrah farkına dayandığından, 2010 yılı için yapılan tarhiyatların dikkate alınması gerektiği, davacı şirket hakkında, 2010 yılına ilişkin olarak yapılan vergi ziyaı cezalı kurumlar vergisi tarhiyatının, Mahkemelerinin … tarihli ve E: …, K: … sayılı kararı ile kaldırılmış olduğu, bu nedenle dava konusu 2011/4-6. dönem vergi ziyaı cezalı stopaj vergisinin dayanağı ortadan kalktığından, yapılan vergi ziyaı cezalı stopaj vergisi tarhiyatında hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı şirket tarafından, kömür satışlarında düşük bedelle fatura düzenlediğine ilişkin olarak vergi inceleme raporunda yer verilen tespitler esas alınarak takdir komisyonunca hesaplanan matrah farkı üzerinden yapılan cezalı tarhiyatın yasal ve yerinde olduğu belirtilerek kabul kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Vergi Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
5. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş (15) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08/12/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY:
Davacı adına, 2010 yılı hesap ve işlemlerinin incelenmesi sonucunda, bir kısım hasılatını kayıt ve beyan dışı bıraktığından bahisle ve aynı yıl içerisinde amortismana tâbi iktisadi kıymetin satışını gider kaydettiğinden 213 sayılı VUK'nun 313. maddesi uyarınca doğrudan gider olarak muhasebeleştirildiği tespit edilen 100.500,26 TL'lik tutarın matraha eklenmesi suretiyle 2011 yılının 4-6. dönemi için re'sen tarh edilen vergi ziyaı cezalı stopaj vergisinin kaldırılması istemiyle açılan davanın kabulüne dair mahkeme kararı temyiz edilmiştir.
Kayıt dışı bırakılan hasılatın kar dağıtımı olarak kabul edilmesi ve bunun üzerinden tevkifat yapılmasına ilişkin 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 75. maddesinin 1. fıkrasında, sahibinin ticari, zirai veya mesleki faaliyeti dışında nakdi sermaye veya para ile temsil edilen değerlerden müteşekkil sermaye dolayısıyla elde ettiği kâr payı, faiz, kira ve benzeri iratların menkul sermaye iradı olduğu; ikinci fıkrasında, kaynağı ne olursa olsun maddede tahdidi olarak sayılan iratların menkul sermaye iradı sayılacağı; 94/6-b-i maddesinde ise tam mükellef kurumlar tarafından, tam mükellef gerçek kişilere, gelir ve kurumlar vergisi mükellefi olmayanlara ve bu vergilerden muaf olanlara dağıtılan, 75. maddenin ikinci fıkrasının (1), (2) ve (3) numaralı bentlerinde yazılı kâr paylarından istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecbur oldukları belirtilmiştir.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 30. maddesinde, re'sen vergi tarhının; vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitine imkan bulunmayan hallerde takdir komisyonları tarafından takdir edilen veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlarca düzenlenmiş vergi inceleme raporlarında belirtilen matrah veya matrah kısmı üzerinden vergi tarh olunması olduğu ve inceleme raporunda bu maddeye göre belirlenen matrah veya matrah farkının re'sen takdir olunmuş sayılacağı hükme bağlanmış ve 4. bendinde ise; defter kayıtları ve bunlarla ilgili vesikaların, vergi matrahının doğru ve kesin olarak tespitine imkan vermeyecek derecede noksan, usulsüz ve karışık olması dolayısıyla ihticaca salih bulunmaması hali, vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitinin mümkün olmadığı haller arasında sayılmıştır.
Aynı Kanunun 134. maddesinde vergi incelemesinden maksadın ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunun araştırılması, saptanması ve sağlanması olduğu; 273. maddesinde alet, edevat, mefruşat ve demirbaş eşyanın maliyet bedeli ile değerleneceği; 313. maddesinde işletmede bir yıldan fazla kullanılan ve yıpranmaya, aşınmaya veya kıymetten düşmeye maruz bulunan gayrimenkullerle 269 uncu madde gereğince gayrimenkul gibi değerlenen iktisadi kıymetlerin, alet, edevat, mefruşat, demirbaş ve sinema filmlerinin birinci kısımdaki esaslara göre tespit edilen değerinin, bu Kanun hükümlerine göre yok edilmesinin amortismanın mevzuunu teşkil edeceği, ilgili mevzuat gereğince sözleşme süresinden sonra bedelsiz olarak Devlete veya Devletçe tensip olunan bir teşekküle veya belediyeye intikali öngörülen amortismana tabi iktisadi kıymetlerden (sözleşme süresinde yenilenmesi gerekenler hariç), sermayenin veya özel maliyet bedellerinin itfası hükümlerine göre amortismana tabi tutulanların, genel hükümler uyarınca ayrıca amortismana tabi tutulamayacağı, 393 sayılı Genel Tebliğ gereğince değeri 680,00 TL'yi aşmayan peştemallıklar ile işletmede kullanılan ve değeri 680,00 TL'yi aşmayan alet, edevat, mefruşat ve demirbaşların amortismana tabi tutulmayarak doğrudan doğruya gider yazılabileceği, iktisadi ve teknik bakımdan bütünlük arz edenlerde bu haddin topluca dikkate alınacağı hüküm altına alınmıştır.
Vergi Usul Kanunu'nun 175. ve mükerrer 257. maddelerinin Maliye Bakanlığına verdiği yetkiye dayanılarak; 26.12.1992 tarih ve 21447 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 1 Sıra Nolu Muhasebe Sistemi Genel Tebliğinde muhasebe standartlarına, tek düzen hesap planına ve mali tablolara ilişkin usul ve esaslar belirlenmiş olup, söz konusu tebliğde, 150- İlk Madde Malzeme Hesabı'nın Üretimde veya diğer faaliyetlerde kullanılmak üzere işletmede bulundurulan hammadde, yardımcı madde, işletme malzemesi, ambalaj malzemesi ve diğer malzemelerin izlendiği hesap olduğu, 153- Ticari Mallar Hesabı'nın malzemesi ve diğer malzemelerin izlendiği hesap olduğu, 153- Ticari Mallar Hesabı'nın Herhangi bir değişikliğe tabi tutulmadan satmak amacı ile işletmeye alınan ticari mallar (emtia) ve benzeri kalemlerin bu hesapta yer aldığı, 253 Tesis Makine ve Cihazlar Hesabının "Üretimde kullanılan her türlü makine, tesis ve cihazlar ile bunların eklentileri ve bu amaçla kullanılan taşıma gereçlerinin (Konveyör, Forklift vb) izlendiği hesap olduğu", 255-Demirbaşlar Hesabı'nın ise; İşletme faaliyetlerinin yürütülmesinde kullanılan her türlü büro makine ve cihazları ile döşeme, masa, koltuk, dolap, mobilya gibi maddi varlıkların izlendiği hesap olduğu" kurallarına yer verilmiştir.
Buna göre amortismana tabi tutulması gereken iktisadi kıymetin genel özelliği aksine özel bir hüküm bulunmadığı takdirde işletmede bir yıldan fazla kullanılmasına ve yıpranmaya, aşınmaya veya kıymetten düşmeye maruz bulunmasına bağlı olup, işletmede kullanılan ve değeri 2010 yılı için 680 TL'yi aşan alet, edevat, mefruşat ve demirbaşların amortismana tabi tutulması gerekmektedir.
Olayda, davacı hakkında düzenlenen Vergi İnceleme Raporu'nda; binalar hesabında yer alan 100.500,00 TL tutarındaki giderin, amortismana tabi iktisadi kıymet niteliğinde olması nedeniyle demirbaşlar hesabına kaydedilmesi ve normal amortisman yoluyla sekiz yılda eşit taksitlerle itfa edilmesi gerekirken herhangi bir gerekçe göstermeden yersiz olarak doğrudan gider ve maliyet hesaplarına yapılan kayıtlar nedeniyle kurum kazancının azaltıldığının tespiti üzerine bu tutar maliyetlerden çıkarılarak bulunan matrah üzerinden yapılan dava konusu vergi ziyaı cezalı gelir (stopaj) vergisi tarhiyatında hukuka aykırılık bulunmadığından davalı idarenin temyiz talebi kabul edilerek Mahkeme kararının kısmen bozulması gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.