12. Ceza Dairesi 2014/8121 E. , 2015/72 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Dava : 466 sayılı Kanun gereğince tazminat
Hüküm : 1.107,32 TL maddi ve 2.000 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine
Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
25.05.2010 olan dava tarihinin gerekçeli karar başlığında 02.03.2009 olarak yazılması mahallinde düzeltilebilir yazım yanlışlığı kabul edilmiştir.
Yapılan incelemeye, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre davalı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Davacının tutuklandığı tarihe göre dava 466 sayılı Kanun hükümlerine dayalı tazminat istemine ilişkin olup; Ceza Genel Kurulunun 23/03/2010 tarih ve 2009/256 Esas ve 2010/57 sayılı kararına göre 466 sayılı Kanunun 2. maddesindeki üç aylık sürenin başlangıcı için 21/04/1975 tarih ve 3-5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına atıf yapılarak kesinleşen beraat kararından davacının haberdar olmasının aranması gerektiği şeklindeki kabulü ve tazminat davasının 25.05.2010 tarihinde açıldığı dikkate alındığında, kesinleşme şerhli karar örneğinin davacıya tebliğ edilip edilmediği veya davacının, hakkında verilen beraat hükmünün kesinleştiğini dosyadan belge almak ve benzeri yollarla öğrenip öğrenmediğinin ve davanın süresinde açılıp açılmadığının şüpheye yer vermeyecek şekilde belirlenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeyerek eksik araştırma ve inceleme sonucu tutuklama işleminin yapıldığı tarihte yürürlükte olmayan 5271 sayılı CMK"nın 142/1. maddesi gereğince davanın süresinde açıldığının kabulü,
2- Dairemizce yapılan temyiz incelemeleri sırasında aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı olarak birden fazla davanın açıldığının tespit edildiğinin anlaşılması karşısında; hazine zararına yol açan mükerrer davalara ilişkin ödemelerin önlenmesinin temini ve kamu kaynaklarının etkili, verimli ve hukuka uygun kullanılması bakımından, aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı açılmış dava olup olmadığının ilgili birimlerden sorulup, Ulusal Yargı Ağı Sistemi (UYAP) üzerinden de araştırılarak tespit edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kabule göre de;
1- Bilirkişi raporunda davacının tutuklu kaldığı döneme ilişkin olarak asgari ücret üzerinden hesaplanan 107,32 TL"nin maddi tazminat olarak ödenmesine karar verilmesi gerekirken, mahkemece neye göre belirlendiği anlaşılamayan 1.107,32 TL"nin maddi tazminat olarak fazla tayini,
2- Manevi tazminat miktarı belirlenirken objektif bir kriter olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre, talep gereğince tutuklanma tarihi olan 14.09.2001 tarihinden itibaren faize hükmedilmesi suretiyle tazminat davasının kesinleştiği tarihe kadar davacının elde edeceği parasal değer ve benzeri hususlar da gözetilmek suretiyle, hakkaniyet ölçüsünü aşmayacak bir şekilde, hak ve nasafet kurallarına uygun makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, davacının tutuklu kaldığı süre dikkate alındığında hükmolunan manevi tazminat miktarının bu ölçütlere uymayıp çok fazla tayini,
Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 12.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.