Davacı, 1.1.1994 tarihinden itibaren tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı kanuni gerektirici nedenlere göre tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının 01.01.1994 tarihinden tescil edildiği 1.3.1999 tarihine kadar itibaren tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbiti istemine ilişkindir.
Mahkemece davacının 01.12.1996 tarihinden dava tarihi olan 29.5.2006 tarihine kadar tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitine kabulüne karar verilmiştir..
Davanın, yasal dayanağını oluşturan 2926 sayılı Yasa’da 506 sayılı Yasa’nın 79.maddesine koşut geçmiş tarım Bağ-Kur hizmetlerinin tesbitine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir. 2926 sayılı Yasa’nın 7. maddesi hükmüne göre, bu yasaya göre, sigortalı sayılanlar, sigortalı sayıldıkları tarihten itibaren en geç üç ay içinde Kurum’a başvurarak kayıt ve tescillerini yaptırmak zorundadırlar. Anılan Yasa’nın 5. maddesi ile 7. madde de belirtilen süre içinde kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin kayıt ve tescil edildikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren başlayacağı hükmü getirilmiştir. 2926 sayılı Yasa’nın 2. ve 3. maddeleri kapsamında, kendi nam ve hesabına tarımsal faaliyette bulunanlardan yasanın uygulanma tarihinde 50 yaşını dolduran kadınlarla, 55 yaşını dolduran erkekler dışındakiler bakımından tarım Bağ-Kur sigortalılığı zorunlu sigortalılık niteliğinde bulunmaktadır. Başka bir ifade ile sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçip kaçınmak mümkün değildir. Diğer yandan resen tescil başlığını taşıyan 9.maddeye göre bu yasa kapsamında sigortalı sayılanların sigortalılıklarının başladığı tarihten itibaren 3 ay içinde Kurum’a kayıt ve tescilini yaptırmayanların tescil işlemlerinin Kurum’ca re’sen yapılması gerekmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 36.maddesi kapsamında Kurum’un prim alacaklarını Bakanlar Kurulu Kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi mümkündür. Bu bağlamda 2.madde kapsamına girenlerin belirtilen şekilde prim borçlarının ürün bedellerinden tevkifat suretiyle kesilerek Bağ-Kur’a ödenmesi halinde kayıt ve tescil için kurum’a başvuru olmasa dahi bahse konu biçim de prim ödenmesi suretiyle kayıt ve tescil konusundaki iradelerini ortaya koydukları tartışmasızdır. Bağ-Kur’un iş bu prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’sen kayıt ve tescil etmemesi yasanın kendisine yüklediği re’sen tescil mükellefiyetine aykırılık teşkil etmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 10.maddesine göre, kayıt ve tescil işlemlerinde Valilik, Kaymakamlık, Özel İdare, Belediye, Muhtarlık ve Nüfus İdareleri kayıtları ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, kanunla kurulu meslek kuruluşlarının, tarım satış kooperatifler kanununa göre kurulan pancar ekicileri İstihsal Kooperatifleri ile Birliği, T.Şeker Fabrikaları Anonim ,irketi ve tarım kesimine yönelik faaliyette bulunan milli bankaların kayıtlarının esas alınacağı bildirilmiştir. Bu kayıtların tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmanın yasal karinesi olduğu ortadadır.
Dosya kapsamından, davacının 20.08.1994,19951996,1997 tarihinde , teslim ettiği ürün bedelinden prim kesintisi yapıldığı, Ziraat Odasına 2003 yılında, Cumayeri Fındık Tarım Satış Kooperatifine 1974 yılında üye olduğu ve halen üyeliğinin devam ettiği 01.03.1999 tarihinde davalı kurumca tarım Bağ-kur sigortalısı olarak tescil edildiği zirai arazisinin bulunduğu anlaşılmaktadır.
Mahkemece ilk kesintinin yapıldığı tarihi takip eden aybaşı olan 01.09.1994 tarihinden itibaren davacının tescil edildiği 1.3.1999 tarihine kadar olan sürede tespit kararı verilmesi gerekirken Bağ-Kur İl Müdürlüğünde 1994, 1995 yıllarına ilişkin kesinti kayıtlarının bulunmadığı yönündeki cevabının davacının aleyhine sonuç doğurmaması gerektiği dikkate alınmayarak 01.12.1996 tarihinden dava tarihi olan 29.5.2006 tarihine kadar tarım Bağ-Kur sigortalılığının tesbitine karar verilmesi isabetsizdir.
Öte yandan,davalı kurumun yukarıda açılanan yasal gerekçelere göre davacıyı tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak tescil etme yükümlülüğünü yerine getirmeyerek davanın açılmasına neden olduğu ve davacı tarafından açılan dava kabul edildiğine göre davacı yararına avukatlık ücreti takdir edilmesi ve yargılama giderinin davalı kurumdan tahsil edilerek davacıya verilmesine karar verilmesi gerekirken, davanın mahiyeti gibi hatalı bir değerlendirme ile davacı yararına avukatlık ücretine hükmedilmemesi ve yargılama giderlerinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesi isabetsiz olmuştur.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik inceleme ile davacı yararına avukatlık ücretine hükmedilmemesi ve yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 11.12.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.