8. Hukuk Dairesi 2014/8680 E. , 2014/9778 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İstanbul 20. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 14/02/2013
NUMARASI : 2010/769-2013/142
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz eden tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire"ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
K A R A R
Davacı üçüncü kişi vekili, GOP 3. İcra Müdürlüğü’nün 2009/3711 sayılı Takip dosyasında yazılan talimat uyarınca, Eyüp 1. İcra Müdürlüğü’nün 2010/3398 sayılı Talimat dosyasında yapılan 13.09.2010 günlü hacze konu menkullerin ve haciz adresinin davacı üçüncü kişi şirkete ait olduğunu, borçlu ile ilgisinin bulunmadığını, aynı adreste 17.06.2009 tarihinde de haciz uygulandığını, ancak bunun 1 yıllık süresi içinde satış istenmediğinden düştüğünü belirterek istihkak iddiasının kabulü ile haczin kaldırılmasına ve tazminata karar verilmesini istemiştir.
Davalı alacaklı vekili, alacaklının süt üreten bir firma olduğunu, borçlununsa satışını yaptığını, aradaki alışveriş nedeni ile karşılıksız çıkan çeklerin icra takibine konulduğunu, haczin de borçlunun faaliyet adresinde yapıldığını, üçüncü kişinin istihkak iddiası üzerine takibin devamı kararı verildiğini, bu hacizle ilgili bir yıllık süresi içinde satış istendiğini, daha sonra muhafaza ve ek haciz için aynı adrese gidildiğinde mahcuzların yerinde bulunmadığını tespit ederek dava konusu eşyaların haczedildiğini, üçüncü kişi şirketin alacaklıdan mal kaçırmak için paravan olarak kurulduğunu, kaldı ki ortağı Gülşen’in borçlu şirket ortağı Yahya’nın ve diğer ortağı Hülya ise yediemin Ahmet Şükür’ün eşi olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece toplanan delillere göre: davacı üçüncü kişi ve davalı borçlu şirketler arasında ortakları arasındaki akrabalık bağı bulunduğu, mülkiyet karinesinin borçlu, dolayısıyla alacaklı yararına olduğu, ispat yükü altında olan üçüncü kişinin karinenin aksini kanıtlamaya elverişli delilleri sunamadığı, diğer yandan davacı şirketin alacaklıdan mal kaçırmak için danışıklı olarak kurulduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” davası niteliğindedir. İcra takibine dayanak borç, 31.01.2009 tarihli çekten kaynaklanmakta olup, bununla ilgili GOP İcra Hukuk Mahkemesi tarafından İİK’nun 33/a maddesi uyarınca verilmiş 22.04.2011 tarihli icranın geri bırakılması kararı bulunmaktadır.
Bu durum doğrudan istihkak davasının şartlarına etki edeceğinden değerlendirilerek, davalı alacaklının, icranın geri bırakılması kararının kesinleştiğinin kendisine tebliğinden sonra, zamanaşımının vaki olmadığını ispat için 7 gün içinde genel mahkemelerde dava açıp açmadığının araştırılması, böyle bir dava açılmamışsa istihkak davasının dava şartı yokluğundan reddi, varsa sonucunun istihkak davasında bekletici mesele yapılması gerekir.
Belirtilen nedenlerle hükmün bozulması gerekmiştir.
2-Bozma neden ve şekline göre diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesi gerekli görülmemiştir.
Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı üçüncü kişi vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK"nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 24,30 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine
15.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.