17. Ceza Dairesi 2020/2622 E. , 2020/6745 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hırsızlık, iş yeri dokunulmazlığının ihlali, mala zarar verme
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel mahkemece suça sürüklenen çocuklar hakkında hırsızlık, iş yeri dokunulmazlığının ihlali ve mala zarar verme suçlarından verilen hükümler temyiz edilmekle, başvuruların süresi ve kararların niteliği ile suçların tarihine göre dosya görüşüldü:
I- Suça sürüklenen çocuk ... hakkında katılanlar ... ve ...’a yönelik iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçundan kurulan hükümlerin temyiz incelemesinde;
Her iki katılana yönelik iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçunun birden fazla kişi ile gerçekleştiğinin kabul edilmesine rağmen suça sürüklenen çocuk hakkında kurulan hükümlerde TCK’nun 119/1-c maddesinin uygulanmaması sureti ile eksik ceza tayini, aleyhe temyiz bulunmadığından, suçların iş yeri dokunulmazlığının ihlali yerine konut dokunulmazlığının ihlali olarak nitelendirilmesi mahallinde düzeltilebilir yazım hatası olarak kabul edildiğinden bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçların suça sürüklenen çocuk tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir.
Ancak;
5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 106. maddesine göre, suça sürüklenen çocuklar hakkında hükmedilen adli para cezalarının ödenmemesi halinde hapse çevrilemeyeceği hususu gözetilmeden, suça sürüklenen çocuk hakkında iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerinde, para cezası ödenmediği takdirde hapis cezasına çevrileceği belirtilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk ... müdafinin temyiz nedeni bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, katılanlar ... ve ...’a yönelik iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçu yönünden kurulan hükümlerin açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 5320 sayılı Yasa"nın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkralarından ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğine ilişkin kısmın çıkarılması suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
II- Suça sürüklenen çocuklar ... ve ... hakkında katılanlar ... ve ...’a yönelik mala zarar verme suçlarından kurulan hükümlerin temyiz incelemesinde;
Suça sürüklenen çocukların eylemlerine uyan 5237 sayılı TCK"nin 151/1, 31/2 maddesinde düzenlenen suçun gerektirdiği cezanın türü ve üst sınırına göre, aynı Kanun"un 66/1-e, 66/2 maddelerinde öngörülen 4 yıllık asli dava zamanaşımı süresinin, karar tarihi olan 24.11.2015 tarihinden inceleme tarihine kadar geçmiş bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuklar ... ve ... müdafilerinin temyiz nedeni bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmlerin açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasa"nın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK"un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak suça sürüklenen çocuklar hakkında mala zarar verme suçundan açılan kamu davalarının zamanaşımı nedeniyle DÜŞÜRÜLMESİNE,
III- Suça sürüklenen çocuk ... hakkında katılan ...’e yönelik hırsızlık ve mala zarar verme suçlarından, katılan ... ...’a yönelik hırsızlık, iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçlarından, katılan ...’a yönelik hırsızlık ve iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçlarından kurulan hükümler ile suça sürüklenen çocuk ... hakkında katılan ...’e yönelik hırsızlık ve mala zarar verme suçlarından, katılan ... ...’a yönelik hırsızlık suçundan ve katılan ...’a yönelik hırsızlık suçlarından kurulan hükümlerin temyiz incelemesinde;
1- Suç tarihinde 12-15 yaş grubunda olan suça sürüklenen çocuk ... hakkında 5237 sayılı TCK"nun 31/2. maddesi gereğince; Ceza Genel Kurulu"nun 04/04/2017 tarih, 2014/518 Esas ve 2017/208 Karar sayılı kararında ifade edildiği gibi işlediği iddia olunan hırsızlık, iş yeri dokunulmazlığının ihlali, mala zarar verme suçlarının hukuki anlam ve sonuçlarını algılayıp algılamadığı ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin yeterince gelişip gelişmediğine ilişkin rapor aldırılmadan hükümlülük kararı verilmesi,
2- Suç tarihinde 12-15 yaş grubu içerisinde bulunan suça sürüklenen çocuk ... hakkında 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu"nun 35/1 ve Çocuk Koruma Kanunu"nun Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik"in 20/2. maddesi gereğince zorunlu olan sosyal inceleme raporu alınmadan, başka bir dosyadan alınan sosyal inceleme raporuna dayanılarak hüküm kurulması,
3- Suça sürüklenen çocuklar ... ve ... hakkında hırsızlık suçlarından hüküm kurulurken, suç tarihi itibari ile TCK’nun 143/1. maddesi uyarınca temel cezanın en fazla 1/3’üne kadar artırılabileceği halde, yazılı şekilde 1/2 oranında artırım yapılarak fazla ceza tayini,
4- Suça sürüklenen çocuk ... Olçum hakkında katılan ...’e yönelik mala zarar verme suçundan, katılanlar Abdulaselam ... ve ...’a yönelik iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçlarından, suça sürüklenen çocuk ... hakkında katılan ...’e yönelik mala zarar verme suçundan kurulan hükümler açısından, 5237 sayılı TCK"nın 50/3. maddesinde daha önce hapis cezası ile mahkum olmayan 18 yaşını doldurmamış çocukların mahkum edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezalarının aynı maddenin birinci fıkrasında yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrileceği belirtilmiş, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun"un 106/4. maddesinde "Çocuklar hakkında hükmedilen adli para cezasının ödenmemesi halinde bu ceza hapse çevrilemez, bu takdirde onbirinci fıkra hükmü uygulanır." şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Her ne kadar 5237 sayılı TCK"nın 50/6. maddesinde seçenek tedbirin yerine getirilmemesi halinde tedbire çevrilen kısa süreli hapis cezasının tamamen veya kısmen infazına karar verileceği belirtilmiş ise de, yukarıda açıklanan düzenlemeler karşısında 5237 sayılı TCK"nın 50/6. maddesinin çocuklar yönünden uygulanamayacağı, hükmolunan seçenek tedbirin yerine getirilmemesi halinde diğer seçenek tedbirlerden birine veya adli para cezasına karar verilebileceği sonucuna varılmaktadır.
Bu itibarla suça sürüklenen çocuklar hakkında kurulan hükümlerde kısa süreli hapis cezalarından çevrilen seçenek tedbirlerinin yerine getirilmemesi halinde hapis cezalarının tamamen veya kısmen infaz edileceği ihtarı yapılamayacağı gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesi,
5- Suça sürüklenen çocukların katılan ...’ün aracının sağ arka kelebek camını kırıp, düz kontak yaparak ve araca hasar vererek eylemlerini gerçekleştirmiş olduğunun anlaşılması karşısında; araçta meydana gelen hasarın, suça sürüklenen çocukların eylemlerinin aracın mülkiyetine yönelik olması nedeniyle ayrıca mala zarar verme suçunu oluşturmayacağı göz ardı edilerek, beraatleri yerine yazılı biçimde mahkumiyetlerine karar verilmesi,
6- Katılanlar ... ve ...’a karşı işlenen iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçlarından kurulan hükümlerde suç isimlerinin iş yeri dokunulmazlığının ihlali yerine konut dokunulmazlığının ihlali yazılması
7- Katılanlar ... ve ...’a karşı işlenen iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçundan kurulan hükümlerde suçun birden fazla kişi ile birlikte işlendiğinin kabul edilmesine rağmen TCK nun 119/1-c maddesinin uygulanmaması sureti ile eksik ceza uygulanması,
8- Katılan ... ...’a yönelik hırsızlık suçundan kurulan hüküm yönünden,
5237 sayılı TCK"nın 61/1. maddesine göre malın değerinin az ya da çok olması, cezanın temel cezanın belirlenmesinde alt sınırdan uzaklaşmak için bir kriter olup, hırsızlık suçuna konu malın değerinin az olmasının TCK"nun 145. maddesinde ayrı olarak düzenlenmesi, kanun koyucunun hırsızlık suçunda malın değerinin az olmasına verdiği önemi göstermektedir. Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 15.12.2009 gün ve 6/242-291 sayılı içtihadında belirtildiği üzere, "...daha çoğunu alabilme olanağı varken yalnızca gereksinimi kadar ve değer olarak az olan şeyi alma" görüşünün, TCK"nun 145. madde uygulamasında bütünüyle reddedilmesi mümkün değil ise de, maddenin yalnızca bu tanımlamayla sınırlandırılması da olanaklı değildir. 145. maddenin gerek ilk şekli, gerekse değiştirilmiş biçimi; ortak tanımlama ile, hırsızlık suçunun konusunu oluşturan değerin az olmasını temel almaktadır. TCK"nun 145. maddesine göre, faile verilen cezada indirim yapılabilmesi için malın değerinin az olması yeterli olup, hâkim indirim oranını TCK"nun 3. maddesinde öngörüldüğü üzere “işlenilen fiilin ağırlığıyla orantılı” olacak şekilde saptamalıdır.
Değer azlığı nedeniyle ceza vermekten vazgeçme kararı verilecek ise; malın değerinin azlığı yanında “suçun işleniş şekli ve özellikleri” de dikkate alınmalıdır. TCK"nun 145. maddesinin uygulanmasında hâkime takdir hakkı tanınmış olup, hâkim takdir hakkını kullanırken keyfiliğe kaçmadan, her somut olaya uygun, yasal ve yeterli gerekçe göstermek suretiyle uygulama yapmalıdır.
Somut olayda ise; suça sürüklenen çocukların katılanın iş yerinden çaldığı eşyaların 60 TL değerindeki 2 adet plastik çalışma eldiveni, 2 adet kırmızı saplı yıldız uçlu tornavidanın anlaşılması karşısında, suça sürüklenen çocuklar hakkında suçların işleniş şekli ve özellikleri itibarıyla ceza vermekten vazgeçilemeyecek ise de, hırsızlık konusunu oluşturan paraların değerinin az olmaları nedeniyle TCK"nun 145. maddesi gereğince verilen cezalardan belirlenecek oranda indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuklar ... ve ... müdafi ile o yer Cumhuriyet Savcısı’nın temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye kısmen uygun olarak BOZULMASINA, 5320 sayılı Yasa"nın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK"nun 326/son maddesi uyarınca suça sürüklenen çocukların katılan ... ve ...’a karşı işlenen iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçu yönünden kazanılmış haklarının gözetilmesine, 30/06/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.