Abaküs Yazılım
4. Daire
Esas No: 2016/10159
Karar No: 2020/5280
Karar Tarihi: 08.12.2020

Danıştay 4. Daire 2016/10159 Esas 2020/5280 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/10159
Karar No : 2020/5280

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı
(… Başkanlığı) /…

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, adına tesis edilen gerçek usulde gelir vergisi mükellefiyetinin basit usul olarak düzeltilmesi istemiyle yapılan şikayet başvurusunun reddine dair işlemin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; davacının 26/10/2011 tarihinden itibaren iş makinesiyle hafriyatçılık faaliyetinde bulunduğuna dair somut tespitler bulunmadığı gibi aksine davacı adına kayıtlı iş makinesinin arızalı olduğu ve çalıştırılmadığının yoklamayla tespit edildiği, ayrıca davacı adına kayıtlı olan iş makinesinin 193 sayılı Kanun'un 51. maddesinde belirtilen araçlardan olmadığının anlaşılması karşısında, davacının salt üzerinde kayıtlı iş makinesi bulunduğundan bahisle gerçek usulde vergilendirilmesi gerektiğinden söz edilemeyeceğinden, davacı tarafından mükellefiyetinin basit usul olarak düzeltilmesi istemiyle yapılan şikayet başvurusunun reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Usul yönünden, davacı iddialarının 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 116 ve devamı maddelerinde hükme bağlanan vergi hataları kapsamında değerlendirilemeyeceği; esas yönünden ise, davacı tarafından 21/10/2011 tarihinde satın alınan iş makinesiyle ilgili olarak 06/05/2014 tarihli ve 9509 sayılı işe başlama bildirimi ile basit usulde vergilendirme talebinde bulunulduğu, işe başlama bildiriminin ekinde bulunan belgeler ile nezdinde yapılan yoklamaya göre mükellefiyetinin değerlendirilmesi neticesinde yasal mevzuat gereği davacı adına gerçek usulde mükellefiyet tesis edildiği, yapılan işlemlerin hukuka uygun olduğu, kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Vergi Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin reddine,
2.Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3.Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4.Dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
5.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş (15) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08/12/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.


(X) KARŞI OY :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 122. maddesinde, vergi mükelleflerin vergi muamelelerindeki hataların düzeltilmesini vergi dairesinden yazı ile isteyebilecekleri; 124. maddesinde de, vergi mahkemelerinde dava açma süresi geçtikten sonra yaptıkları düzeltme talepleri reddolunanların şikayet yolu ile Maliye Bakanlığına müracaat edebileceklerinin hükme bağlandığı, aynı Kanunun 116. maddesinde, vergi hatasının, vergiye ilişkin hesaplarda veya vergilendirmede yapılan hatalar yüzünden haksız yere fazla veya eksik vergi istenilmesi olduğu, 117. maddede hesap hataları, 118. maddesinde de vergilendirme hatalarının düzenlendiği, hesap hatalarının, matrahta hata, vergi miktarında hata ve verginin mükerrer olması olarak; vergilendirme hataları ise mükellefin şahsında hata, mükellefiyette hata, mevzuda hata ve vergilendirme veya muafiyet döneminde hata olarak tahdidi olarak sayıldığı, dolayısıyla, anılan Kanun maddeleri kapsamında idareden düzeltilmesini isteme hakkı doğuran vergi hatalarının, yorumlama yöntemiyle çözülmesine gerek duyulmayan açık ve ilk bakışta anlaşılabilir, maddi şartlar veya hukuki değerlendirme bakımından yoruma müsait olmayan hususlar olduğu anlaşılmaktadır.
Dosyanın incelenmesinden, davacı tarafından 21/10/2011 tarihinde .. marka, Ekskavatör cinsi iş makinesinin satın alındığı, 26/10/2011 tarihinde tescil edildiği, 06/05/2014 tarihinde işe başlama bildirimi ile basit usûlde vergilendirme talebinde bulunulduğu, 09/05/2014 tarihli sicil formuna göre hafriyatçılık faaliyetinden ötürü davacı adına 26/10/2011 tarihinden itibaren geriye dönük olarak gerçek usûlde mükellefiyet tesis edildiği, mükellefiyetinin basit usûl olarak düzeltilmesi istemiyle davacı tarafından yapılan şikayet başvurusunun reddi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, davacı tarafından yapılan başvurunun niteliğine bakıldığında, ileri sürülen iddiaların açık bir vergi hatası kapsamında olmadığı ve düzeltme şikayet kapsamına girmediği anlaşıldığından davacı talebinin reddedilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varıldığından Mahkeme kararının bozulması gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyorum.


(XX) KARŞI OY :
Bilindiği üzere, Gelir Vergisi Kanunu'nun 2. maddesinde sayılan gelir unsurlarından gelir elde eden herkesin ödeme gücüne göre vergi ödemesi esas ise de, kişiler, ticari faaliyetinin büyüklüğü ve kapsamına göre esnaf muaflığı, basit usul ve gerçek usul gibi kazancın tespit esasları açısından farklı gruplara ayrılmakta ve mezkur Kanunda sayılan gruplardan hangi gruba tabi olacaksa ve kazancı hangi usulde vergilendirilecekse, o usule ilişkin belirlenen şartları taşıyıp taşımadıklarına bakılarak mükellefiyet şekli belirlenmektedir.
193 sayılı Gelir vergisi Kanunu'nun ilgili maddelerinde yukarıda sayılan kazancın tespit usullerine ilişkin genel ve özel şartlar sayıldıktan sonra, ihtilaflı konu bakımından değerlendirilmesi gereken basit usulün hududu başlıklı 51/10. maddesinde, şehirlerarası yük ve yolcu taşımacılığı yapanlar ile treyler, çekici ve benzerlerine sahip veya işleticilerinin (...) basit usulden faydalanamayacakları belirtilmiş, ayrıca sözü edilen araçların çalıştırılması gerektiğine vurgu yapılmamıştır.
Öte yandan, Vergi Usul Kanununda, gelir vergisi mükelleflerinin, ticari, zirai ve sınai bir faaliyete başladıklarını gösteren (işyeri açmak, işyeri açılmasa da mesleki teşekkülüne yada ticaret siciline kayıt yaptırmak, basit usule tabi olacaklar için de işle bilfiil uğraşmaya başlamak) bazı şartların oluşmasıyla adlarına mükellefiyet yaptırmaları gerektiği kuralı getirilmiştir.
Olayda, GVK'nun 51/10. maddesinde belirtilen iş makinesi sahibi olduğu tartışmasız bulunan ve bu nedenle aynı Kanunun basit usule tabi olmanın koşullarının sayıldığı maddelerdeki özel ve genel şartları taşımadığı sabit olan davacı adına, sahip olduğu iş makinesinin tescil edildiği dolayısıyla satın alındığı tarihten başlatılarak gerçek usulde tesis edilen mükellefiyet kaydının, basit usule dönüştürülmesi amaçlı talebinin reddi yolundaki vergi dairesi işlemine karşı yapılan düzeltme şikayet başvurusunun reddine yönelik işlemin iptali istemli açılan davanın, kabulüne dair temyize konu Mahkeme kararının yasal mesnedi bulunmadığından bozulması gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyorum.



Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi