19. Ceza Dairesi Esas No: 2016/10547 Karar No: 2017/9402 Karar Tarihi: 08.11.2017
5846 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2016/10547 Esas 2017/9402 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık, 80 adet sahte bandrollü, 4 adet başka bir esere ait bandrol yapıştırılmış usulsüz bandrollü ve 5 adet bandrolsüz kitabı sattığı için 5846 Sayılı Kanuna Aykırılık suçundan mahkum edilmiştir. Temyiz isteği reddedilen kararın, kanuni yargılama süreci ve dinlenen tanıklar sonucunda oluştuğu belirtilmiş ve başka nedenler bulunamamıştır. Ancak TCK’nın 44. maddesinde belirtildiği üzere, aynı fiil ile birden fazla suçun oluşması durumunda en ağır cezayı gerektiren suçtan cezalandırılması gerektiği belirtilmiştir. Sanığın işlediği suçun en ağır cezayı gerektiren suçunun belirlenemediği, bu nedenle TCK’nın 71/1, 81/13 maddeleri uyarınca hüküm kurulması gerektiği belirtilmiştir. Mahkeme ayrıca, davaya katılan şirket vekilinin hak sahipliği belgelerini süresinde ibraz etmediği için, yayınevinin davaya katılmasına karar verilip lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği kararını vermiştir. Sanık ise, Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli kararı sonucu, hak yoksunluklarına hükmedilmesinin bazı hükümlerinin iptali nedeniyle yeniden değerlendirme yapılması gerektiği belirtilerek, kararın bozulması gerektiği hüküm altına alınmıştır. Kararda yer alan kanun maddeleri; TCK’nın 44, 71/1 ve 81/13, CMUK’nın 321 ve 326/son fıkr
19. Ceza Dairesi 2016/10547 E. , 2017/9402 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : 5846 Sayılı Kanuna Aykırılık HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir. Ancak; 5237 Sayılı TCK"nın 44. maddesinde “işlediği bir fiil ile birden fazla farklı suçun oluşmasına sebebiyet veren kişi, bunlardan en ağır cezayı gerektiren suçtan cezalandırılır” hükmüne yer verilmesi, bir fiilden kastedilenin sanığın hareket veya hareketlerinin bir sonucu elde etmeye (bir suçu işlemeye) yönelik olması, bu nedenle de fiilde birden fazla hareketin bulunabilmesi karşısında; sanığın 80 adet sahte bandrollü, 4 adet başka bir esere ait bandrol yapıştırılmış usulsüz bandrollü ve 5 adet bandrolsüz kitabı sattığı hususu ile şikayetçi vekilinin dava konusu materyal ile ilgili olarak 6 aylık yasal şikayet süresi içerisinde hak sahibi olduğunu kanıtlayan belgeleri ibraz etmediği (katılan şirket vekilinin 01/02/2013 tarihinde hak sahibi olduklarını öğrenmesine rağmen, hak sahibi olduklarını kanıtlayan belgeleri süresinden sonra 12/06/2014 tarihinde dosyaya sunduğu) nazara alındığında, tespit edilen sanığın eyleminin TCK"nın 44. maddesi aracılığıyla 5846 sayılı Kanun"un 81/9. maddesine uyduğu gözetilmeden, aynı Kanun’un 71/1, 81/13 maddesi uyarınca hüküm kurulması, Kabule göre; 1-Şikayetçi ... Yayıncılık Tic. San. Ltd. Şti. vekilinin hak sahipliği belgelerini süresinde ibraz etmediği gözetilmeden, anılan yayınevinin davaya katılmasına karar verilip lehine vekalet ücretine hükmedilmesi, 2-Kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesi uyarınca hak yoksunluklarına hükmedilmiş ise de, 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı ile anılan maddenin bazı hükümlerinin iptal edilmiş olması nedeniyle yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu, Kanuna aykırı ve sanık müdafiinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnameye aykırı olarak, HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca, BOZULMASINA, sanık hakkında CMUK 326/son fıkrasının gözetilmesine, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 08/11/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.