MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... köyü, 148 ada 44 parsel sayılı 36 m² yüzölçümündeki taşınmaz 05.07.1999 tarih 252 sıra numaralı tapu kaydına dayanılarak, beyanlar hanesine “....’na aittir” şeklinde şerh konularak “...” vasfıyla davalı ... adına tespit edilmiştir.
Davacı ... Yönetimi vekili 07.09.2007 havale tarihli dilekçesiyle, dava konusu 148 ada 44 sayılı parselin orman sayılan yer olduğu iddiasıyla taşınmazın davalı adına yapılan tespitinin iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tescili isteğiyle dava açmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davanın kabulüne ve dava konusu ... köyü, 148 ada 44 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre yapılmış, çekişmeli parsel orman alanı dışında bırakılmıştır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, 3 kişilik uzman orman bilirkişi kurulu tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırma sonucunda, çekişmeli taşınmaz eski tarihli resmi belgelerde orman olduğu gibi, üzerinde gürgen, yabani kızılcık ve ardıç ağaçları ile kaplı eylemli orman olduğu saptanarak ve pilon yeri konusunda davalının Orman Yönetiminden izin ve irtifak hakkı isteyebileceği gözönünde bulundurularak davanın kabulü yönünde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi gereğince davalıdan onama harcı alınmasına yer olmadığına ve alınan temyiz harcının istek halinde iadesine
19/12/2016 günü oy birliği ile karar verildi.